‘Sevgi, neşe ve umut bulaşıcıdır’
Tuna Kiremitçi’nin romanından uyarlanan ‘Aşk Kalıcıdır’ adlı oyun gün sayıyor.
Ayça HanTuna Kiremitçi’nin yazdığı ‘Dualar Kalıcıdır’ romanının tiyatro uyarlaması ‘Aşk Kalıcıdır’, Rosella Galante ile Pelin adlı iki kadının sevgi, aşk ve sadakat üzerine kurulu dostluklarını anlatıyor. Dün Tuna Kiremitçi, Damla Cercisoğlu, Dilek Türker, Opr. Dr. Ali Sina Mengi ve Lions Club üyelerinin katılımıyla gerçekleşen basın toplantısında konuşan Kiremitçi; iki yalnız insanın birbirlerini keşfetmesi üzerine kurulu olan hikâyenin bugüne kadar yazdıkları içerisinde kendisini en çok etkileyen hikâye olduğunu söylüyor. Türker ve Cercisoğlu’nun başrolleri paylaştığı oyunun yönetmenliğini ise, Hakan Altıner üstleniyor.
‘Savaş rezilliktir’
Sorularımızı yanıtlayan sanatçılar Dilek Türker ve Damla Cercisoğlu, oyunu sahnelerken birbirlerine karşı da aynı bağlılık ve dostluğu kurduklarını ifade ediyorlar. Bu sevginin oyun için büyük bir avantaj olduğunu söyleyen Türker, Yahudi bir kadın olan Rosella Galante’den bahsederken şu sözlere yer veriyor:
“II. Dünya Savaşı sırasında İstanbul’a sığınan bir kadın Rosella, eşi de akademisyen.. İstanbul’a geliyor Rosella ve burada bir şaire âşık oluyor, bu şair Nâzım mı Attila mı bir kurgu tabii.. Bu oyunda çok sevdiğim bir şey kadının karakterinde kendimle özdeşleştirdiğim şeylerin olması. O genel geçer değerlendirmelerin dışında bir kadın, diyor ki ‘Beni hayatta tutan tarafım, kurban rolünü hiçbir zaman kabul etmeyişimdir.’ Bu benim bütün hayatımda, belkemiğidir hayat felsefemin.”
Sanat yoluyla söylenen sözün etkisinin de, yapılan muhalefetin de daha samimi ve gerçek olduğunu belirten Türker savaşın rezillik olduğunu söylüyor. Türkiye’de şu an hoyratlık ve kabalık gibi çok önemli bir sorun olduğunu ifade eden sanatçı “Bu ülkeyle ilgili hayallerim, umutlarım hiçbir zaman eksilmeyecek; hiçbir zaman vazgeçmeyeceğim güzeli aramaktan, güzelle buluşmak için emek koymaktan, anlamaktan, anlatmaktan vazgeçmeyeceğim” diyor.
Oyunun, İstanbul’un ve Türk dilinin önemini ortaya koyma misyonunu üstlendiğini belirten Türker bu misyonu şöyle anlatıyor: “İstanbul ve Türkçe’nin önemini, güzelliğini ve insanların üzerinde bıraktığı inanılmaz etkiyi “Aşk Kalıcıdır” oyununun her anında hissedeceksiniz. Ki bunlar benim hayatımda da görev edindiğim şeylerdir.”
‘Kendimin sınırsız olduğunu keşfettim’
Dünyaya karşı hayallerinde, özlemlerinde, düş kırıklıklarında ortak bir payda; insana ait değerler, acılar, korkular bulan bu iki kadından birine hayat veren Damla Cercisoğlu ise; romanı ilk okuduğunda Pelin’e kendisini çok yakın hissettiğini belirtiyor. Rosella’nın Pelin’e gösterdiği sevgi dolu yaklaşımı, öğrencisi olduğu Hakan Altuner’den ve çalışma şansı bulduğu duayen oyunculardan gördüğünü söyleyen Cercisoğlu kendinin sınırsız olduğunu keşfettiğini ifade ediyor. Türker’le aynı sahneyi paylaşmanın, mutluluğun da bulaşıcı olduğunu anlamasını sağladığını söyleyen genç sanatçı “Sevgi, mutluluk ve neşe bulaşıcıdır” diyor. Türkiye’de ne kadar iyi işler yapılırsa yapılsın, popüler kültüre ve magazine hitap edilmediği müddetçe bir karşılık bulamadığını söyleyen Cercisoğlu; yazan, çizen, yöneten ve tiyatroda var olmaya çalışan bir yerde durduğunu ifade ediyor.
Tiyatro Ayna yapımcılığında sahnelenecek “Aşk Kalıcıdır”ın prömiyeri 20 Ocak’ta Akatlar Kültür Merkezinde, galası ise 24 Ocak’ta yapılacak.