Şeriatın Gölgesindeki Kadın/ 2

Geçen yıl ülkede kadın hakları mücadelesi veren ve 1 milyon imza toplama hedefiyle başlatılan “Campaign for Equality” adlı kampanyaya katılan 50’den fazla kadın hapse atıldı.

cumhuriyet.com.tr

İran’da görev başında olan Cumhurbaşkanı Ahmedinejad, sürekli olarak konuşmalarında kadınların evde kalıp çocuklarıyla ilgilenmesi gerektiğini vurguluyor. Genel olarak toplumda benimsenen anlayış da bu yönde... İran’da kadınların bugün hâlâ birçok konuda seçim yapma özgürlükleri yok ve erkeklerle eşit haklara sahip olma mücadelesi veriyorlar. Özellikle evlilik, boşanma, velayet ve miras hakları bakımından ikinci sınıf vatandaş yerine konuluyorlar.

Geçen yıl ülkede kadın hakları mücadelesi veren ve 1 milyon imza toplama hedefiyle başlatılan “Campaign for Equality” adlı kampanyaya katılan 50’den fazla kadın hapse atıldı.

Enformasyon Bakanlığı’ndan kampanyaya destek veren kadınlar, telefonlar edilerek toplantılara katılmamaları yönünde uyarıldı.

Kampanyanın kurucularından Parvin Ardalan, geçen yıl Olof Palme Ödülü’ne değer görüldüğünde, ödül törenine katılmak için İsveç’e gitmesi engellendi. Tahran’daki İmam Humeyni Havaalanı’na giden Ardalan’ın pasaportuna el konularak yurtdışına çıkışı yasaklandı.

16 yıldır kadın haklarını destekleyen yayınlar yapan Zanan adlı feminist derginin geçen yıl kapatılması, ülkede protestolara neden oldu. İran’daki kadın hakları hareketine yönelik baskıların giderek şiddetlenmesi ve tutuklamaların artması üzerine, Mart 2008’de New York’ta 280’den fazla insan hakları savunucusunun katıldığı bir uluslararası destek toplantısı yapıldı. Katılımcılar arasında altı Nobel Barış Ödülü sahibi kadının da yer aldığı toplantıda, İran’daki durum hakkında endişeler dile getirildi.

Bütün bu baskılara karşın, İran’da seçimleri etkileyebilecek oranda güçlü bir kadın nüfusu var. Bu nedenle 2008 seçimlerinde adaylar, programlarında kadınlara yönelik vaatlerde bulunmak durumunda kaldı. World Public Opinion tarafından geçen yıl yapılan bir araştırmaya göre, İran halkının yüzde 78’i kadınların erkeklerle eşit haklara sahip olmasını önemsiyor ve yüzde 70’i de, hükümetin, kadınlara yönelik ayrımcılığın önlenmesi için çalışması gerektiğine inanıyor.


MUTA NİKÂHI

Geçici evlilikler çok yaygın

Evlilik dışı ilişkilerin taşlanarak idama varan korkunç uygulamalarla cezalandırıldığı İran’da, İslam Devrimi’nden bu yana, Şii kesim arasında eski bir gelenek olan geçici evlilikler çok yaygın. Şii mezhebinde, erkeklerin, Sünni mezhebinde olduğu gibi, eşinin rızası olmadan 1’den fazla eş edinme hakkı yok. Fakat geçici evliliklerin bu durumu ortadan kaldırma amacıyla uygulandığı görülüyor...

Bu tür evlilikte, bir erkek ve evli olmayan bir kadın belli bir süre için kendi aralarında evlilik sözleşmesi yapıyorlar ve karşılığında kadına bir miktar para veriliyor. Belirlenen süre, bir saat de olabiliyor 50 yıl da... Bu süre sonunda taraflar hiçbir boşanma işlemine gerek olmadan ayrılabiliyor ya da çocuk olursa ve taraflar isterse kalıcı evliliğe geçebiliyorlar. Geçici evlilikler, tamamen seksüel ihtiyacı karşılama amacıyla yapılıyor ve erkek egemen toplumda kadın için son derece aşağılayıcı bir durum yaratıyor. Bu evlilikler, resmi kurumlar tarafından kayıt altına alınabiliyor ama bu zorunlu değil. Erkek istediği zaman sona erdirebiliyor ve bu durumda erkeğin kadına karşı herhangi bir maddi yükümlülüğü bulunmuyor.


Fuhşa alternatif deniliyor

Geçici evlilik yapacak bakire kızlar için babasının onayı gerekiyor. Bu evliliklerin sonucunda doğan çocuklar, yasal olarak kalıcı evliliklerden olan çocuklarla aynı statüde sayılıyor. Fakat geçici evlilik yapan kadınlar, yasal evlilik yapan kadınlarla aynı haklara sahip değil.

Üstelik, muta nikâhı ile evlenmek, kadınlar açısından toplumda gizlenmesi gereken, hoş olmayan bir durum olarak değerlendiriliyor. Aynı zamanda molla olan İran İçişleri Bakanı Mustafa Purmuhammedi’nin “Fuhşa alternaif olarak geçici evliliği teşvik etmeliyiz” diyerek desteklediği bu uygulamaya, kadın hakları savunucuları şiddetle karşı çıkıyor. Din adamları ise, geçici evliliğin, bekâr ya da dul kadınları fuhuş yapmaktan alıkoyduğunu ve belli bir yaşa gelmiş erkeklerin cinsel ihtiyaçlarının karşılanmasını sağladığını söylüyor. Oysa bu evliliklere bekâr erkeklerin değil, evli erkeklerin rağbet etmesi bu görüşü yalanlıyor.

İşin gerçeği, İran’daki geçici evlilikler, Şii mezhebine mensup olmayan, ama birden fazla kadına sahip olmayı amaçlayan erkekler ile evlilik dışı birliktelik yaşamak isteyen, ancak ahlak polisi tarafından yakalanmaktan korkan gençlerin işine yarıyor...

Sanal dünyada gelişen ilişkiler

Erkekle kadının toplum içinde tanışıp birbirlerini tanıma olanağı bulamadığı İran’da, yeni yetişen genç nesil, teknolojik gelişmelerin de etkisiyle, artık internet ortamında karşı cinsi tanımaya yönelmiş.

Bugün Farsçanın, blog dünyasında en çok kullanılan üçüncü dil olduğu belirtiliyor. Kaliforniya’da bulunan Pomona Koleji’ndeki Prof. Pardis Mahdavi’nin İranlı gençler arasında internet kullanımına yönelik yaptığı araştırmaya göre, gençler interneti üç şekilde kullanıyor:

1. Rejim tarafından yasaklanan kültürel dünyayı tanımak; haber, film, müzik vb. konularda gelişmeleri izlemek.

2. Gençler arasında bir dayanışma ortamı kurmak.

3. Karşı cinsle chat yapmak, yani internet ortamında sohbet etmek ve buluşma ayarlamak. Bunun sonucunda, İran’da genç nüfus arasında yeni bir “siber-seks” kültürü gelişmiş durumda. İslam Cumhuriyeti’nin parasız eğitim politikası, ülkede eğitimli bir genç nüfus yaratmış olduğundan, internet üzerinde bu tür trendleri takip edebilen bir kuşak var. Hükümetin bu gelişmelerin önüne geçmek için bulduğu yöntemse, bazı sitelere girişin yasaklanması. Medyaya yansıyan bilgilere göre, İran’da 5 milyondan fazla siteye ulaşılamıyor. Ülkede yalnızca pornografik siteler değil, kadın haklarından ve Batı tipi yaşamdan söz eden siteler ile İran dışından yayın yapan muhalif Arap siteleri de yasaklanmış durumda. Fakat İran’da son yıllarda sanal dünyada oluşturulan blog ortamında, aşırı dinci rejimin yasaklarının delindiği “sessiz bir devrim” yapılıyor. Teknolojik bilgisi yüksek gençler, hükümetin yasakladığı konuları ele alan ama filtreleme sistemine takılmayan siteler ve bloglar yaratmada ustalaşmış durumda.


Giyim

• Kadınlar, İslami kurallara uygun giyinmek zorunda. Yani kıyafetleri, bedeninin şeklini belli etmeyecek şekilde bol olmalı; saçlarını örtüp, bacaklarını, kollarını ve ayaklarını açıkta bırakmayacak şekilde giyinmeli.

• İran’da özellikle kentlerde, genç kesim çarşaf yerine pantolon giyip üzerine dizlerine kadar gelen paltolar giymeyi tercih ediyor. Fakat 2005’te Ahmedinejad’ın seçilmesinden bu yana, giyim kuşam konusunda çok daha fazla baskı uygulanıyor.

• Renkli başörtüler, dar giysiler ya da erkeklerde Batı stili saç kesimleri de cezalandırılıyor. Pantolonun içine sokulduğu uzun çizme giymek de yasak.

• İslami giyim kurallarına uygun olmayan kıyafetleri satan mağazalar kapatılıyor. Bu kuralların dışına çıkanlara ahlak polisi tarafından kırbaç, para ve hapis cezaları verilebiliyor.

Çocuk yaşta evlilik sorunu

İran, UNICEF Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni imzalamış olmasına karşın, şeriatın açıkça belirlediği bazı konularda sözleşmeyi uygulama dışında tutuyor. Bu konulardan birisi de, erken yaşta evlilikle ilgili. İran’da 2002’den önce geçerli olan yasaya göre, evlilik için asgari yaş kızlarda 9, erkeklerde 14 olarak belirlenmişti. 2002 yılında parlamentodaki kadın üyelerin yoğun baskısı sonucunda, evlilik yaşı kız çocuklarda 13’e, erkeklerde 15’e çekildi. Ama aslında yasa evlenme yaşını değiştirmiş değildi... Tek yenilik, 13 yaşından küçük kızların ve 15 yaşından küçük erkeklerin evlenebilmesi için, ailelerin ve yargıcın izninin gerekmesiydi. 2005 yılında yapılan bir değişiklik ise, bu yaş sınırını, kızlar için 15’e, erkekler için 18’e yükselterek zorunlu hale getirdi. Fakat özellikle kırsal alanlarda Şiiler tarafından hâlâ uygulanan geçici evlilikler, bunu bir şekilde delme yolunu açıyor. Üstelik bu tür evlilikler ailelerin onayıyla yapıldığı için, bunu önleyecek bir yol da bulunmuyor...