Sıkılmanın bile lüks olduğu günler
Bu süreçte ülke olarak ve şimdilik bizi en çok yoran da yaşlılarımız oldu. Kendilerine sokağa çıkma yasağı getirene kadar dışarıda kalmaya devam ettiler. Anladım ki belki yıllarca gizlese ve çok sıradan bir insan gibi görünse de bu toprakların insanında bir anarşist ruh var.
Alper İzbul / Aksak Dünya43 yaşındayım... Yakın zamana kadar hayatta birçok şeyi hatta belki de görülebilecek her şeyi gördüğümü, yaşadığımı düşünürdüm. O zaman küçük yaşta olsam da 1980 darbesini, 1990’larda bu ülkede yaşanan kıyımı, 1999 depremlerini ve diğerlerini, selleri, 11 Eylül saldırısını, küresel güçlerin Ortadoğu’da çıkardığı savaşların yarattığı felaketleri, 2000’lerde yaşanan ekonomik krizleri, 2002’de gelip hâlâ gitmeyen AKP’yi, 2019’da iyice alevlenen hâlâ süregiden ve içinde değilmişiz gibi yapsak da içinde olduğumuz bir savaşı, yıllar boyu süren terörü... Bunların hepsini gördüm, hemen hepsinin de etkilerini yaşadım. Ama 2020, bana gördüklerimin çok dışında olan bir şey gösterdi. Küçücük, gözle görülemeyen bir şey adeta dünyayı durdurdu.
ANARŞİST RUHLAR
COVID-19 adı verilen virüsün yarattığı salgın tüm dünyayı vurdu. Ben bu yazıyı yazarken yaşadıklarımız belki daha buzdağının sadece görünen kısmıdır. Umarım bir an önce bu illet dünyadan temizlenir ama göründüğü kadarıyla daha bir süre devam edecek gibi. İşyerinde bir kısmımız evden çalışırken dükkânda olması gerekenler de 3 gün çalışıp 3 gün evde kalma düzenine geçti. Tabii maske, dezenfektan, eldiven gibi kişisel önlemler de alıyoruz. Bakalım ne kadar başarılı olacağız.
Bu süreçte ülke olarak ve şimdilik bizi en çok yoran da yaşlılarımız oldu. Kendilerine sokağa çıkma yasağı getirene kadar dışarıda kalmaya devam ettiler. Anladım ki belki yıllarca gizlese ve çok sıradan bir insan gibi görünse de bu toprakların insanında bir anarşist ruh var. Akıllıca değil yaptıkları ama yaşlıların linç edilmesine de gönlüm razı değil. Çünkü biz o yaşları daha görmedik, bu nedenle içinde bulundukları düşün ve ruh halini de bilemiyoruz. Kim bilir kendileri açısından ne kadar haklılar.
SANDIK İÇLERİ
Bir süre evde vakit geçireceğiz, sıkılsak da... Sıkılmanın bile lüks olduğu günler yaşıyoruz. Kitap okumak, film seyretmek, müzik dinlemek standart aktiviteler. İyi ki internet var, ya olmasaydı? Naçizane bir tavsiyem var. Eğer benim gibi bir şeyleri saklamaya meraklıysanız, onları sakladığınız yerlerden çıkarın. Sizi bu zor günlerden alıp geçmişe doğru bir yolculuğa çıkarsınlar. Mesela bende ailemin birkaç kuşağının arkalarına kimisi Osmanlıca yazılmış notlar olan 1900’lerin başından bu yana çekilmiş fotoğrafları, tebrikler kartları, hatta mektupları var. Tabii bir de çocukluğumdan bu yana annemin sakladığı bana ait çok sayıda doküman veya oyuncak. Hepsi ayrı duygulara sürüklüyor beni. İnanın ortada sıkıntı falan da kalmıyor.