Sinop engel tanımadı: Bu memleket bizim

Sinoplular ve çevreciler, valiliğin OHAL ’i gerekçe göstererek yasaklamasına rağmen İnceburun’a yapılması planlanan nükleer santrala karşı dün Sinop sokaklarındaydı. “Nükleere hayır, bu memleket bizim” pankartı açtılar.

Hazal Ocak

Sinoplulara, İnceburun’a yapılması planlanan nükleer santrale karşı gerçekleştirecekleri panel ve mitingin valilik tarafından yasaklanması engel olmadı. Sinop Atatürk Anıtı önündeki alanda dün buluşan onlarca bölge sakini hep bir ağızdan “Sinop’a nükleer santral yaptırmayacağız” dedi. Çernobil’in 32. ve Fukuşima felaketinin 7. yılında, Fukuşima’nın yakından tanığı Masumi Kowato, yaşadıklarını anlatarak Sinopluları nükleer santrale izin vermemeleri gerektiği konusunda uyardı. Felaketten önce yaşadığı kasabada çiftçilik yaptığı söyleyen Kowato, şunları anlattı: “Fukuşima felaketinden sonra 100 km uzaklıktaki bir kasabaya taşındım. Bizim şehrimiz de Sinop gibi bir balıkçı kasabasıydı ve öldü. Felaketle açığa çıkan ve doğada biriken radyasyon yüzyıllarca kalacak. Her yağmur ve fırtınada tekrar açığa çıkacak.” Sinop Nükleer Karşıtı Platformu üyeleri de “Yasaklara boyun eğmeyeceğiz” dedi.

Sinopluların İnceburun’da yapılması planlanan nükleer santrala karşı gerçekleştireceği miting ve panel OHAL gerekçe gösterilerek yasaklandı. Yasaklamaya ilişkin resmi yazı, Valilik tarafından Cuma günü sabah saatlerinde Sinop Nükleer Karşıtı Platform yetkililerine tebliğ edildi. Yazıda hem miting hem de panelin kamu düzeni ve güvenliği açısından risk olacağı belirtildi. Bunun üzerine Sinoplular platformun çağrısıyla dün bir araya geldi. Alanda “Nükleere hayır bu memleket bizim” yazılı pankart açan bölge sakinleri, “Her yer Sinop, her yer direniş” sloganını attı. Platform üyeleri adına basın açıklaması yapan Platform Dönem Sözcüsü Kayhan Konukçu, ‘Türkiye’nin her yerinden bize destek veren dostlarımız da eş zamanlı olarak bulundukları şehirlerde basın açıklamaları gerçekleştirmek suretiyle sokağa çıkmış bulunuyor. Yasaklardan korkmuyoruz ve yılmayacağız” diye konuştu.

Konukçu Türkiye’nin nükleer santrallerden elde edilecek elektriğe ihtiyacı olmadığını belirterek ‘Türkiye’de elektrik üretimine gereksiz yatırımlar yapılmış ve plansızlık nedeniyle elektrikte arz fazlası oluşmuştur. Hangi koşulda olursa olsun, ne Sinop’ta ne Akkuyu’da ne de Türkiye’nin bir başka yerinde Nükleer Santral yaptırmayacağız” dedi.

‘Vatana ihanet demek...’

CHP Sinop Milletvekili Barış Karadeniz de “Korku bu mitingi engelledi. Sadece Sinop değil, Türkiye’ye kurdurmayacağız. Dünya artık yenilenebilir enerji kaynaklarına yöneldi. Bu kadar güneşin ve rüzgârın bol olduğu ülkede nükleer santral kurmak demek vatana ihanet demektir” ifadelerini kullandı.

CHP Denizli Milletvekili Kazım Arslan, “Nükleer enerji felaket demektir” derken, CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca da “Bu iktidara doğa dediğimizde dolar anlıyor. O yüzden Sinop’a nükleer yapılmak isteniyor. AKP gittiğinde bu katliam son bulacak” şeklinde konuştu. Nükleer Fizikçi Prof.Dr Hayrettin Kılıç da konuşmasına “Size bir özür borçluyum” diyerek başladı. Kılıç “Nobel ödüllü bilim insanı Aziz Sancar televizyona çıkıp nükleer enerji temiz demiştir. O bilim insanının yaptığı hatadan dolayı sizlerden özür diliyorum. Nükleer enerji temiz değildir” sözlerini kaydetti.

Santralın vereceği suyu ısıtmasının değil, aldığı suyu ısıtmasının felakete yol açacağını söyleyen Kılıç “Her metreküpte bir tane balık yavrusu olduğunu düşünün. Bir yılda buradan geçen ve Karadeniz’in üstlerinde yumurtlayan yavru balıkların 10 yılda deniz hayatı biter” dedi.

Sinoplular Cumhuriyet Başsavcılığı’na geçen Şubat ayında gerçekleşen ÇED Katılım Toplantısı’na yöre halkının katılımını engellendiği gerekçesiyle ilgili yetkililer hakkında suç duyurusunda bulunulacağını duyurdu.

‘Ağlayan siz olursunuz’

Fukuşima’nın meydana geldiği şehirde felaketten önce çiftçilik yapan Masomi Kowato, “Ben çiftçilik yapıyordum Fukuşima felaketinden önce eşimle birlikte etüt dersleri de veriyorduk çocuklara. Fakat şu an bu felaketin etkilerine maruz kalmamak için 100 km ötedeki başka bir şehre taşındım. Nükleer felaketlerden sonra ayrılan insanların yarısı bile dönmedi yerlerine. 165 bin kişi tahliye edildi. 50 bin kişi hala dönmedi. Devletin politikası radyasyonun bittiği yönünde ve insanların dönmesi için çağrıda bulunuyorlar ama durum değişmedi. Hala kirlilik var” diyerek, yaşadıklarını anlattı.

‘İnsanlar hasta oldu’

Dağlarda ve doğal ortamda biriken radyosyonun bitmesinin mümkün olmadığına dikkat çeken Kowato, şöyle devam etti: “Yüzyıllarca kalacak. Bu kirliliğin doğaya karışması yeni bir kirlilik demek. Örneğin yağmurlar, rüzgâr, fırtına tekrar radyasyonun yayılması için tekrar felaket oluyor. Toprağa karıştı mı bu radyasyon onu oradan çıkarmak mümkün değil. Yetiştirdiğiniz ürünleri düşünün nasıl olur bir daha oradan sağlıklı ürün çıkarmak. Biz yeraltı sularına da bu radyasyonun karıştığını düşünüyoruz ve satın alıyoruz suyu. Bununla yaşamaya çalışıyoruz. İnsanlar çok hasta ve çeşitli hastalıklarla boğuşuyorlar. Hasta olan ve intihar eden bildiklerimiz 2227 kişi. Çok fazla radyasyon var.”

Kowato, Sinop’u gezdiğini ve çok beğendiğini belirterek Sinoplullara şöyle seslendi: “Bakın Sinop çok önemli. Benim bahsettiğim yer de balıkçı kasabası. Balıkçılık Fukuşima’dan sonra çok olumsuz etkilendi. Balıkçılar artık test yapmak için balık tutmaya başladılar. Santral bölgesinde balık yenmiyor. Balıkçılar mesleklerini değiştiriyorlar ve geleceğini göremiyorlar. Sinop’a geldiğimde gördüm ki cıvıl cıvıl bir yaşam var. Ama benim balıkçı kasabam artık öldü ve biz bu güzelliği kaybettik. Bundan sonra ne kadar yaşarım bilmiyorum ama balıkçılığın geri gelmeyeceğiniz düşünerek çok üzülüyorum. Biliyorsunuz trityum maddesi denize karışıyor ve biz bunu balıklarla alıyoruz. Sinoplular nükleer santrala karşı çıkmak zorundayız yoksa ağlayan sizler olursunuz.”