Sinsi hastalık Safra taşı
Hiçbir belirti vermeyen safra kesesi taşları, bir gece ansızın ortaya çıkan şiddetli bir karın ağrısı ile hastaneye gitmenize neden olabilir.
SİBEL BAHÇETEPE
Bir hastalık düşünün ki, kendini belli etmeden sinsice ilerliyor. Hiçbir belirti ve şikâyet vermeyen bu hastalık, bir gece ansızın şiddetli bir ağrıyla soluğu hastanede almanıza yol açıyor. Sessiz hastalık olarak bilinen bu hastalık, safrakesesi taşlarından başkası değil.
Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Abdulkerim Özakay, safrakesesi taşlarının tedavi edilmemesi halinde çok daha büyük problemlerin ortaya çıktığına dikkat çekerek “Ölümcül bile olabilir” uyarısında bulundu.
Risk faktörleri
Dr. Özakay, safrakesesinde taş oluşmasının arkasında birçok farklı neden bulunduğunu belirterek “Safra yoğunluğunun artması, bazı kan hastalıkları, bazı maddelerin kandaki oranının artması, safra yolu tıkanıklıkları taş oluşumuna yol açar” dedi.
Kadınlarda safrakesesi taşı oluşumu riskinin kadınlarda erkeklere oranla 2-3 kat fazla olduğunu dile getiren Özakay, risk faktörlerini şöyle sıraladı:
“Bunun yanı sıra hamile olmak, çok fazla doğum yapmak, aile hikayesinde safrakesesi taşı problemi olmak, aşırı kilolu olmak, bir anda çok kilo vermek veya almak, safra yapısındaki kolesterol miktarının artması, şeker hastaları, östrojen içeren ya da kolesterol düşürücü ilaç kullanmak, uzun süre aç kalmak.”
Hastalıklara yol açar
Safrakesesi ve safra yolları karaciğerde toksinlerin ve sindirim enzimlerinin bağırsağa atılmasına yardımcı olduğunu, taşların yol açtığı sağlık problemleri tedavi edilmediğinde çok ciddi hastalıklara yol açtığını vurgulayan Özakay, şöyle devam etti:
“Taşların yol açtığı sağlık problemleri tedavi edilmediğinde çok ciddi hastalıklara yol açar. Taş sebebiyle tıkanan safrakesesi sarılığa yol açar. Bu durumda safra karaciğerde birikmeye başlayarak karaciğer fonksiyonlarının yerine getirmesini zorlaştırır. Bunun dışında safra kanalıyla beraber bağırsağa uzanan pankreas kanalının tıkanması, pankreasa zarar verebilir. Pankreatite denilen ciddi bir hastalığa neden olabilir. Karın ağrısıyla başlayan bu durum, tedavi edilmedikçe ölüme bile yol açabilir.
Ayrıca iltihaplı safra bezesi gangrenleşebilir, delinebilir ve peritonit denilen ciddi karın içi iltihaplanmasına neden olabilir.”
Ameliyatla tedavi
“Safra kesesi taşı tedavi için ameliyat şart mı?” sorusuna Dr. Özakay, şu yanıtı verdi:
“Ameliyata engel durumu olmayan safrakesesi taşı bulunan hastaların büyük bir bölümü ameliyatla tedavi edilmektedir. Ameliyat iki farklı şekilde uygulanmaktadır. Eskiden açık yapılan safrakesesi ameliyatları, günümüzde yüzde 95’in üzerinde laparoskopi (kapalı yöntem) yapılmaktadır. Ameliyatta karına açılan 3-4 adet 1 cm’lik delikten yerleştirilen aletler ile safrakesesi alınır. Ameliyat süresi genellikle 1 saatten kısadır. Ameliyat sonrası erken dönemde hasta ayağa kalkabilmekte, yürüyebilmekte, yemek yiyebilmektedir. Ameliyat için ortalama 1 gün hastanede yatış yeterlidir. Genellikle hastalar ameliyatın ertesi veya sonraki gününde taburcu edilir.”
Bu belirtilere dikkat! Özakay, belirtilere ilişkin özetle şunları söyledi: “Sinsi bir hastalık olan safra kesesi taşı, genel olarak anlamlı bir şikâyete yol açmadığı için çoğunlukla tesadüfen saptanır. Özellikle yağlı yemek yedikten yaklaşık yarım saat sonra bir anda ortaya çıkan şiddetli ağrılarla kendini belli eden taşlar hastaların doktora gitmesine sebep olur. Yaşanan ağrılar ise oluşan taşın safra kesesinin boşalmasına engel olmasıyla ortaya çıkar. Visseral ağrı olarak tanımlanan bu ağrı, göbekle göğüs kafesi arasındaki bölümde hissedilir. Genellikle omuza ve sırta vurur. Çoğu zaman hastalar midelerinin ağrıdıklarını düşünürler. Ağrıların şiddetli bir boyuta ulaşması safra kesesi koliği olarak adlandırılır. Safra kesesindeki gerilme arttıkça kan akışında da bozulmalar meydana gelir. Bu durumda ise safra kesesi duvarında iltihaplanma yaşanabilir. Ortaya çıkan iltihaplanma genel olarak karnın üst kısmını ve sırtı etkiler. Çoğu kişi nefes alırken batma yaşadığını söyler. Bunun yanı sıra ateş, bulantı, kusma, gaz sancısı, şişkinlik, hazımsızlıkla da kendini belli eder.”
|