'Şişko Nuri'nin umudu sinemaya dönmek

"Şişko Nuri" olarak bilinen Türk sinemasının sevilen karakteri Sıtkı Sezgin, Samsun'da Büyükşehir Belediyesi'nin huzurevinde yaşamını sürdürüyor.

cumhuriyet.com.tr

Sıtkı Sezgin (60), sinemadan uzaklaşmasına rağmen, kurduğu küçük tiyatro ekibi ile çocukları eğlendirmeye devam ediyor.

Sezercik ile oynadığı Öksüzler filminde bir sıpanın açık artırmayla satılma sahnesinde, ''Benim olacak fıstık, binecem üstüne, vurucam kırbacı, vurucam kırbacı, babam çok zengindir, çuvalla para verir'' repliğiyle beyinlere kazınan, Adile Naşit, Münir Özkul gibi pek çok sevilen sanatçı ile onlarca filmde kamera karşısına geçen Şişko Nuri, Yeşilçam'ın ihtişamlı günlerini kaybetmesiyle sinemadan da uzaklaştı.

Bugüne kadar sinemadan maddi anlamda beklediğini bulamadığını söyleyen Sezgin, yaşadığı zor günlerin ardından Samsun Büyükşehir Belediyesi Huzurevinin çatısı altında yeni bir hayata başladı.

Sıtkı Sezgin, yaklaşık 40 yıl 300'e yakın Türk filminde rol aldığını, ''Şişko Nuri'' adını kendisine Orhan Boran'ın verdiğini söyledi.

Sezgin, 1973-1974 yıllarında Hürriyet gazetesinin Çocuk Kulübü Yarışması'nda Bakırköy Alibaba Tiyatrosu'na çocuk oyuncu olarak seçilmesinin ardından bir film setinde Fatma Girik'le tanışmasıyla filmlerde rol almaya başladığını, ilk filminin Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler olduğunu, burada ''Bilgin'' karakterini canlandırdığını ifade etti.

Kendisini ''yeşeren, etrafına meyve veren bir ağaca'' benzeten Sezgin, tiyatroyu ve sinemayı çok sevdiğini ve bir türlü kopamadığını kaydetti.

Huzurevi günlerinde Samsun Valisi Hasan Basri Güzeloğlu'nun desteğiyle ''Mutluluk Işığı'' adlı çocuk oyunuyla okullarda 3 kişilik ekipleriyle sahne aldıklarını, 40 dakika süren oyunda çocuklara güzel mesajlar verdiklerini ifade eden Sezgin, çocuklarla olmaktan mutluluk duyduğunu belirtti.

Bir gün yeniden sinemaya dönebilmeyi umduğunu, kendisine rol verilmesi halinde seve seve görev alacağını söyleyen Sezgin, Yeşilçam'ın vefasızlığından yakınarak şunları kaydetti:
''Eskiden Türk sinemasında biz gönül neferi idik bu işte. Kostüm, yol parası gibi çeşitli masraflarımızı bile film şirketlerinden zar zor alıyorduk. Film şirketleri de çeklerle, senetlerle saratçıların parasını bulmaya çalışıyordu. O zaman halk güzel filmler seyrediyordu. Şimdi halk televizyon kanallarından sıkılmaya başladı. Yenilik arıyor insanlar, yeni projeler üretilsin, çocuk dizileri yapılsın istiyorlar. Yeşilçam'da vefa diye bir şey kalmadı, ''unutulduk'' diyebiliriz. Baykal Kent, benim değerli arkadaşım, o bile Bursa Huzurevinde. Birçok sanatçımız öldü, eksildi kadromuz. Ayakta kıt kanaat durmaya çalışıyoruz, mücadele ediyoruz. Film teklifi gelse, bizler hayranıyız bu işin, teklif gelse seve seve gideceğiz. Ruhen severek yaptığımız için kopamayız. Meyve veren ağacız. Değerli arkadaşlarımıza, yönetmenlerimize sesleniyoruz, biz buradayız.''

Şişko Nuri'yle ''Mutluluk Işığı'' adlı oyunda rol alan Seyfi Keleş de bir zamanlar Yeşilçam'da önemli filmlerde rol aldığını, Şişko Nuri'yle yollarının Samsun'da kesiştiğini söyledi.

Tarık Akan, Cüneyt Arkın gibi oyuncularla 1970'li yıllarda kamera karşısına geçtiğini, Arkın'la oynadığı karşılıklı rollerde dayak yediğini belirten Keleş, ''Cüneyt Arkın'dan çok dayak yedim. Gerçekten vuruyor, dikenliklere filan sürükleniyoruz ama acımıyor, çünkü rolümüzü çok seviyoruz'' dedi.

Bu arada, il merkezi ve çevredeki okullarda, kurdukları küçük tiyatro ekibiyle çocukları eğlendiren Şişko Nuri, Seyfi Keleş ve Turgay Ersoy, öğrencilerden büyük ilgi görüyor.