Şimdi dayanışma zamanı
Yönetmen Paul Laverty, 66. San Sebastian Film Festivali’nde ‘Yuli’ filmiyle yarışıyor.
Esin Küçüktepepınar
“İdeallerin bastırıldığı, akıl ve fikir sahibi olmanın aşağı görüldüğü, aşırı sağın fena yükseldiği ve kapitalizmin bizi iyice sıkıştırdığı bir dünyada yaşıyoruz. Bu nedenle dayanışmaya her zamankinden daha çok ihtiyacımız var. Türkiye'den haberleri alıyoruz, yanınızdayız elbette” diyor ünlü İngiliz senarist Paul Laverty. Bu kez kadim dostu Ken Loach'la değil eşiyle yani İspanyol yönetmen Icıar Bollain ile birlikte çalıştığı “Yuli” adlı filmi vesilesiyle 66. San Sebastian Film Festivali'nde buluşuyoruz. Festivalin büyük ödülü Altın İstiridye için yarışan “Yuli”, İngiliz Kraliyet Balesi'nde yer alma başarısı gösteren Kübalı balet Carlos Acosta'nın çocuk yaşta keşfedilmesinden uluslararası başarılarına ve sonunda genç yetenekler yetiştirmek için ülkesine dönmesini anlatıyor. Sağlam sinematografisi ve dans sahnelerinin mükemmel koreografisiyle öne çıkan, gelgelelim bildik biyografi filmlerinin akışına takılan “Yuli” yine de Küba'da yaşamanın artı ve eksilerini hakkaniyetle dengeliyor. “Bir Küba güzellemesi yapmak istemedik asla. Ama Carlos Acosta'nın siyahi bir balet olarak başarılı olması ayrıca inanılmaz. Küba'da devlet ona bu yeteneğini kullanabilmesi ve geliştirmesi için fırsat vermiş, çoğu ülkede ırkçılık ve kapitalizmin keskin kuralları buna izin vermiyor. Tabi ki Castro'nu ölümü ve son değişimlerle o müthiş idealler de soluyor. Bugün 50 yaşındaki bir yönetici devrimin müthiş başarılarını takdir edemiyor olabilir çünkü Amerika'nın acımasız ambargoları altında eziliyorlar. Yine de son kalan bir kaç bayrak direği gibidir bizim için bu ülke" diyen Paul Laverty, Acosta'nın filmde bizzat oynamasına da çok sevinmiş, “Varlığıyla filme ruhunu verdi” diyor.
İş istemek devrimdir!
Cannes'da Altın Palmiye kazanan “I, Daniel Blake”den sonra kendini “Yuli”ni senaryosuna adamış ve şimdilerde de yeni projesine çoktan başlamış. Zaten hiç duracağa da benzemiyor: “Olaylara gazeteci ve avukat kimliğimle değil sıradan bir insanın merakıyla bakmayı seviyorum. Şu anda dünyada büyük haksızlıklar var ve artık bilgi teknolojileri ilerlediği için herşeyden haberimiz oluyor. Eğer yapılan haksızlıklara karşı tavır almazsak gerçek yıkım başlar. Susmak değil itiraz etmek gerekiyor. Başımızı dik tuttuğumuz kadar varız bu dünyada. Sıradan vatandaş eziliyor maalesef. Ekonomik kriz feci şekilde belimizi büküyor. Ken'in (Loach) lafını tekrarlayayım. 'İş istemek de devrimdir!' Yani bedava bir şey değil en basit, onurlu hakkımızı istiyoruz”. "Yuli" yakında ülkemizde de gösterime girecek.