'Şikayete gittiğim herkes FETÖ'cü çıktı'
Hava Kuvvetleri Komutanlığı’ndaki "mahrem imamlar" yapılanması soruşturmasında örgüt üyesi bir pilotun itirafları çetenin yapılanma boyutunu gözler önüne serdi.
cumhuriyet.com.trHava Kuvvetleri Komutanlığı’ndaki "mahrem imamlar" yapılanması soruşturmasında örgüt üyesi bir pilotun itirafları çetenin yapılanma boyutunu gözler önüne serdi. Kendi isteğiyle emniyete giderek itirafçı olan Hava Pilot Üsteğmen Cemil Selvi, kendisi ve arkadaşlarının himmet vermeyi kestiğinde jet pilotu yapılmadıklarını anlattı. Şikayet etmek istediğinde ise hemen hemen herkesin FETÖ’cü olduğunu gördüğünü söyledi.
Karar gazetesinden Hilal Öztürk'ün haberine göre, pilotların Hava Harp Okulu’ndan itibaren titizlikle elemeye tabi tutularak örgüt tarafından belirlendiği belirtilen iddianamede, örgütün onay vermediği kişilerin F-16 pilotu olamadıkları, son yıllarda savaş pilotu olan subayların büyük çoğunluğunun FETÖ üyesi oldukları belirtildi. İstisnai olarak örgüt üyesi olmamasına rağmen F16 pilotu olan subayların ise örgütün kendi kadrolarının yetersiz olması ya da bu subayların kişisel başarı ve ilişkileri nedeniyle engelleri aştığı vurgulandı.
İddianamede FETÖ üyesi bir pilotun çarpıcı itirafları da yer aldı. Hava Pilot Üsteğmen Cemil Selvi’nin anlattıkları FETÖ’nün pilotları nasıl yetiştirdiğini de ortaya koydu.
İşte Pilot Selvi'nin anlattıkları:
"Harp Okulu döneminde Muhammet İkbal Üzek isimli örgüt mensubu ile görüştüm. Harp Okulu’nun son dönemine kadar toplantılar samimi sohbet havasında geçerken, bir anda sohbetin yönü değişti. Daha sonra eve gelen tanımadığım bir şahıs, bize Hava Harp Okulu ile ilgili, çevremdeki okul arkadaşlarımla ilgili 'Kız arkadaşları var mı, sigara içerler mi' şeklinde sorular soruyorlardı. Ayda bir bu sohbetler devam etti. Daha sonra bu beni İsa Kulaç isimli bir örgüt mensubuna devretti. Okul bittikten sonra İzmir Çiğli 2.Ana Jet Üssü’nde pilot adayı olarak teğmen rütbesiyle göreve başladım. İzmir’de 3 ayrı örgüt üyesiyle irtibat halindeydim. Para istemeye başladılar. Maaşlarımızdan yüzde 15 kesinti yapıyorlardı. Biz de 1-2 ay sonra, vermek istemedik. Ancak, para vermeseydik görev yaptığımız Ana Jet Üssü’nde yıldırmalara maruz kalacağımızı biliyorduk. Nitekim cemaatle ters düşenlerin sınavları başarısız sayılıyordu.
17-25 Aralık sürecinden sonra, cemaati eleştirmemiz için bize karşı olan davranışlar sertleşmeye başladı. Baskıdan dolayı teğmen arkadaşım Mehmet Yaz psikolojik tedavi görmeye başladı. Örgütün kararlarına karşı çıkınca beni üstü kapalı askerlikten tardetmekle tehdit ediyorlardı. Ben bu oluşumdan yakamı kurtarmaya çalıştım, ancak bulunduğum askeriyenin yapısı yüzde 90 itibariyle cemaatin elindeydi. Kimi kime şikayet edeceğimi kara kara düşünüyordum. Ben örgüt yapısı için de 5/1’lik güvenilmeyen sınıf içerisinde olduğum için evimizde bulunan abileri sık değiştirmeye başladılar.”