Sınavı eylem saydılar

Aylardır Sincan Cezaevi'nde bulunan tıp öğrencileri tutuklanma gerekçelerine isyan etti.

cumhuriyet.com.tr

CHP Cezaevi Komisyonu üyeleri KCK operasyonları kapsamında tutuklu bulunan Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Öğrenci Komisyonu üyesi de olan Gazi ve Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencilerini, Sincan Cezaevi’nde ziyaret etti. 4.5 aydır cezaevinde olduklarını, tıp fakültelerinin “yarıyıl bitirme sınavı” türü olarak uyguladığı “komite sınavı” ile “halk sağlığı stajı”nın “örgütsel faaliyet” kapsamına sokulduğunu anlattılar. Öğrenciler, “18 yaşındakileri milletvekili yapmaya çalışıyorlar ama başarılı tıp öğrencilerini içeri atıyorlar” diye yakındı.

Veli Ağbaba, Candan Yüceer ve Nurettin Demir’den oluşan CHP Cezaevi Komisyonu üyeleri Sincan Cezaevi’nde yaklaşık 4.5 aydır tutuklu bulunan 13 öğrenciden 10’uyla yaptıkları yüz yüze görüşmenin ardından rapor hazırladı. Raporda, öğrenciler özetle şu ifadelere yer verdi.

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi 6. sınıf öğrencisi Özgür Mert Bakan, silahlı örgüt üyesi olmaktan yargılanmasına rağmen hayatında hiç silah görmediğini, SES ve TTB’ye gidiş-gelişlerinin sorgu konusu edildiğini anlattı. Tutuklanma nedeni ise sağlık muhalefeti içinde yer almasında ve Kürt olmasına bağladı.

Anket suç unsuru

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi 6. sınıf öğrencisi Ahmet Demirel, okulunu bitirmeye 3 hafta kala tutuklandı. Mahallelerde, köylerde sağlıkla ilgili 25 maddelik anket yaptıklarını ve bu anketin SES’in faaliyetleri arasında olduğu söyleyen Demirel, okul stajları veya SES’in Halk Sağlığı Komitesi ve kendi stajlarının örgütsel faaliyet olarak görüldüğünü söyledi.

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi 6. sınıf öğrencisi Birhat Şimşek, fakültede “komite usulü sınav” olduklarını, bu sınavlar hakkında telefon görüşmelerinin örgütsel bir suçmuş gibi kendilerine yöneltildiğini belirtti. “Komite usulü sınav”ın Gazi ve Hacettepe Tıp Fakültesi tarafından uygulandığını ve bunu bilmeyen polisin ise durumu örgüte bağladığını belirtti.

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi 6. sınıf öğrencisi Mustafa Akın, “sağlık algı anketi” yaptığını ve bu anketin sorgu sırasında bir suç unsuru olarak değerlendirildiğini söyledi. Sağlıkla ilgili yürütülen faaliyetlerin hükümeti devirmeye yönelik bir eylem olarak değerlendirildiğini, SES ve TTB dahilinde yürütülen faaliyetlerin terör faaliyeti olarak değerlendirildiğini anlatan Akın, 3 ay boyunca takip edildiğini söyledi. 3 ay boyunca Sıhhiye, Kızılay ve Cebeci üçgeni dışında hiçbir yere gitmediğini, bu üçgen arasında dolaşan birisinin nasıl örgüt üyesi olduğunu sordu. Aynı fakülteden, Tuncay Gökmen, yaptıkları anketin sonucunda hükümetin çalışmalarının beğenildiği sonucu çıktığını, bunu yayımladıklarını ancak yine de “hükümeti devirmeye yönelik eylem” olarak değerlendirilmesinin anlamsızlığına dikkat çekti.

Türkiye’nin üç düşmanı varmış


Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi 4. sınıf öğrencisi Recep Kar, kendisine yöneltilen suçlamalar arasında Dr. Ersan Aslan’ın ölümünü protesto yürüyüşü, Ahmet Taner Kışlalı Spor Salonu’nda yapılan sağlık hakkı meclis toplantısı ve büyük sağlık yürüyüşü olduğunu belirtti. Gözaltına alınırken polislerin kendisine “Müslüman mısın, Zerdüşt müsün?” diye sorduğunu ve “Türkiye’nin üç düşmanı vardır: Biri Ergenekon, biri komünistler, biri de radikal dinciler’” dediğini aktardı. Hacettepe Üniversitesi’nde tıp eğitimine devam ederken tutuklanan Mehmet Budak, cezaevine geldiğinde kendilerine “Biz 33 kişi bekliyorduk ama siz 13 kişi geldiniz” denildiğini söyledi.