'Silahsız uçak uluslararası hava sahasındaydı'

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Suriye tarafından düşürülen Türk uçağının eğitim ve test amaçlı bir uçuş sırasında uluslararası sulardayken vurulduğunu belirtti.

cumhuriyet.com.tr

TRT canlı yayınına katılan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Suriye tarafından düşürülen Türk savaş uçağı ile açıklamalar yaptı. "Çok net bir biçimde vurgulamak istiyorum, uçağımızın görev tanımı, Doğu Akdeniz'deki son durumlar da göz önünde bulundurularak ulusal radar sistemimin test edilmesi ve eğitim amaçlı bir uçuştur. Yani, Suriye'nin şu an yaşadığı krizle ilgili her hangi bir misyonu her hangi bir görev tanımı yoktur" diye Davutoğlu, Türkiye'nin tüm hava sahalarında ulusal güvenlikle ilgili çalışmalar kapsamında sürekli uçuşlar yapıldığını, bu şekilde ordunun ülke savunması için gerekli kapasiteye sahip olduğunun ve bu kapasitenin işlediğinin test edildiğini ifade etti. Yaşanan olayda Türk uçağının "Akdeniz sahilleri ve yakın sahiller itibariyle ulusal güvenliğimizle ilgili bir test uçuşu yaptığını" söyleyen Davutoğlu, uçağın "Suriye ile ilgili gizli ve özel bir misyonu olmadığını" vurguladı.

"Kimliğini saklamayan, solo uçuş yapan bir uçak"

Uçağın silahsız olmasının ve solo uçuş yapmasının, yapılan uçuşun bir eğitim ve test uçuşu olduğunun kanıtı olduğunu belirten Davutoğlu, "Uçağımız solo uçuş yapmaktadır. Eğer herhangi başka bir gündem olsa hiçbir ülke uçağını böyle bir riskli misyon için tek başına göndermez. Bu bir eğitim uçuşudur. Sürekli yapıldığı için bir risk de gözetilmediğinden bu uçuş tamamıyla o mantık içinde tanzim edilmiştir. Ayrıca, uçağımız silahsızdır. Riskli bir göreve giden uçak herhalde silahtan arındırılmış halde gönderilmez. Test ve eğitim uçuşuna giden uçak bu şekilde gider ve taraflar bunu bilir. Bu bildirim olduğundan değil uçağın bu uçuşlarda kimliği açıksa, gizli bir kimliği yoksa görülür. Bizim uçağımız kimliğini de gizlememiş bir uçaktır. Görünüş, uçuş ve profiliyle bunu ilan etmiş bir uçaktır. Böyle bir uçuştan bir tehdit algılaması çıkartmak ya art niyet taşır ya da amatörce bir yaklaşım taşır. Böyle bir algı doğuracak uçak değil. Görev tanımı da Türkiye'nin kendi ulusal radar kapasitesini test etmek üzere eğitim ve test uçağı. Herhangi bir şekilde Suriye'ye dönük bilgi toplama görevi olmadığının da bilinmesi lazım" diye konuştu. Davutoğlu, uçağın yaptığı alçak uçuşun da radar testleriyle ilgili olduğunu ifade etti.

"Uluslararası hava sahasında vuruldu"

Suriye tarafından vurulan Türk uçağının vurulmadan 15 dakika önce yanlışlıkla Suriye hava sahasına girdiğini fakat bunun vurulması için yeterli bir sebep olmadığını belirten Davutoğlu, uçağın vurulduğu yer ile ilgili olarak şunları anlattı:

"Uçağımız uluslararası hava sahasında Suriye sınırına 13 deniz mili uzaklıkta vuruldu. Uçak vurulduktan sonra düzensiz hareketlerle uçuyor ve 8 mil açığa Suriye kara sularına düştü. Bizim elimizdeki veriler bunlar. Genelkurmay Başkanlığımızdaki ve MİT'teki tüm radar görüntülerini, Türkiye'nin radar ve telsiz kayıtlarını ve Suriye içindeki iletişimleri de gözden geçirdik. Şu an elimizde telsiz ve radar kayıtları ile Suriye içindeki görüşmeler de mevcut. Bütün süreçte uçağımıza yapılan hiçbir uyarı yok. İlk misyonu yapıp Türkiye'ye dönerken kısa süre ile Suriye hava sahasına girmesi söz konusu, ama bu vurma olayıyla bağlantılı değil. Bu tür durumlarda havada bin 300 bin 400 kilometreye varılan hızlara, hava şartlarına ve bazen de teknik sebeplere dayalı olarak kısa süreli ihlaller her zaman karşılaşılan olaylardır. Bu olaydan 15 dakika önce bu ihlal olmuş ama Suriye tarafından buna bir uyarı gelmemiş. Aksine uçağımıza bizim radarımızdan yanlış rotaya girdin şeklinde uyarı gitmiş. Bu uyarı üzerine süratle Suriye hava sahasından çıkıp terk orayı ediyor. Vurulma olayı 12-13 dakika uluslararası hava sahasında Suriye sınırından 13 mil uzakta gerçekleşiyor."

 

"Türk uçağı olduğu zaten belli"

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Suriye'nin yaptığı "Uçağın Türk uçağı olduğunu bilmiyorduk" açıklamasının gerçeği yansıtmadığını ifade etti ve "Türk uçağı olduğu zaten belli. Yaptığı görevin mahiyeti itibariyle de görev kimliği açık bir uçak. Bu konuda zihnimizde net bir tablo vardır. Uçağımızla ilgili tereddüt doğuracak, herhangi bir algı oluşturacak bir şey söz konusu değil" dedi. Olayla ilgili Suriye içindeki telsiz kayıtlarının da Türkiye'nin elinde olduğunu belirten Davutoğlu, "Uçağın Türkiye'ye ait olduğunun bilinmesi beklenir. Ayrıca elimizde bazı telsiz kayıtları var bunun bilindiği yönünde. Suriye tarafı bize ilk andan itibaren 'Bu uçağın Türkiye'ye ait olduğunu bilmiyorduk' demişti ama bizim elimizdeki veriler farklı işaretler de gösteriyor" diye konuştu.


"Arama çalışmaları Türkiye tarafından yürütülüyor"

TRT canlı yayınında Suriye tarafından düşürülen Türk savaş uçağı hakkında açıklamalarda bulunan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, sözlerine kaybolan iki pilotun ailesine sabır ve metanet dileyerek başladı. Türkiye'nin tüm imkânlarıyla kayıp pilotların bulunması için çaba sarf ettiğini belirten Davutoğlu, olayın gerçekleştiği andan itibaren Türkiye tarafından yetkililerin yaptığı çalışmaları anlattı. Bu noktadan sonra atılacak her adımın devlet tecrübesi çerçevesinde derinlemesine düşünülerek atılacağını belirten Davutoğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Meksika ve Brezilya ziyaretlerinden döndüğü gün yapılan zirvenin ardından dün yapılan toplantılarda bundan sonra atılacak adımların tespit edildiğini ifade etti. Bütün verilerin toplanmasının ardından Başbakan Erdoğan'a durum hakkında bilgi verdiğini, Başbakan Erdoğan'ın talimatıyla belirlenen eylem planının hareket geçirildiğini kaydetti. çeşme kurtarma gemisinin derinlik nedeniyle yetersiz kaldığını bu nedenle takviye arama gemisinin yola çıkarıldığını ifade eden Davutoğlu, arama kurtarma çalışmalarının Suriye ile ortaklaşa yapıldığı haberleriyle ilgili olarak şu yorumu yaptı: "Suriye ile ortaklaşa diyemeyiz, Suriye karasularında yapılan bir çalışma olduğundan Suriye ile koordineli ama birlikte bir ekip çalışması değil. Baştan itibaren böyle. Suriye tarafı da kendi çalışmasını yapıyor. Olay yeri Suriye karasularında olduğu için bir koordinasyon gerekiyor."

"Ulaştığımız resim bugün görülecek"

Dün gece de yoğun bir mesai yaptıklarını belirten Davutoğlu, 10 Dışişleri Bakanı, 2 Başbakan, 2 Genel Sekreter olmak üzere toplam 15 muhataba gece saat 1'e kadar Türkiye'nin perspektifinden olayı anlattığını söyledi. Türkiye'nin fevri adım atmadan tüm verileri toplayarak kararlı şekilde davrandığını kaydeden Davutoğlu, olayın geçtiği yer itibariyle bilgi sahibi olması muhtemel taraflarla da görüşme yapıldığını anlattı. Olayla ilgili açıklamanın bugüne kalmasının sebebinin de bu resmin tam olarak çekilmesi nedeniyle olduğunu ifade etti. Uluslararası kamuoyunun, BM'nin ve muhalefet partilerinin bilgilendirilmesi için çalışmaların devam ettiğini söyleyen Davutoğlu, "Bizim ulaştığımız resim uluslararası ve ulusal kamuoyu tarafından bugün görülecek" diye konuştu.

"Türk uçağı olduğu belli"

Yaşanan olayda, Türk uçağının hasmane bir tutum içinde olduğunun iddia edilebileceği durumların belli olduğunu, uçağın bu tutumu gösterir bir belirti taşımadığını kaydeden Davutoğlu, Suriye'nin düşürülen uçağın Türk uçağı olduğunu sonradan öğrendikleri yönündeki açıklamasını da şöyle yalanladı:

"Türk uçağı olduğu zaten belli. Yaptığı görevin mahiyeti itibariyle de görev kimliği açık bir uçak. Bu uçuşlar ilk kez de yapılmıyor. Sürekli bu uçuşlar yapılır. Bu kadar gerilimli bir ortamda bulunduğunuzda Doğu Akdeniz'de bu kadar uzun bir sahili olan bir ülkenin kendi topraklarını koruma kapasitesinin kendisinin test etmesi ve bu eğitim içinde olması lazım. Bu konuda zihnimizde net bir tablo vardır. Uçağımızla ilgili tereddüt doğuracak, herhangi bir algı oluşturacak bir şey söz konusu değil." Davutoğlu "Uçağın Türkiye'ye ait olduğunun bilinmesi beklenir. Ayrıca elimizde bazı telsiz kayıtları var bunun bilindiği yönünde. Suriye tarafı bize ilk andan itibaren 'Bu uçağın Türkiye'ye ait olduğunu bilmiyorduk' demişti ama bizim elimizdeki veriler farklı işaretler de gösteriyor. Böyle bir görev açısından tüm istihbari veriler gözden geçirildi. Olan olayın dakika dakika tespitini yapacak araçlara sahibiz. Bu tespitleri yapmadan kamuoyuna bilgi aktarımı yapmadık. Bunlar genel bilgiler. Sayın Başbakanımız bugün muhalefet liderlerimize tüm bu detayları görsel olarak da aktaracak. Türkiye olarak uluslararası hukuk sınırları içinde kalan bir ülkeyiz. Biz fevri tepki veren bir ülke değiliz. Tüm imkânlarla olayın resmini çeken, hiçbir zamanda zemin olmadan suçlamada bulunmayan bir ülkeyiz. Ama tablo çıktıktan sonra da kararlılıkla tutumuzu sergileriz" diye konuştu.

"Böyle bir illiyet bağı kurulamaz"


Türk uçağının düşürülmeden 15 dakika önce Suriye hava sahasına girdiğini fakat yine Türk radar tarafından uyarılarak bu sahadan çıktığını ifade eden Davutoğlu, Suriye'nin olayda bu kısa süreli sınır ihlalini geçerli bir sebep gibi göstermeye çalıştığını ifade etti. Suriye tarafının yaptığı gibi bir illiyet bağının kurulmasının mümkün olmadığını belirten Davutoğlu, "Halbuki böyle bir illiyet bağı kurulamaz. İhlal olayı bitmiş. İstenilmeyen bir ihlal her zaman olabilecek bir olay. Bu zaman zaman bizim hava sahamızda da olan ve karşılıklı mesajlarla üstesinden gelinen bir olay. Kaldı ki bunun birçok aşaması var. Önce mesaj göndereceksiniz uçağa, uçağın kimliği ve kanalları açık. Son birkaç ay içinde bizim sınırımızda da böyle olaylar oldu, karşılıklı mesajlarla bu aşılabildi. O olmadı uçak kaldırırsınız, kontrollü davranırsınız, o da olmadı ileri bir aşamada daha açık bir uyarı mesajı gönderir ya da uçağı inmeye zorlarsınız. Tüm bunarlın olabileceği kadar Suriye hava sahasında da kalınmadı. Dolayısıyla, bunların hiçbiri yapılmadan uçağımız uluslararası hava sahasına döndükten sonra ikinci bir vukuat oluyor. Bu açıdan da zihnimizde olayın seyri nettir. Uçağımızın Suriye tarafına hasmane tutumu olmamış, süratle Suriye hava sahasını terk etmiş, rutin görevine dönmüştür. Tüm bunlar olurken bize dönük, diplomatik kanallar ya da istihbarat üzerinden bir mesaj da verilmemiş. Veriler ortada, Suriye mahreçli aksi yöndeki haberlerin sağlam bir temeli yok" dedi.

"Rusya da tutumumuzu takdir etti"

Davutoğlu, Başbakanlık'ta yapılan zirvenin ardından yapılan, "Olayın tam olarak anlaşılmasının ardından gerekli adımların kararlılıkla atılacağına dair" açıklama yapıldığını hatırlatılması ve Türkiye açısından olayın yeterince netleşip netleşmediğinin sorulması üzerine de özetle şunları söyledi:

"Olayın bizim açımızdan resmi görülüyor. Tereddüde mahal bırakmaksızın sorulabilecek tüm soruları sorduk. Dün mikro detaylara inerek bir çalışma yaptık ve neticelerini başbakanımızla değerlendirdik. Tablo bizim için netleşti. Bundan sonraki aşama bu net tablonun bölgesel ve uluslararası aktörlerle paylaşımıdır. Dün bu amaçla telefon görüşmeleri yaptım. Görüştüğümüz ülkelerin hepsi Türkiye ile dayanışmalarını ifade ettiler. Bazı hususları açık yüreklilikle konuştuk. Bugünkü resmi brifing büyük elçiliklere verildikten sonra herkes kendi perspektifini ortaya koyacak verilere sahip olacak. Şu ana kadar herkes Türkiye'nin ne düşündüğünü merak ediyorduk. Biz bu tabloyu kendilerine verdikten sonra destek beklentilerimizi ifade ettik. Bugün bu konuda açıklamalar gelecektir. Hepsi Türkiye'nin soğuk kanlı ama kararlı tutumunu takdir ettiklerini ifade ettiler. BM Genel Sekreteri'nden Rusya'ya kadar bütün aktörler bunu söyledi. Türkiye'ni sergilediği tutumun haklılığını ifade ettiler. gerçeğin ortaya çıkması için taraflar ellerinde görüntü varsa paylaşmalarını söyledik. Ola ki o bölgede gemileri olabilir. 'Ama bizim perspektifimizle olay budur. Farklı bir bilgi varsa dinlemeye hazırız' dedik onlar da bu tutumu takdir ettiler."

"Suriye dezenformasyon yapıyor"

Suriye tarafından dezenformasyon çalışmaları yapıldığını ve olayın Suriye karasularında gerçekleştiği yönünde bilgiler aktarıldığını belirten Davutoğlu, böyle bir durumun söz konusu olmadığını tekrarlayarak, "Bununla ilgili atılacak adımlar konusunda bugün bu hususları detaylandırılmış şekilde muhalefet liderlerimizle paylaşacak, yarın Bakanlar Kurulu toplanacak ve durum orada ele alınacak, Sayın Başbakanımız Salı günü TBMM'deki grup toplantısına katılacak. O zamana kadar tutumumuz netleşecek ve yapacağımız değerlendirmeler ışığında Sayın Başbakanımız o gün daha net açıklamalarda bulunacak" dedi.

"Anamuhalefetin açıklamaları takdire şayan"

Davutoğlu masadaki alternatiflerin neler olduğu konusunda bilgi vermezken, olayda Türkiye'nin ince bir hat üzerinde yürüdüğünü, bir denge çerçevesinde gereksiz risk almadan hareket edileceğini belirtti ve "Anamuhalefet partisinden gelen açıklamalar devlet geleneğimiz açısından takdire şayan açıklamalardır. Partilerimizin tutumlarını da yakından takip ediyoruz. Türkiye vakarını, hükümetimiz etkinliğini, kamuoyu ve muhalefet de milli meselelerde ne kadar duyarlı olduğunu ortaya koymuştur. Bu tavrın devamı lazım. Hangi adımların atılacağı konusu muhalefet lideri ile yapılacak görüşmeler, Bakanlar Kurulu'nda yapılacak istişareler ve tabi Sayın Cumhurbaşkanımız ile yapılacak görüşmeler sonrasında belli olacaktır. Bu istişareler neticesinde nihai bir karar oluşacaktır. Bu karar çerçevesinde gerekli gördüğümüz zamanda ve gerekli gördüğümüz yöntemlerle adımlar atılacaktır" diye konuştu.

"Biz bunu sorgularız"

Suriye'nin hava sahasının daha önce de başak ülkeler tarafından ihlal edildiğini fakat böyle bir tepki gösterilemediğini hatırlatan Davutoğlu, "Biz Suriye içindeki bazı iletişim şeylerine sahibiz. Bunun detaylarını burada paylaşmak istemem. Ama niyet ne olursa olsun hiçbir hasmane tutum sergilemeyen bir uçağa uluslararası hava sahasında saldırı söz konusu. Daha önce Suriye'ye başka ihlaller de oldu. Bunlar başak ülkeler tarafından yapıldı. O ülkelere o ihlallerde gösterilemeyen tepki bizim tek başına silahsız uçan uçağımıza gösterildiyse biz bunu sorgularız. Uluslararası hukuk anlamında da Türkiye'nin uluslararası onuru anlamında da sorgularız. Kimse geçmiş ilişkimiz ne olursa olsun Türkiye'nin ulusal güvenlik algısına risk oluşturacak tavır takınamaz. Kimse Türkiye'nin kapasitesini test etme cüretini gösteremez. Bizim için öncelikli ve birinci mesele pilotlarımızdır" ifadelerini kullandı.

"Suriye halkının yanındayız"

Türkiye'nin Suriye'de Esad'la ve yönetimiyle el ele olduğunu, barış içinde bir geçiş sürecini yaşaması ve demokrasiye dönüşmesi için çok çabalar sarf ettiklerini kaydetti. Bunun aksini kimsenin söyleyemeyeceğini ifade eden Davutoğlu, bütün bu süreçte fayda sağlayamayınca bölgesel inisiyatifler içinde konu hakkında harekete geçtiklerini fakat Türkiye olarak kimseye müdahale ve empozede bulunmadıklarını bildirdi. "Kendi halkıyla barışık olmayan rejimin başak ülkelerle barışık olması mümkün değildir" diyen Davutoğlu, Türkiye'nin Suriye ile ilişkilerinin gergin olduğu bugünlerde yaşanan olayın yanlış bağlantılarla yorumlanmaması gerektiğini belirtti ve şunları söyledi: "Bu olayda Suriye içindeki gelişmeler arasında doğrudan bir irtibat kurmamak lazım. Suriye içinde gelişmeler başka türlü gelişse bile böyle bir olayda biz aynı tutumu takınırdık. Bununla birlikte bu olayın sonucu ne olursa olsun biz her zaman Suriye halkının yanındayız. Türkiye ile Suriye halkı arasında kadim dostluk vardır" ifadelerini kullandı.

"NATO nezdinde bir girişimimiz olacak"

Davutoğlu, Türkiye'nin olay üzerine NATO nezdinde bir girişiminin olup olmayacağının sorulması üzerine de "NATO nezdinde bir girişimimiz olacak. NATO'da önümüzdeki hafta yapılacak toplantıda 4. madde çerçevesinde bir bilgilendirme yapılacak. Ayrıca, BM Güvenlik Konseyi'ne bir bildirimde bulunularak elimizdeki veriler ışığında bu saldırgan tutumun arka planı ortaya konacak" dedi. Davutoğlu, Suriye'nin Ürdün'e sığınan Suriye uçağıyla ilgili Türkiye'nin olaya gayrı resmi müdahale etmesi sonucu Türk uçağını düşürdüğü iddialarının da bir komplo teorisinden ibaret olduğunu kaydetti. Suriye'den imkân bulan birçok kişinin kaçmaya çalıştığını söyleyen Davutoğlu, iddiaların gerçekleri yansıtmadığını, her olayın sebebini paranoya şeklinde dış faktörlerde aramamak gerektiğini bildirdi.

"Bu tablonun karşılıksız kalmayacağını söyledim"

Suriye'ye destek verdiği bilinen İran ve Rusya'nın tutumunun sorulması üzerine de Davutoğlu şunları söyledi:

"İran Dışişleri Bakanı kendisi aradı. Bu konuda ellerinden geleni yapacaklarını ve belli bir karşılıklı diyalog içinde olmanın faydalı olacağını ifade ettiler. Rusya ile de arka planı paylaştık. Meksika'da Sayın Başbakanımız, Sayın Putin, ben ve Sayın Lavrov toplantı yaptığımızda her iki lider dışişleri bakanları olarak iletişim halinde olmamızı istemişlerdi. Her an bu diyalogumuz sürüyor. Rusya'nın bu konuda sağlam bilgi sahibi olmasına önem verdiğimizi söyledim. Onlar da pilotlarımızın kurtulma dileklerini ilettiler. Kendilerinin de ellerinden gelen çabayı göstereceklerini söylediler. Bu tablonun karşılıksız kalmayacağını onlara da söyledim."

"Ortüdoğu refah havzası olacak"

Davutoğlu, Türkiye'nin devlet tecrübesi çerçevesinde itidal ve kararlılığı stratejik bir planlamayla yürüttüğünü, Türkiye'nin tutumundaki itidalin kararsızlığın getirdiği bir itidal olmadığını söyledi. Türkiye'nin itidali nerede nasıl kullanacağını bildiğini ifade eden Davutoğlu, "Bütün süreci bundan sonrada belli bir kriz yönetimi mantığıyla sürdürmeye devam edeceğiz" diye konuştu. Davutoğlu sözlerini şöyle tamamladı:

"Barış havzası haline gelmiş bir Ortadoğu bugün ya da yarın gerçekleşecek. Eğer Ortadoğu halklarına kendi kaderlerini belirleme hakkı verilirse bu çok kısa sürede hayata geçer. Uzun asırlar boyunca Ortadoğu halkları arasında doğuda büyük savaşlar yaşanmadı. Batı'daki bu algı yanlıştır. Son dönemde yaşanan savaşlar konjonktürel sebeplere dayalıdır. Bir gün hep beraber Ortadoğu'daki tüm halklarla birlikte, tabiî ki bunun merkezinde Türkiye ve Suriye halkları olacaktır, Ortadoğu'yu barış, istikrar ve refah havzası haline getirecektir. Bu süreçten rahatsız olanlar çıkacak. Bunlara karşı her zaman kararlı tutumumuzla kardeşliğimizi pekiştirecek, realist ama bir ideali zihninde ve gönlünde tutan bir tavrı sergileyeceğiz. Hem ulusal çıkarları koruyacağız hem bölgedeki kardeş halklarla birlikte geleceğe yürüyeceğiz. Bu Türk halkıyla Suriye halkı arasında bir mesele değildir. Bu kendi halkına bile zulmeden bir rejimin yarattığı krizdir."