Sinema sinemada izlenir

“Kültür yok, gelecek yok.” Pandemi koşullarından etkilenen yerlerden başta geleni sinema salonları. Nisanda açılacağı sözü verilen sinema salonları işletmecileri, salgının artış hızından endişe ederken sanatçılar da ‘alışveriş serbest, kültür yasak’ diye tepki gösteriyor.

cumhuriyet.com.tr

Konuk yazar: Emel Seçen

Sinema dünyası can çekişiyor... 1975 yılından beri dağıtılan Fransa’nın Oscar ödülleri olarak anılan Cesar Ödüllerine bu yıl, ne 7 ödüllü Adieu Les Cons, ne başka film damga vurdu.

57 yaşındaki Fransız aktris Corinne Masiero, “En iyi kostüm ödülünü” takdim etmek üzere sahneye 1976 yapımı, Stephen King’in ilk romanından uyarlanan Brian De Palma’nın yönettiği “Carries, Şeytan Balosu/ Günah Tohumu” filminde yer alan eşek kostümü ile çıktı. Kostümün altındaki beyaz elbise kan ile sıvanmıştı ve hepsini üzerinden atıp: “Çırılçıplağız! İşte böyleyiz” dedi. Çünkü karnında “Kültür Yok, Gelecek Yok” ve sırtında Fransa Başbakanına ithafla “Bize sanatı geri ver, Jean!” yazılıydı. Pandemi dönemi boyunca, son üç aydır sinema salonlarının kapalı olması nedeni ile hükümeti eleştiren tavra; bazıları gülerken, bazıları alkışlıyor ve bazıları ise gözlerini kapamayı tercih ediyordu. Corinne Masiero, konuşmasında geçici iş kontratıyla çalışan Roger isimli sinema işçisini temsilen “Kim, Roger’in derisini istiyor” diye bitirdi sözünü. En İyi Senaryo dalında Cesar ödülüne layık görülen Stephane Demoustier ise “Çocuklarım Zara’da alışveriş yapabiliyor ama sinemaya gidemiyor, bunu anlamak mümkün değil” diye sesini yükseltti. Bizde de öyle maalesef! 

Kasım 2020’den itibaren önce aralık sonu, sonra ise “sektörün de talebi” açıklaması ile açılışı, 1 Mart 2021 tarihine uzayan Türkiye’de sinema salonlarında neler oluyor, araştırdık.

En son bıraktığımızda, Beyoğlu Sineması kapanmış, Cinemajestic ise biriken borçları ile cebelleşiyordu. Beyoğlu, sinemanın bir zamanlar kalbi gibiydi. Seksenlerin sonlarında TRT’de yayımlanan Ferhan Şensoy’un yazıp, yönettiği Şey Bey dizisinin, skeçlerinde Hümeyra telefonu açarken “Fal bilim merkezi buyurun!” repliğini kullanıyordu. Bundan sonra sık sık kullanabiliriz, çünkü ülkede ne sanat var, ne bilim var!

İŞTE BİZİM ÇIPLAKLIĞIMIZ...

Sanat yoksa yaşamak için fala umut bağlanan bir sinema salonu, son aşamada Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan gelecek yardımı bekliyor. İlk önce Cinemajestic sahibi Şahin Dilbaz ile konuştuk.

- Siz, 1975 yılından beri sinemanın her dalındasınız. Kasım 2020’den beri neler oluyor, sinema afişleri yerinde neden FAL yazıyor?

Şahin Dilbaz:  Mecburiyet, dikkat çekmek için sinemaya yeniden kavuşmayı beklerken şimdilerde sadece tost, simit ve çay, yanına kahve ve fal yaparak ayakta kalmaya çalışıyoruz. Kapalı olduğumuz süreçte faturalar birikti, her şeye faiz işliyor. Her gün sabah 7, akşam 19.00 buradayız ve içerdeki personele cebimden ödeme yapıyorum.

- Kira ve diğer yardımlardan siz hiç yararlanmadınız mı?

Gözleri doluyor, Şahin Bey’in, yetmişe merdiven dayamış, içini çeke çeke anlatmaya çalışıyor:

Biz o grupta değildik ama devlet 159 işletmeye 100 bin lira vereceğini söyledi, evrak tamamlandı, beklemedeyiz, alınca zaten birikmiş borçlara gidecek. Bağlı olduğumuz oda, nisan ayının başı gibi salonların açılacağını belirtti, oturduk böyle, hepimiz bekliyoruz. Bir yandan belediyeye ait emlak vergisi, çöp, katı atık vergisi, işgaliye yapılandırma 1. taksiti ödedik ama bir öteleme, yapılandırma destek verilse, biraz soluk alabileceğiz. Cumhurbaşkanımızın dediği gibi personel çıkarmıyor ama sigortasını ödüyoruz. Dört ay tamamlandı, 2020 zaten kapalıydı, sıkıntımız çok büyük. 1 Mayıs tarihine kadar, eğlence vergisi kalktı ama kapalıyız, açılınca tamamen kalkmasını istiyoruz. Düşünün kalabalık olunca cadde bir yandan kapanıyor, hayatımız sinema, ben burada İKSV, Boğaziçi, Kore Film Günleri yaptım, en son Fellini 100 yaşında -ücretsiz-etkinlik düzenledik. Şimdi yapayalnız, baharı bekliyoruz.

- Makinistiniz, yılların emekçisi Ali Koçoğlu, bu yıl SİYAD EMEK Ödülüne layık bulundu, buna sevindiniz mi?

Hakikaten emektar, emeği tartışılmaz hem burada hem bundan önceki çalışma hayatında, sinemaya katkısı büyüktür. Hak etmiştir, bizim için gurur verici, hepimizi sevindiren bir olay.

İkinci durağımız, 1989 Beyoğlu Sineması Müdürü Oğuzhan Durmuş.

- Cuma günlerinin basın gösterimleri ile vazgeçilmezi Beyoğlu Sineması, gerçekten tamamen mi kapandı yoksa pandemi için bir mola mı, kasım ayından itibaren?

Oğuzhan Durmuş: Biz, 29 Şubat 2020’de özel filmler ile tam hareketlenmiştik, pandemi nedeni ile kapandık, sonra tekrar açıldık ama hiç seyirci ile buluşamadık. Kaldı ki 2017 yılında tadilat geçirdik, süreç içinde yenilenme devam etti ama kapatmak zorunda kaldık. Kira ve giderler bizi ciddi zorluyor. Halep Pasajı içerisinde, sekiz farklı mal sahibi var ve hepsinin farklı farklı kira talebi. Kimi alınsın, kimi alınmasın dedi, biz kiramızı ödemek zorundayız, seyirci olmasa bile gelen faturaları ödemek durumu var.

- Kültür Bakanlığı’nın desteğini alabildiniz mi?

Bakanlıktan 90 bin TL’lik bir yardım söz konusu fakat bu, 2020 yılı için geçerli, onun da şartı var! Kültür Bakanlığı destekli Türk filmi seçkilerinden 12 filmi 3 seans oynatmak zorunluluğu. Ve bahsi geçen 3 seansın ikisi, saat 16.00’dan sonra olacak. Biz zaten Körfez, Kapan gibi filmleri seyirci ile buluşturamadık ki, onların seyircisi ayrı. 4/8/12 olarak tamamlamak durumundaydık ve üçe gelmiştik ki, pandemi ve sonrası yasaklar geldi. 

- O zaman siz önce eldeki bu filmlerden başlamak durumundasınız.

Tabii, 2020 yardımını alabilmek için, zaten 2021 için süre geçti.

- Bu arada 22 yıllık makinistiniz Mehmet Nevroz ayrılmak zorunda kalmış, diğer personeliniz Covid-19 tedavisi görmüş.

Gerçekten sözle ifade edemeyeceğimiz zor günler geçiyor, Mehmet Bey bizim için son derece kıymetli ama olağanüstü şartlar buralara kadar getirdi. Diğer arkadaşımızın sağlığı çok iyi. Şimdi arada burayı kiralamak ve çekim yapmak için talepte bulunanlara veriyoruz, onun dışında biz de önümüzü göremiyoruz, öylece bekliyoruz.

- Peki, dağıtımcılar ile durum nasıl?

Geçen hafta iki dağıtımcımız ile toplantı gerçekleştirdik, süreci değerlendirdik. Biz, “ bugün açın!” deseler, hazırız ama gerçekten 1 Nisan gibi açılacak mı? Açılınca neler yaşayacağız hepsi ütopya gibi.

913 SİNEMA SALONU

Son durağımız, hem dağıtım hem sinema salonları ile geniş yelpazeye sahip, CJ CGV Mars Cinema Group COO’su Nurdan Ulu Horozoğlu ile.

- CJ CGV olarak genelde ama en çok Türkiye için, “sektörün de talebi” açıklaması ile Kasım 15 tarihinden itibaren salonlar kapalı ve ne zaman açılacağına dair bir belirsizlik hâkim, süreç içerisinde kaç sinema salonunuz var ve nasıl etkilendiniz?

Türkiye genelinde 108 lokasyonda 913 salonumuzla sinemaseverlere hizmet veriyoruz. Pandemi sürecinden tabii ki sektörümüzün geneli gibi biz de etkilendik ama olumsuzluklara odaklanmak yerine çalışmalarımıza aralıksız devam ettik. Sinema salonlarımızda tüm teknik altyapımızı elden geçirdik. Bu süreç boyunca başta Kültür ve Turizm Bakanlığı olmak üzere, sinema ekosisteminde yer alan yapımcılardan dağıtımcılara, diğer sinema operatörlerine kadar hepsiyle bu süreçte iletişimimizi koruduk. Salgın sonrası hangi adımları atabileceğimizi, ekosistemimizi nasıl koruyabileceğimizi hep birlikte değerlendirdik.

Bugün geldiğimiz durumda ise İçişleri Bakanlığı tarafından yayımlanan genelgeye göre sinema salonlarının açılışı 1 Nisan olarak belirlendi. Ancak pandeminin seyri planlamaları değiştirebilir çünkü toplum sağlığı her şeyden daha değerli. Biz de alınan kararları her zamanki gibi titizlikle takip etmeye devam ediyoruz.

- Mart 2020 tarihinde AVM içerisinde yer alan dükkânlardan kira alınmayacağı açıklanmıştı, bundan yararlanabildiniz mi? Ya da farklı bir yardım söz konusu oldu mu? 

Pandemi sürecinin başından itibaren sektörümüzün tüm paydaşları ve Kültür Bakanlığımızla sürekli irtibat halindeydik, birlikte hareket edip çözüm yolları aradık. Bu süreçte hem sektörümüzün tüm tarafları hem de bakanlık ile hep aynı masadaydık. KDV indirimi sektörümüz adına atılan büyük ve faydalı bir adımdı. Ayrıca eğlence vergisine ilişkin benzer bir önlem alındı ve film gösterimlerinde eğlence vergisi oranları Mayıs 2021 sonuna kadar sıfırlandı. Bu dönemde devletimizin farklı destekleri de oldu. 

- Kurumsal olmayan işletmeler personel çıkartmak zorunda kaldılar. Siz süreci nasıl tolere edebildiniz? 

Pandemi sürecinin başından bu yana çalışma arkadaşlarımızın ve ailelerinin sağlığı ve güvenliğini korumak için Türkiye genelindeki sinemalarımızda ve genel merkezimizde gereken önlemleri almıştık. Bakanlıkların ve resmi mercilerin talimat ve yönlendirmeleri doğrultusunda hareket ettik ve hareket etmeye de devam ediyoruz. CGV Mars Cinema Group olarak, hiçbir çalışanımızın mağdur olmaması için elimizden gelen tüm kaynakları kullandığımızı belirtmek isteriz.

- Salonlar açıldığında internet üzerinden filmler ile buluşan seyirciyi tekrar yakalayabilmek konusunda fikriniz nedir?

Salonların kapalı olduğu dönemde önemli olanın yapımların ve içeriklerin izleyicilerle buluşması olduğunu düşünüyoruz. Yani üretimden seyircilere ulaşmasına kadar sürecin devamlılığı çok önemli... İlerleyen dönemlerde de dijital platformların hayatımızda yer almaya devam edeceği aşikâr. Ancak biz bir filmi beyazperde de seyretmenin çok farklı bir büyüsü olduğuna inanıyoruz. Bir sinema salonunda film izlemek, kaldı ki bunu en son teknoloji ve konfor olanaklarında gerçekleştirmek bambaşka bir deneyim. Üstelik bu deneyimin yerini alabilecek bir mecra da yok. Sinema salonlarının yarattığı bu atmosfer ve deneyimin ötesine geçilmediği sürece izleyicilerin sinemayı sinema salonlarında izleme tutkusundan vazgeçeceğini düşünmüyoruz. Biz de bu çerçevede sinemaseverlere en iyi deneyimi yaşatmak için salonlarımızda 3S (Screen, Sound, Seat) kuralını uyguluyoruz. Evde ya da başka ortamlarda sağlanamayacak yenilikçi teknolojileri Türkiye’de yalnızca Cinemaximum’larda sinemaseverler ile bir araya getiriyoruz. Daha kaliteli görüntü ve ses deneyimi sunan bu teknolojiler ile eşsiz bir film deneyimi sunuyoruz.

Ne sinemada seyirci var, ne Cinemaxiumum güzelliği gibi sinema salonunda “Doğum Günü Kutlama” lüksü. Görülüyor ki herkes start bekliyor. Dağımtıcılarda sıkıntı yok bilakis herkeste haklı bir sabırsızlık, yeniden eski günlere kavuşabilme duası. Bugünlerde hepimiz şafak sayarken, sinema için en olumlu şey Beyoğlu Sineması’nın, basın ön gösterimlerinde bizimle simit yiyen kedisi Mia’nın, Halep Pasajı’nda yeni bir ev bulması.

“Sinema, Sinemada İzlenir!” olgusunun pekiştiği, dostlarla, buluştuğumuz, birlikte kritik yaptığımız o güzel günlere bir an evvel kavuşup kendi bayramımızı kutlayabilmek arzusu ile...