Sessizliği yırttık
Gezi'nin çapulcuları, protesto geleneğinde devrimci bir değişim yaratan direnişin ruhunu anlatıyor...
cumhuriyet.com.trSokağa çıkmayı öğrendik Darüşşafakalılar, ilk günden beri Gezi Parkı’nda, 12 çadırda eylemdeydi. Galatasaray Üniversitesi, Robert Kolej, Çarşı ve Lambda çadırlarıyla komşuydular. Daçka Çadırkent’i 21 gün boyunca dolduran mezunlar ve öğrenciler “bir ütopya yaşadıklarını” söylüyor. “Sokağa çıkmayı öğrendik, sessizlik bitti” diyorlar.
Özgürlüğümüzü yedirtmeyiz ‘Popçu Kışlası’nın direnişçilerinden Güvenç Dağüstün, pek çok insanı sosyal medya ile tanıştıran eylem sayesinde yeniden umutlandığını anlatıyor. Bilge Sancı’ya göreyse artık insanlar yaşadıkları kentlerde söz hakkına sahip olmak için sadece seçimden seçime konuşmayacak.
Şeffaf, dürüst, barışçıl bir dünyada sevgi içinde birlikte yaşamak çok mu zor?
Özgürlüğü tatmak
Darüşşafakalı öğrenciler ve mezunlar, ilk günden itibaren Gezi Parkı’nda, 12 çadırda eylemdeydi. Galatasaray Üniversitesi, Robert Kolej, Çarşı ve Lambda çadırlarıyla komşuydular. Ortak avluda geçen her gün, “pilav günü” gibiydi. Daçka Çadırkent, 21 gün boyunca mezunlar ve öğrencilerle doldu taştı. Bu gençler şimdi de İstanbul’un parklarında, geleceklerini tartışıyor.
Daçka mezunu, Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi 1. sınıf öğrencisi Deniz Kartepe, Gezi Parkı’na, ilk müdahaleden sonra GS Üniversitesi’nden arkadaşlarıyla gelmiş. “Burada hukuksuz bir şey yaptılar. Ben hiçbir örgüte üye değilim, politiğim ama kendimi hiçbir partiye yakın hissetmiyorum” diyen Kartepe, Gezi Parkı’ndaki direnişten en büyük kazanımını şöyle anlatıyor: “Alternatif bir yaşamın ne kadar güzel olduğunu gördük. Paylaşımın çok yüksek olduğu, insanların birbirini yargılamadığı, herkesin birbirine saygılı olduğu bir ortamda yaşadık. Çok güzel bir özgürlüğü tattık, kurtarılmış bir bölge oluşturduk. Ütopya gibiydi burası. Korkunç polisler bu güzelliğe dayanamayıp yok ettiler.”
‘Artık gitmesini istiyoruz’
Gezi Parkı’yla ilkesel bir başarı kazanıldığını, herkesin sokağa çıkıp sesini duyurmayı öğrendiğini ve bunu bir daha bırakmayacağını vurgulayan Kartepe, bundan sonrası için şunları söylüyor:
“Belediye seçimleri geliyor ve biz çok güçlü bir kamuoyu yaratmalıyız. Herkese gitmeli, bu zulmü göstermeliyiz. Bağımsız adaylar çıkabilir. Bizi birleştiren AKP sivil diktası. Başta ‘Tayyip istifa’ demiyorduk, çoğulcu demokrasi uygulamaya konulsun, dilini düzeltsin, bize karşı saldırgan olmasın istiyorduk ama bunları değiştirmedi. Bize, ‘çapulcular, teröristler, dış mihrakların beslediği insanlar’ dedi. Artık gitmesini istiyoruz.”
Demokrasiden Gezi’ye...
Darüşşafaka Lisesi mezunu, Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi Ayşe Candayan’a yönelttiğimiz sorular ve verdiği yanıtlar şöyle:
- Sence Gezi direnişinin en önemli kazanımları nedir?
Uzun yıllar boyunca sindirilmiş, azınlık olarak gösterilmiş, aşağılanmış, haksızlığa uğramış insanların bir araya gelebilmesi, birbirini anlamaya başlaması ve artık sessiz kalmak zorunda olmadığını hissetmesidir. Gezi Parkı eylemleri ülkenin kuruluşundan bu yana demokrasiye en çok yaklaştığımız zaman olabilir bence.
‘İçim umutla doldu’
- Eylemlerin sana katkıları neler oldu?
Ben hayatında pasaport dairesindekiler dışında polisle hiçbir diyaloğa girmemiş bir üniversite öğrencisiyim. İlk kez 31 Mayıs’ta sokağa çıktım, dış mihraklar, uzaylılar falan değil ama, tek sorumlusu o yüzüne biber gazı sıkılan kırmızı elbiseli kadındır. O fotoğrafı görünce evimde sessiz sedasız oturamayacağımı anladım. Hatta ertesi gün bir sınavım vardı. Ona çalışmayı bırakıp sokağa çıktım. Gaz maskem, gözlüğüm, hiçbir şeyim yoktu. Gözlerim çok yandı, hiç tanımadığım insanlar bana yardım etti. Bizler ‘sokakta birisi sana şeker filan verirse sakın alma’, ‘kalabalıkta çantana dikkat et’, ‘yabancılarla konuşma’ diye büyütülmüş gençlerdik. Ben o kalabalıkta hiç tanımadığım insanlarla el ele tutuştum, onlarla birlikte savruldum. Ve o zaman içim umutla doldu. Ben ilk kez bu kadar güzel insanı bir arada gördüm. Artık hayata güvenle bakıyorum, ‘demek ki insanlar hep sessiz kalmayacaklar, burada da özgürce yaşamak mümkün’ diyorum içimden.
- Bundan sonra neler olacak?
Bugünlerde ‘tüm parklar bizim’ diyerek çeşitli mahallelerdeki parklarda forumlar düzenliyoruz. Bu forumlardan çok güzel öneriler çıkıyor. Bana kalırsa eylemler bundan sonra pasif direniş şeklinde devam etmeli.
Cumhuriyet yazı dizisi- Yarın: Ve siyaset kaybetti