Ses var görüntü var kendisi yok!
İKSV’nin İngiliz National Theatre’la yaptığı ‘banttan yayın’ işbirliği, dünyaca ünlü oyunların ‘kayıtlarını’ İstanbul’a taşıyacak.
Ezgi Atabilen
Bunlardan biri de Benedict Cumberbatch’ın rol aldığı ‘Hamlet’. Projeyi sorduğumuz eleştirmenlerden biri de, merhum Üstün Akmen olmuştu.
İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV), Londra’nın önemli tiyatrolarında ve Broadway’de kapalı gişe oynayan oyunları National Theatre Live işbirliği ve Oyun Salonu kapsamında İstanbul’a getiriyor.
İlki, Emmy ödüllü tanınmış aktör Benedict Cumberbatch’ın oynadığı ‘Hamlet’ olacak. Fakat zannetmeyin ki Cumberbatch İstanbul’a geliyor. Nasıl oluyor, diyeceksiniz. Şöyle... Sesi var, görüntüsü var ama kendisi yok. Zira oyunların kendisi değil, kayıtları geliyor İstanbul’a. Sahnelendiği salondaki en iyi koltuğun bakış açısından yapılmış ve kurgulanmış kayıtları.
Cumberbatch’ın ‘Hamlet’i şu ana kadar 25 ülkede 1400 sinema salonunda canlı olarak yayımlandı ve 225 binden fazla seyirciye ulaştı. Aktörün kendisi de sinema gösterimlerini “Oyunu erişilebilir hale getirebilmenin en şahane yolu” sözleriyle destekliyor.
National Theatre Live projesi ise 2009 yılından bu yana sürüyor. Bugüne değin proje kapsamında 20’yi aşkın yapım gösterildi ve proje dünya genelinde 1.100’ü aşkın salonda 3,5 milyondan fazla kişiye ulaştı.
Sırada ‘Fareler ve İnsanlar’ var Aralıkta Broadway’in en ünlü prodüksiyonlarından ‘Of Mice and Men’ (Fareler ve İnsanlar), ocakta Stephen Daldry’nin yönettiği, Tony ödüllü West End yapımı ‘Skylight’, şubatta ise dünyaca ünlü hareket tiyatrosu topluluğu DV8’in belgesel tiyatro niteliğindeki ‘John’u İKSV Salon’da İstanbullu tiyatroseverlerle buluşacak. 5 Kasım Perşembe 10.30’dan itibaren satışa sunulacak sınırlı sayıdaki biletlerin fiyatı ise tam 40 TL, öğrenci 25 TL. Biletler Biletix ve İKSV ana gişesinden temin edilebiliyor.
National Theatre Live projesinin kullandığı bu ‘kayıt’ yönteminin tiyatroyu daha geniş kitleler için erişilebilir kıldığı muhakkak... Fakat gücünü canlı performansın etkileyiciliğinden alan tiyatronun bu sergileme biçimiyle aynı tesiri yaratamayacağı da mâlum. Eleştirmenlere proje hakkındaki görüşlerini sorduk..
Gazetemiz yazarlarından, eleştirmen, akademisyen ve aynı zamanda İstanbul Tiyatro Festivali Eski Direktörü olan Dikmen Gürün, National Theatre’ın girişimini “yaratıcı” bulduğunu söyleyerek destekliyor: “Güzel bir sinema-tiyatro işbirliği. National Theatre gibi turneye zor çıkan bir topluluğun bu girişimini yaratıcı buluyorum. Hatırlıyorum da yıllar önce National Theatre’ın ‘King Lear’ını festivale getirmek için ne çok uğraşmıştık. Geldi ama Aya İrini ağzına kadar dolmasına rağmen kaç kişi izleyebildi? Bir daha yollarımız kesişemedi. Sadece Türkiye için değil, genelde dünyada böyle bu olay. Evet, tiyatronun büyüsü çok farklı ama profesyonel çekimler bu büyünün seyirciyi beyaz ekrandan da yakalamasına neden olabilir. Kimbilir, belki de unutamayacağımız tiyatrofilm evliliklerinden biri olacaktır ilk izleyeceğimiz oyun ‘Hamlet’.”
Üstün Akmen'in son eleştirisi Önceki gün ani ölümüyle sarsıldığımız eleştirmen, yazar ve Türkiye Eleştirmenler Birliği Eski Başkanı Üstün Akmen ise, vefatından önce bilinen son eleştirisini gazetemize yapmıştı. Akmen, “Tiyatro kayıttan izlenmez” diyerek projeye karşı çıkıyordu: “Tiyatronun sinemayla, televizyonla en önemli farkı, tiyatro oyununun sahnede, izleyici önünde oynanmasıdır. Teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin tiyatro kayıttan izlenmez, izlenemez. Temsil yeri ve eser, tiyatronun edebiyat öğesidir. Bu edebiyat öğesi yanında ve tiyatro kavramı içinde oyunculuk, sahne düzeni, ışıklandırma, dekor, kostüm, müzik gibi unsurların bütünlüğü söz konusudur. Bütün bunları kayıttan izleyerek doğru yargıya varmak, etkilenmek ya da etkilenmemek mümkün değildir. İKSV’nin yapmak istediğini takdire şayan bulmuyorum. Tak DVD’yi alete, otur berjer koltuğuna, örneğin ‘Hamlet’in sahne kaydını izle! Yok böyle bir şey!” |