Silivri'de miting var

Can Dündar ve Erdem Gül için başlatılan Umut Nöbeti’ni dün, Cumhuriyet Vakfı İmtiyaz Sahibi Orhan Erinç, Hikmet Çetinkaya, Önder Çelik, CU - MOK üyeleri ile gazetemiz çalışanları Mustafa Çolak ve Rüya Özkalkan devraldı.

ALİ AÇAR

MİT TIR’ları haberi nedeniyle tutuklu bulunan Can Dündar ve Erdem Gül’ün serbest bırakılması istemiyle gazeteci Mete Akyol tarafından başlatılan Umut Nöbeti’ni 59. günde CHP MYK Üyesi ve İzmir milletvekili Zeynep Altıok, Cumhuriyet Vakfı İmtiyaz Sahibi ve yazarımız Orhan Erinç, gazetemiz yazarı Hikmet Çetinkaya, Cumhuriyet Gazetesi İcra Kurulu Üyesi Önder Çelik, suikasta kurban giden gazetemiz yazarı Ahmet Taner Kışlalı’nın kızı Dolunay Kışlalı, sanatçı Güvenç Dağüstün, Cumhuriyet Okurları (CUMOK) ile gazetemiz Düzeltme servisi şefi Mustafa Çolak ile Düzeltme servisinden Rüya Özkalkan devraldı.

Orhan Erinç, Dündar ve Gül ile meslektaşlarının görüştürülmemesini eleştirerek, “Daha önceki davalar sürecinde savcılıktan telefonla görüşme izni verilir, Adalet Bakanlığı da açık görüş için izin verirdi. Ya daha öncekiler kendilerine yada birilerine güvenerek bir şey olmaz diyordu. Ya da bunlar çok fazla korkuyorlar. Bu uygulama Can ve Erdem için kaldırıldı. Bunu da anlamış değiliz” dedi.

‘Gazeteciliği öğreniyoruz!’

İddianamenin açıklanması ile trajikomik bir durumla karşı karşıya kalındığını söyleyen Erinç, “Gazeteci arkadaşlarımız ne olur sorusunu yöneltiyorlar. Hukukun olmadığı yerde hukuku tartışma gibi acayip bir durum söz konusu. Uygulamalara baktığınız zaman ancak fal bakmakla mümkün görünüyor. Şöyle ya da böyle olur demek en ünlü hukukçuların bile yanıt veremediği bir durum. Ama iddianamenin hazırlanmış olması tünelin ucundaki ışığın da görüldüğü anlamına gelebiliyor” diye konuştu.

Başbakan Ahmet Davutoğlu ve AKP’li yetkililerin cezaevinde gazetecilik mesleğinden dolayı kimsenin bulunmadığı yönündeki sözlerini de eleştiren Orhan Erinç, “Gazetecilerin tutuklu olması, mesleklerini yapamıyor olması ayrıca halkın haber hakkını kullanamıyor olması da demek. Yetkililerin dediklerine bakarsanız cezaevinde gazeteci yok. Ama iddianamenin gerekçesinde 50 dolayında haber var. Bu gazetecilik değilse, gazetecilik nasıl yapılıyor, bunca yıl sonra öğrenmek gibi bir sorunla karşı karşıyayız” dedi.

‘Güvene ihtiyaç var’

Temel hak ve özgürlükler için nöbette olduklarını kaydeden Hikmet Çetinkaya ise şunları söyledi: “Biz temel hak ve özgürlükler için, demokrasi ve düşünceyi ifade özgürlüğünün Avrupa standartlarına ulaşmış, demokratik ülkelerde olduğu için düşünce ve ifadenin özgürce söylenebilmesi ve açıklanabilmesi için buradayız. Yine habercilerin yaptıkları haberden dolayı cezaevine sokulmasına karşı olduğumuz, düşüncelerinden dolayı tutuklanan insanlar ve meslektaşlarımız için Silivri’deyiz. Türkiye’nin barışa, kardeşliğe, huzura ve güvene gereksinimi ve ihtiyacı olduğu bir dönemden geçiyoruz.”

Kışlalı’nın kızı nöbette

Öğleden sonra Umut Nöbeti’ni devralan CHP’li Zeynep Altıok da ocak ayının gazeteciler açısından önemli olduğunu belirterek, “Bugün yine bir ocak ayı içerisinde Dündar ve Gül’e yapılan haksızlığı dile getirmek için bulunuyoruz. Ocak ayı öldürülen gazetecilerin ayıdır. Metin Göktepe, Hrant Dink, Uğur Mumcu ve Muammer Aksoy bu ayda öldürülmüştür. Bugün ise siyasi iktidar gazetecilere, sanatçılara ve barış isteyenlere terörist yaftası yapıştırıyor. İktidar tarafının reddettiği MİT TIR’ları savcının iddianamesi ile ortaya çıkmıştır. Teröristlere kimlerin yardım ettiği ortaya çıkmıştır” dedi.

Dolunay Kışlalı ise kendisi açısından özgürlüğün ya tam olduğu ya da olmadığını kaydederek, “Bizim ülkemizde özgürlük yok. Öldürülen aydınlarımız için bir şey yapamadık ama özgürlükleri ellerinden alınanların yanında olmak zorundayız. Fikirdaş olsun ya da olmasın herkes özgürce konuşabilmeli” diye konuştu.

CHP’li Gürsel Tekin ve Enis Berberoğlu da dün Dündar ve Gül’ü ziyaret etti.