“Sessiz Ayakkabılar” yürümeyecek

Umut Vakfı bu yıl sade bir şekilde gerçekleştireceği ‘28 Eylül Bireysel Silahsızlanma Günü’ etkinliklerinde toplumsal barış mesajını yineleyecek.

cumhuriyet.com.tr

Umut Vakfı yönetimi, her yıl ‘28 Eylül Bireysel Silahsızlanma Günü” kapsamında düzenlediği  etkinliklerini bu yıl, “Ülkenin ve dünyanın dört yanından neredeyse her gün yenisi gelen kan donduran şiddet ve ölüm haberlerinin bir an önce son bulması, barış dilinin hakim kılınması” mesajıyla sade bir törenle yapma kararı aldı. Umut Vakfı Kurucu Başkanı Nazire Dedeman  Çağatay, vakıf yönetimi adına yaptığı açıklamada; Herkes adalet ve kanunlar önünde eşittir, nefret ve düşmanlığın ortadan kaldırılması için teröre karşı çıkılmalı, barışa ve insanlığa karşı suç işlenmemelidir”  ifadelerine yer verdi.
1993 yılında kurulan Umut Vakfı tarafından 12 yıl aralıksız gerçekleştirilen, son iki yıl ise “Taksim yasağı” nedeniyle yapılamayan “Sessiz Ayakkabıların Yürüyüşü” bu yıl vakıf yönetiminin kendi kararıyla yapılmayacak. “28 Eylül Bireysel Silahsızlanma Günü” etkinliklerinin devamı  olarak düzenlenen “Bireysel Silahsızlanma Ödülleri” ise aynı gün “sade bir törenle” verilecek.  
‘SESSİZ AYAKKABILAR’ YÜRÜMEYECEK..
Vakıf yönetiminin açıklaması şöyle devam etti:
“Türkiye’de her gün yeni canlara mal olan, annesiz, babasız, evlatsız kalanların acılarıyla yanık yüreklerin çoğaldığı bir dönemde bireysel silahlara karşı 22 yıldır süren mücadelemizde 12 yıldır aralıksız devam ettirdiğimiz son 2 yıldır ise ‘Taksim yasağı’ nedeniyle yapamadığımız ‘Sessiz Ayakkabıların Yürüyüşü’nü bu yıl kendi kararımızla yapmamaya karar verdik. Yürüyüşümüz için izin başvurusunda dahi bulunmadık. Taksim Atatürk Anıtı’nda düzenlediğimiz çelenk törenini de aynı gerekçe ile iptal ettik. Vakıf olarak bu yıl afiş dalında düzenlediğimiz ve 21’ncisini gerçekleştireceğimiz ‘28 Eylül Bireysel Silahsızlanma Ödülleri’ni ise “sade bir şekilde” sahiplerine sunacağız.”
 
‘AYLAN VE CEMİLE...’
Açıklamada, Umut Vakfı’nın kurulduğu günden bu yana “Yaşama hak tanıyın” ilkesinden hareketle “silahsız dünya” mücadelesini yılmadan sürdürdüğü  belirtilerek “Başta yaşam hakkı korunmalı ve yaşama hak tanınmalıdır” denildi.
Açıklamada “Yüzyılımız en önemli acılarından birini daha yaşıyor. Mülteci krizi dünya üzerinde bir ülkede ortaya çıkan iç çatışma yüzünden yerinden edilmiş “en büyük mülteci nüfusu” olarak hepimizi etkiliyor. Onlar öldüler, ölmeye devam ediyorlar. Çatışmalar ve savaşlar yaşam hakkını doğrudan yok ediyor. Dünya, Eylül 2015’te annesi ve kardeşi ile birlikte boğularak hayatını kaybeden üç yaşındaki Aylan Kurdi’nin kıyıya vuran fotoğrafına seyirci kalırken Türkiye’de de yine Eylül 2015’te Cizre’de ateşli silahla öldürülen ve defnedilemediği için cenazesi annesi tarafından buzdolabında bekletilen 10 yaşındaki Cemile hafızalara acıyla kazındı. Her şey, hepimizin gözleri önünde oluyor!.. Bütün bunlar hepimizin gözleri önünde olup biterken ne yaptınız diye bir gün sorarlarsa verecek yanıtlarımız olmalıdır. Türkiye’de ve dünyada çocuklar ölmesin, çocukların geleceği olsun ve herkesin güvenlikli, adalet önünde, birbirine eşit olarak yaşayacağı hayatları olsun. Böyle bir dünya kuralım. Bu nedenle ‘yaşama hak tanıyın’ dedik… Yaşam hakkının kutsallığından hareketle farkındalık yaratmayı Umut Vakfı’nın görevi bildik” ifadelerine yer verildi.