Sevginin iyileştiriciliği ve aşkın gücü...
Sakıp Sabancı Müzesi’nin (SSM) Sabancı Vakfı katkılarıyla düzenlediği açık hava etkinliği Müzede Sahne, bu yıl 5. yaşını kutluyor...
Orhun AtmışMüzede Sahne, her yıl belirlenen bir tema etrafında gösteri sanatından eserleri izleyiciyle buluşturuyor. Örneğin geçen sene “kadın” temalı, “Adı Sanı İsmi Cismi” başlıklı bir tema vardı. Bu konuda oyunlar izlemiştik. Bu seneki başlık ise “Şimdi ve Buradayız Aşkım!” SSM’nin Müzede Sahne etkinliklerine, o yılki temasına bakarak aslında o yıl ülke gündeminde ne olduğunu anlayabiliyorsunuz. Beş yaşındaki festivali, sanat yönetmenliğini yapan Emre Koyuncuoğlu ile konuştuk.
Geçen sene Müzede Sahne'de kadınların sesi olmayı amaçlayan bir tema vardı. İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme ihtimalini konuşmuştuk. Geçen sürede durum daha kötüye gitti diyebiliriz. Öncelikle bu konuda neler söylemek istersiniz?
Geçen yıl gösteri sanatları bağlamında çok yönlü olarak kadın üretimini merceğe almıştık. Müzede Sahne’de, tematik bir sahne sanatları buluşması gerçekleştiriyoruz. Sanıyorum bu anlamda ülkede tekiz. Belli değerlere yoğunlaşarak, bir fikrin çerçevesinde güncel sahne sanatları üretiminde gündeme gelen/oluşan, oluşmakta olan dinamiği hem korumaya alıyoruz hem de seyirci adına farkındalık için alan yaratıyoruz... Ülkemizde birçok alanda kadınlar yıllardır, hakları -hatta daha net tanımlarsak canları- adına müthiş bir mücadele vermekte. Biz de gösteri sanatlarında var olmasını istediğimiz bir farkındalık ve duyarlılık için “Müzede Sahne”de alan oluşturduk... Sorunuza dönüp toparlarsam, İstanbul Sözleşmesi, uygulamaya tam geçirilmemiş olsa dahi, çok değerli bir kazanımdı. Bu anlamda üzgünüz ama yılgın değiliz.
‘ÇOK RENKLİLİĞİ KUTLUYORUZ!’
Bu soruyla bağlantılı olarak, bu yıl da LGBTİ+ yürüyüşlerinde sıklıkla duyduğumuz “‘Şimdi ve Buradayız Aşkım!” sloganı var. Müzede Sahne, bu yıl şiddete uğrayan kesimler açısından kapsamını genişletmiş diyebilir miyiz?
“Şimdi ve Burada” aslında sahne sanatlarında; performansın özünü, ya da gösteri sanatlarının temelini oluşturan dinamikleri tanımlamak için kullanılır. Gösteride olanın büyüsü “şimdi ve burada” olanlar arasında yaşanır. Biz bu gösteri sanatları tanımına bir de “aşkım”ı ekledik. Zaten bu yıl önceliğimiz, sevginin iyileştiriciliğini ve aşkın gücünü vurgulamaktı.
Müzede Sahne, sanatsal olarak bir araya gelme alanı. Kapsayıcı olması çok önemli. Tabii ki “Aşkım” kelimesi de bahsettiğiniz gibi LGBTİ+ dayanışma çağrısını direkt akla getiriyor. Bu kapsayıcılığı bilinçli olarak tercih ettik... Seyircimiz, bizim için çok değerli. Birbirimizi kollayarak, çoğulculuğu, çok renkliliği kutlayarak, yan yana geleceğiz. Bunu vurgulamak istedik.
‘TÜM HİKÂYELER DEĞERLİ’
Paneller de “kapsayıcılık” ve “dayanışma” üzerine. Bu konuda neler söylemek istersiniz?
Bu panellerde ülkemizde gösteri sanatlarında oluşan bir tarihin ve son yıllarda üretilen çoğulcu kültüre ait diyebileceğim sanat politikalarının, metinlerin, oyunların, performansların üreticilerinin deneyimlerine tanıklık edilecek. Müzede Sahne’nin her yılında hassasiyet gösterdiğimiz, üzerine ışık tuttuğumuz ve görünürlüğünü sağlamak istediğimiz kavramlar oldu.
Bu yıl Müzede Sahne ne anlatmak istiyor bize?
Her varoluşun bir hikâyesi var. Biz tiyatrocular; hikâye anlatıcısıyız ve anlattığımız tüm hikâyeler bizim için çok değerli ve birbirinden ne kadar farklı ise de o kadar anlamlı. Çünkü biz paylaşmak ve yaşamı olumlamak için sahneye çıkıyoruz.
DAHA KAPSAYICI, DAHA BİRLEŞTİRİCİ
Sakıp Sabancı Müzesi Müdürü Dr. Nazan Ölçer, bu yılki festival hakkında şunları söyledi: “Bir müze olarak, sanatın farklı alanlarına kucak açmanın mutluluğunu yaşıyoruz... Sahne sanatları 2020 başından bu yana pandemi nedeniyle en zorlu sınavlarından birini veriyor. Geleceğe birlikte bakmak, birbirimizi kollamak, birbirimizle uzlaşmak, hayal kurmak, üretmek her zamankinden çok daha kıymetli oldu. Bizler de sanat yönetmenimiz Emre Koyuncuoğlu ile ‘Nasıl daha fazla kapsayıcı ve birleştirici olabiliriz’ sorusunu sorduk ve temamızı ‘Şimdi ve Buradayız Aşkım!’ olarak belirledik. Bir hafta boyunca çoğulculuğu, çok renkliliği, sevginin iyileştiriciliğini ve aşkın gücünü kutlayarak yan yana geleceğiz.”
İŞTE OYUNLAR
Müzede Sahne’nin 22 Ağustos’a kadarki programında SFRPZTF’den “Eylül”; Talimhane Tiyatrosu’ndan “Önce Bir Boşluk Oldu Kalp Gidince, Ama Şimdi İyi”; Versus Tiyatro’dan “Kreutzer Sonat”; Linet Şaul, Bülent Oral, Faran Suyolcu ve Ayşe Lebriz Berkem’den “Shakespeare’le Aşk ve Müzik”; Özden Karakışla’dan “Kadın Dilinden Masallar” ve Tatavla Sahne’den “Rahvan Giden Atlılar” oyunları yer alıyor.