Sezai Temelli: İhbar eden Erdoğan

Halkların Demkoratik Partisi (HDP) Eşgenel Başkanı Sezai Temelli, Diyarbakır'da çok sayıda siyasetçi ve gazetecinin gözaltına alınmasıyla ilgili ihbarı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yaptığını söyledi. Temelli "Evet ihbar var, Erdoğan her gün ihbarda bulunuyor. O nefret söylemiyle, düşmanlaştırıcı diliyle bunu sürekli yapmakta, bir meşruiyet tartışması başlatmakta. Emniyet teşkilatı Erdoğan'ın konuşmalarından görev çıkarıyor" dedi.

Mahmut Oral



Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, çok sayıda Kürt siyasetçi ve gazetecinin KCK yapılanması içinde olduklarına dair "Firar" kod isimli bir kişinin ihbarıyla düzenlenen operasyonda gözaltına alınması, HDP'de en yüksek perdeden tepki çekti. HDP Eşgenel Başkanı Sezai Temelli, dün gözaltına alınanlara desteğini açıklamak üzere, partisinin Diyarbakır il başkanlığında basın toplantısı düzenledi. Son günlerde devam eden operasyonlara gözaltı demenin mümkün olmadığını belirten Temelli, "Alışılagelmişin dışında bir operasyonla karşı karşıyayız. Tüm Türkiye kamuoyunu duyarlı olmaya davet ediyoruz. Hukuktan yasadan yana hiçbir kırıntı kalmamıştır. En vahşi yöntemlerle arkadaşlarımız gözaltına alındılar. Bu gözaltı sahneleri iktidarın nasıl bir Türkiye hayali kurduğunu bize gösteriyor" dedi.

<haber-dikey:1108438>


"DARP, İŞKENCE VAR"

Gözaltılar sırasında hak ihlallerinin, dayak ve işkence vakalarının yaşandığını vurgulayan Temelli "Kapıyı çaldığınızda kapıyı açmaya hazır olan insanlar olmasına rağmen siz bütün kapıları kırarak gözaltına alıyorsunuz. Kapıları kırın talimatı vermiştir savcı. Bu nasıl savcıdır? Bununla da yetinmemiştir, çocuklara kadar herkese şiddet uygulanmış, çocukların kafasına silah dayanmıştır. Neyin şovunu yapıyorsunuz? Bu yaptıklarınızla hiç kimse yılmayacak. Kimse bu yaptıklarınızdan dolayı mücadelesinden, sözünden ve duruşundan vazgeçmeyecek. Siz bu yaptıklarınızla hem kendinizi rezil ediyorsunuz, hem de ülkeyi dünyanın gözü önünde kabul edilemeyecek bir yere sürüklüyorsunuz. Darp var, işkence var, akla hayale sığmayacak uygulamalar var. Bunlardan birisi Derya Aslan’ın ters kelepçesi açılırken bıçakla yaralanmasıdır. Bu nasıl bir uygulamadır. Diğer taraftan Hazro Belediye Eşbaşkanımız Güler Özsavcı Doğru’nun evine eşini gözaltına almak için giriliyor. Güler arkadaşımıza işkence yapılıyor, sırtına basıyorlar, üzerine çıkıyorlar, yaralıyorlar. Kadın arkadaşlarımızın gece giysilerini, pijamalarını çıkartıp giyinmelerine izin verilmiyor. Pijamalarıyla gözaltına alıyorlar. Bu nasıl bir yaklaşımdır. Kadına yönelik şiddet HDP’in kadın partisi olmasından kaynaklı. Kadın düşmanı, kadına yönelik şiddetle ayakta duran bir iktidar var, onun kolluk gücü de evlerimizin içinde şiddet uyguladı" diye konuştu.

"SAVCI HAKKINDA ACİLEN SORUŞTURMA BAŞLATILMALI"

Demokratik Toplum Kongresi 'DTK) Eşbaşkanlık Divanı Üyesi Hilmi Aydoğdu'nun, gözaltında kalp krizi geçirdiğini belirten Temelli "Hilmi Aydoğdu arkadaşımız gözaltında kriz geçirdi. Kriz geçirmesine, bunu dile getirmesine rağmen hastaneye ulaşması engellendi, 1 buçuk saat emniyette alıkonuldu. Şu anda 48 saat müşahede altında kalacak. Buradaki ihmal düşmanca yaklaşımın sonucudur. Avukatlar gözaltına alınan müvekkillerini görmeye gidiyorlar, avukatları gözaltına alıyorlar. Savunma hakkının bile engellendiğini görüyoruz. Tüm bu anlattıklarım bu 130 gözaltı içinden sadece birkaç tane örnek. Hepsi başlı başına bir suç. Buradan HSK’ya suç duyurusunda bulunuyoruz. Savcı hakkında acilen soruşturma başlatılmalı. Umudumuz yok ama İçişleri Bakanlığı’na suç duyurusunda bulunuyoruz. Bu operasyonu yapanlar hakkında soruşturma başlatılmalıdır. Biz bu suçu işleyen herkes hakkında yasal işlem başlatacağız" dedi.

AKP ve MHP'nin, yerel seçimlere giderken saldırı, şiddet, tehdit ile kampanyalarını başlattıklarını dile getiren Temelli "Bu yaşadıklarımızın böyle olacağının örneklerini geçmişte yaşadık. 24 Haziran öncesinde de AKP-MHP ittifakı, bu pazarlıkçılar; seçim kampanyalarını bu yöntemlerle yürüttüler. Savcılarla, kaymakamlarla, emniyet güçleriyle, jandarmayla. Seçmene, partililerimize, halkımıza yönelik bu türden bir şiddet ve saldırı kampanyası yürütüyorlar. Şimdi de yerel seçimlere 5 buçuk ay kala aynı yöntemlerle kampanyayı başlattılar. Saldırı, şiddet, tehdit ile kampanyalarını başlattılar. Biz de bir kampanya başlattık. Biz de yerel demokrasi için kampanya başlattık, barış ve demokrasi kampanyası başlattık. İki kampanyayı Türkiye izliyor. Bir tarafta şiddetin, kayyumcuların, zulmün kampanyası; diğer tarafta da diz çökmeyen, dile gelen halkın kampanyası. O dilde barış, demokrasi, özgürlük var. Biz bütün halklara, emekçilere, kadınlara çağrı yapıyoruz; gelin bu şiddeti, bu saldırıyı, bu demokrasiye kastetmiş aklı durduralım. Gelin bu kampanyaya destek verin. Buradan mahkemelere çağrı yapıyorum. Adalete sadece halk değil sizler de sahip çıkmalısınız. İler tutar hiçbir tarafı olmayan bu suçlamalarla gözaltına alınan tüm arkadaşlarımızın serbest bırakılması çağrısını yapıyoruz" dedi.

'ESAS MESELE HDP'NİN SEÇİM ÇALIŞMASINI ENGELLEMEK"

Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Temelli "Gözaltına alınanlar arasında aday olacak olanlar var mıydı? Bir de cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son açıklamaları sizin seçim çalışmalarınızı nasıl etkileyecek?" sorusunu "Kesinlikle devam edecek. Bizim kampanyamız zaten başladı. Bu arkadaşlarımızın tümü seçim çalışmaları yapan arkadaşlarımızdı, deneyimli arkadaşlarımızdı. Bu arkadaşlarımıza her zamanki uyduruk suçlamalar yöneltilmiştir. Esas mesele HDP’nin seçim çalışması yapmasını engellemektir. HDP’yi sandıkta yenemeyen bu zihniyet, saldırı yöntemlerini bir kez daha dozunu artırarak sahnelemektedir. Bu arkadaşlarımız aday arkadaşlarımız değildir, henüz aday tespitimiz başlamadı" diye yanıtladı.

"ERDOĞAN HER GÜN İHBARDA BULUNUYOR"

İçişleri Bakanlığı’nın açıklamasına göre gözaltına alınanlara ilişkin ihbarlar olduğu yolundoaki soruyu da Temelli "Evet ihbar var, Erdoğan her gün ihbarda bulunuyor. O nefret söylemiyle, düşmanlaştırıcı diliyle bunu sürekli yapmakta, bir meşruiyet tartışması başlatmakta, HDP’yi meşru görmediğini söylemektedir. Ama eğer meşruiyet meselesi tartışmaya açılacaksa, Erdoğan’ın 24 Haziran’da sandıktan nasıl çıktığı konusunda tartışma açılmalıdır. Meşruiyet tartışmasının izini o sandıkta görebilirsiniz. YSK’yı da kendisine ortak ederek yaptığı hileler, şaibeler tüm çıplaklığı ile ortadadır. Ama yetmiyor. Yerel seçimler gelirken bu yetmezliği gidermek için bu saldırılara başvuruyor. İhbar listesi, ihbarcı ismi yok. Bunlar artık insanın aklıyla alay eden işler. Dolayısıyla ortada bir ihbarcı olduğunu da tahmin etmiyorum. Tamamen algı yönetme amaçlı uydurulmuş fezlekeler, dosyalar. Tamamen algı yönetme amaçlı bir psikolojik savaş tekniği. Bugün cezaevinde olan tüm arkadaşlarımız bu uydurma hikayelerle cezaevinde. Hala bu türden gizli tanıklarla, uyduruk ihbarlarla cezaevinde. 2 gündür yaşadığımız da tam da bunun gibidir. Hiçbir kanıt, hiçbir belge yoktur. Sadece Erdoğan’ın konuşmalarından kendine görev çıkaran ve bu zihniyetle hareket eden bir emniyet teşkilatı vardır" sözleriyle yanıtladı.