Singapur’da bir gece turu

Nasıl sevmeyeyim Singapur’u? Kamera nereye dönse, güzel kare var. Her köşede çiçekler, ağaçlar, renk. Hayat sürprizsiz ilerliyor. Bir kişi bile rahatsızlık vermiyor. İnsanlar zarif ve sakin.

Fatih Türkmenoğlu

Bu süreçte herkes yazlıklara yerleşti. Arsalar alındı, köylerde yaşama hayalleri tüm gökyüzünü doldurdu.

Ben Singapur’u hayal ettim bu hafta. Hem şehirse şehir, hem olağanüstü bir doğa. Binbir çeşit bitkiyle bezenmiş bahçelerle, bulutlara uzanan gökdelenler yanyana.

Ama hayvanat bahçesi, bambaşka...

Dünyanın en güzel hayvanat bahçelerinden birisi Singapur’da. Sabah kahvaltı turlarıyla kapılarını açıyor, saat 24.00’e kadar kapanmıyor. Şovlar ve yürüyüş turlarını gece karanlıkta safari izliyor. Açık alanlarda hayvanları izlemek, yağmur ormanında dolaşmak büyük zevk.

Geçtiğimiz yıllarda Singapur programı çekmeye gittim. Üçüncü gidişimmiş, hesap ettim. Yıllar evvel, çok gençken gördüğümde, ülkeden pek de etkilenmemiştim. Steril hali, sessizliği, kornasızlığı falan rahatsız etmişti hatta. Oysa şimdi; o düzen, tertip, sessizlik, gelişmişlik, bahçeler, orkideler, suç oranının neredeyse yok denecek kadar düşük oluşu, okulların kalitesi, çocuklara sunduğu sonsuz aktiviteler; neredeyse ömrümün tamamını bu ülkede geçirebilirim...

Nasıl sevmeyeyim Singapur’u? Kamera nereye dönse, güzel kare var. Her köşede çiçekler, ağaçlar, renk. Hayat sürprizsiz ilerliyor. Bir kişi bile rahatsızlık vermiyor. İnsanlar zarif ve sakin.

Bir şehir-eyalet burası; aynı zamanda ülke. Nüfus 5 milyon, gelir seviyesi çok çok yüksek. Anadil İngilizce, ama her kelimenin arkasına ‘-la’ ekledikleri ve Singlish denen garip aksanlarına alışmak lazım: “Thank you la!”

Singapur’da yapacak çok şey var... Universal Studios, 57’nci kattaki gökyüzüyle birleşen havuz, güzeller güzeli Sentosa Adası, insanın aklını oynatan, “haydi artık bu kadar da olmaz” dedirten Singapur Bahçeleri, başka yazıların konuları olsun. Bu sefer, daha önceleri hep vakitsizlikten ertelediğim ama geçen hafta “artık gidiyorum” deyip bir günü ayırdığım Singapur Hayvanat Bahçesi’ni anlatacağım sadece. Hayatımda gördüğüm en güzel hayvanat bahçesini ve gece safarisini. 

300 TÜR HAYVAN

Singapur Hayvanat Bahçesi, hayvanların vahşi ortamlarının korunduğu bir açık hava parkı. 26 hektara yayılan parkta, hayvanlar özgürce dolaşıyor. Tabii alanları, ortaçağ usulü derelerle, derin kanallarla birbirinden ayrılmış. Böylelikle, insanların da hayvanlarla yakın ilişkileri ve zarar görme olasılıkları ortadan kaldırılmış.

300 çeşit hayvanın yaşadığı parktaki toplam hayvan sayısı 3 bin civarında. Parkın bölümleri ve isimleri çok ilgi çekici. ‘Vahşi Afrika’ bölümünde, örneğin, gergedanlar, aslanlar, zebralar var. Zebra ailesi, muhteşem... Etiyopya bölümündeki babunları ise görmek lazım... 

Mandai Yağmur Ormanları’nın eteğindeki hayvanat bahçesi, gündüz ve gece başka aktivitelerle konuklarını büyülüyor.

Çocuklu aileler sabahın çok erken saatlerinde açık büfe kahvaltıyla güne başlarken, biraz daha büyük çocuklar ve çalışanlar, ‘gece safarisi’ni tercih ediyor. Karanlıkta hayvanları zar zor seçebilme pahasına hem de.

AKŞAM SAFARİSİ İÇİN TOPLANMA VAKTİ

Gündüz grubu, parkı saat 18.00’de terk etmek zorunda. Akşamcılar aynı saatlerde kapılarda birikmeye başlıyor. Birazdan demir kapılar açılıyor ve müthiş bir ‘ateş dansı’ bizi bekliyor. Dört genç, yapılabilmesi imkansız gözüken hareketleri ateşle birleştiriyor. Aman yarabbi! Hem seyretmekten kendimi alamam hem de korkarım böyle gösterilerden... Evet, çok profesyoneller, evet ateşin nereye gideceğini çok iyi ayarlayabiliyorlar da... Ne bileyim, o ateşin havaya üfledikleri ve ısısının hissedildiği anda hep içim ürperir nedense...

İlk gece safarisi turu saat 19.15’te. “Çekim için daha iyi olur” düşüncesiyle herkeslerden önce sıraya girdik. Hava tam düşmemişken, daha hayvanlar ve bitkiler açık seçik belliyken, 45 dakika süren safarimiz başladı.

DENEYİMLİ REHBERLER

Safari aracı, son derece sessiz çalışıyor, bizim tatil yörelerindeki turistik çek çeklere benziyor. Vagonlar, her ülkeden gelen turistlerle dolu. En önde oturan rehberimiz, nereye bakmanız gerektiğini söylüyor her defasında. Son derece bilgili ve kibar bir kız. Ayrıca hangi hayvanın koruma altında olduğunu, hangi bitkinin yetiştirilmesi için özel çaba sarf edildiği gibi özel bilgiler de veriyor.

Aslanlar, kaplanlar, gergedanlar, ceylanlar, antiloplar, leoparlar, ayılar, geyikler, mandalar, bizonlar... Derken karanlık çöküyor. Yumuşacık bir ışık yapılmış. Hani sanki ay büyümeye yüz tutmuş da ormanı hafiften aydınlatmış gibi. Flamingolar, ‘Kuğu Gölü’ setindeymişçesindeler sanki, sakince gölden su içmeye devam ediyorlar...

Sessiz araç bir dönemeçten kıvrılıyor, birden bir bizon sürüsü önünüzden geçiyor. Hemen karşı tepeden zebra grubunun beyaz çizgileri parlayıveriyor. Tepeciğin üstündeki fil ailesi, yan gelmiş yatıyor... Belli yerlerde, isterseniz, rehberli yürüyüş turları da yapılıyor. Özellikle beslenme zamanında hayvanları yakından izlemek, mükemmel bir his. Bir sonraki safari aracına biniliyor, 15 dakika süren dört ayrı yürüyüş turuyla da safari deneyimi neredeyse 2 saate uzuyor.

ŞOVU GÖRMELİSİNİZ

Gün içinde birkaç kez tekrar eden şovun, gece safarisi sonrasında seyredilmesi gerektiğini okumuşum. Öyle yaptık. Genç bir sunucu var sahnede, hayvanlarla arası çok iyi. Binlerce izleyiciyi oyalayıp eğlendirirken bir yandan da özel düdük ve tik tak sesleri çıkartan aletlerle hayvanların sahneye girip çıkmalarını sağlıyor.

Şempanzeler asma köprülerden kayıyor, minik suaygırları, çöp ayrıştırmaya dikkat çekerek, plastik, metal ve kâğıt çöpleri, doğru kutulara atıyor.

Salonda alkış, kıyamet...

Seyrederken, içim burkuldu. Yunus şovlarına benzer mi, diye düşündüm. Yok, durum farklıydı. Bu hayvanlar sanki part time çalışan Şehir Tiyatroları oyuncularıydı. Doğal ortamlarında, zorlanmadan, yani neredeyse isteyerek rol alıyorlardı. O sırada, “bir hayvan kayboldu” anonsuyla, ön sıralarda oturanların yerlerinden kalkmaları rica ediliyor. Tabii ki işin şov kısmı ama metrelerce uzunluğundaki bir piton yılanı, el çabukluğu marifet, salonun ortasında, bir görevlinin boynuna asılmış durumda sahneye geliyor...

SAFARİNİN BÖYLESİ

Evet, biliyorum, korunaklı, sınırları belirli bir bahçede dolaşıp, “gece safarisi yaptım” demek biraz iddialı. Ama düşünsenize, Afrika’da günlerce, gecelerce hayvan görmek için beklemek, herkesin harcı değil. Çocuklu aileler, hastalar, yaşlılar... Süper servis aldığınız otelinizden en fazla yarım saatlik karayolu yolculuğuyla ulaştığınız parkta, unutulmaz bir tecrübe yaşanıyor.

Bence Singapur Hayvanat Bahçesi gece safarisi, pekâlâ gerçek olayın ‘teaser’ı olma görevini tamamlıyor. Bir de bazı gezginler Afrika çöllerini, dağları, ormanları mesken tutar. Ben şehir adamıyım. Güzellik görmek, iyi yemek, şık insanlarla karşılaşmak isterim. Singapur gece safarisi için hayvanat bahçesine girerken yediğim enfes dondurma, gece boyu seyrettiğim iki güzel şov, çıkıştaki leziz Çin yemeğiyle, bu safari bana yeter!

Sakız takıntısı

Doğrudur, yasak. Ancak kimsenin ağzından çiklet çıkartılıp ceza kesildiğine rastlamadım. Her yer o kadar temiz ki... Kanunların çok iyi korunduğu ve uygulandığı bir ülke burası. Yere bir küçük kâğıt parçası atan da ceza alıyor, arabasını kısa süreliğine bile olsa, yanlış park eden de. Ülkeyi görünce anlıyor ve hak veriyorsunuz; evet, burada çiklet çiğnenmesin, özel olarak ayrılan bölümlerin dışında, sigara içilmesin. Burası hep böyle kalsın: Tertemiz, steril, başka bir dünyadan gelmiş gibi...

Korkutucu cezalar

Batı ülkelerinin sıklıkla eleştirdiği konulardan biri de, Singapur’daki ağır cezalar. Uyuşturucu bulundurmak, ticaretini yapmak, mutlak ölümle cezalandırılıyor. Cinayet ve hırsızlığın da çok ağır cezai yaptırımları var. Ülke, Uzakdoğu’nun İsviçre’si. O kadar düzenli ve tertemiz kalmasının sebebi, biraz da böylesine ağır yaptırımlar sanırım.

Yeterli zaman ayırın

Tüm parklar, kuş parkı, hayvanat bahçesi ve gece safarisi için yetişkinler çocukların iki katı kadar bilet parası ödüyorlar. Kesinlikle değer. Şimdi bizim parayla 350 TL civarında; üstelik birkaç gün üstüste gidebilirsiniz. Bahçelerdeki lokantalar gayet iyi. Uzun zaman geçirmeyi göze alarak gitmenizde fayda var. Ayrıca, yürüme turlarında hayvanların beslenme saatlerini izleyebilirsiniz. Hatta kanguruları beslerken, ziyaretçilerin de elleriyle bebek kangurulara yemek yedirmelerine izin veriyorlar. Son bilgi: Hayvanat bahçesi ziyarete açık, tabii ülkeye giriş yapılabilirse... (www.zoo.com.sg