Şeri hükümler yargıya taşınıyor
Kamu Gözetimi Muhasebe ve Denetim Standartları Kurulu’nun (KGK) faizsiz finans kuruluşlarının bağımsız denetimini yürüten denetçiler için yayımladığı, içerisinde şeri hükümlerin yer aldığı etik kurallara dair karar yargıya taşınıyor.
Mustafa ÇakırAnkara Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası (ASMMMO) Başkanı Ali Şahin, etik kuralların zaten belli olduğuna, kararın gerekli olmadığına dikkat çekti. Kendilerinin görüş sorulduğunda düzenlemenin Atatürk ilke ve inkılaplarına, anayasaya aykırı olduğunu belirttiklerine işaret eden Şahin, dikkate alınmadığını vurguladı.
“Bir kişi ben Hıristiyanım, ateistim, ben bu kurallara tabi değilim derse ne olacak” diye soran Şahin, düzenleme ile “ayrıştırıcılık” da yapıldığını kaydetti. “Çok tehlikeli bir iş” yapıldığını belirterek düzenlemenin iptali için dava açacaklarını dile getiren Şahin, “Benim endişem şudur: Buna sert tepki verilmediği ve bu şekilde geçiştirildiği zaman, bu başka alanlara da örneğin hukuk kuralı kaidesi haline getirilmek için düzenleme de yapılır. En büyük tehlike budur. Amaç laik Cumhuriyete meydan okumak mı” diye sordu.
DOĞRULUK, DÜRÜSTLÜK...
Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği (TÜRMOB) Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Yıldız da TÜRMOB olarak Uluslararası Muhasebeciler Federasyonu’nun (IFAC) üyesi olduklarına vurgu yaptı. Federasyonun yayımlandığı uluslararası muhasebe standartları, uluslararası denetim standartları ve denetçiler için etik standartlar olduğunu, bunların Türkiye’de uygulamaya sokulmasının Türk Ticaret Yasası’nda öngörüldüğünü işaret eden Yıldız, bu etik ilkelerin de genel olarak, “doğruluk, dürüstlük, tarafsız olma, mesleki özen gibi” ilkeler olduğunu söyledi.
HER YERDE VAR, AMA...
Yıldız, bunların dünyanın her yerinde meslek mensupları için öngürülen ilkeler olduğuna işaret ederek “Bahreyn’de ‘İslami Kuruluşları Muhasebe ve Denetim Kuruluşu’ varmış. Bu kuruluşun kendi ülkelerindeki denetçiler için uygulanmak üzere yayımlamış olduğu etik ilkeler var. Bu ülkeler şeriatla yönetilen ülkeler. Bu ülkelerin kendi iç hukuklarında var olan bir düzenlemeyi bizim alıp Türkiye’de yayımlamamız akla ve mantığa sığmıyor. Doğru değil. O zaman ceza hukukundaki düzenlemeleri de gidip alalım mı? Bunun yolu açılıyor. Böyle şey olur mu?” diyerek tepkisini dile getirdi.
‘KGK’NİN YETKİSİ YOK’
Yıldız, gerekçe olarak “Sukuk, faizsiz finans türev ürünlerini, İslami fonları Türkiye’ye kazandırmak için bunu yapıyoruz” denildiğine dikkat çekerek “Sukuk, faizsiz finans türev ürünleri veya İslami fonlar, Londra’da da New York’ta da var. Ancak bu ülkelerde bunların denetimini yapacak denetçilerin etik ilkelerini şeri hükümlere dayandıran böyle bir düzenleme yok.
Biz, ‘Katılım bankacılığı açılmasın, İslami fonlar gelmesin’ demiyoruz. Bunları denetleyen denetçilerin etik ilkelerinin fıkhi ilke ve kurallara dayandırılmasına karşı çıkıyoruz” dedi. Düzenlemenin, anayasanın değiştirilemeyecek maddesinde yer alan laiklik ilkesine de aykırı olduğunu vurgulayan Yıldız, “Bahreyn’den bunu alıp getiriyorlar. Bunun önü açıldığında, İslami ülkelerde şeriatla yönetilen bütün kurumların yayımladığı benzer düzenlemeler alınıp bizde de yayımlanabilir. Dayanağını T.C. Anayasası’ndan ve yasalarından almayan bir düzenleme Resmi Gazete’de yayımlanamaz. KGK’nin böyle bir yetkisi de yok. Sıkıntılı bir durum” değerlendirmesini yaptı.
TÜRMOB: BU DÜZENLEME İLK DEĞİL
TÜRMOB’dan yapılan açıklamada da bu düzenlemelerin ilk olmadığı, sürecin 2017’de İslami Finans Kuruluşları Muhasebe ve Denetim Kuruluşu (AAOIFI) ile KGK arasında imzalanan telif anlaşmasından bu yana devam ettiği belirtildi. KGK tarafından denetçiler için etik kurallar şeklinde ayrı bir düzenleme yapılmasının yanlış olduğuna işaret edilen açıklamada, TÜRMOB’un, etik ilke ve uygulamalar açısından da üyesi olduğu IFAC’ın etik kurallarını ülke mevzuatına kazandırdığı vurgulandı. Etik ilkeler yönetmeliğinin Ekim 2007’de Resmi Gazete’de yayımlandığına dikkat çekilen açıklamada, “asgari etik ilkelerinin” belirlendiği bildirildi. Açıklamada, özellikle faizsiz finans kuruluşlarının bağımsız denetimini yürüten denetçiler için İslami esaslara göre ayrı etik kuralların belirlenmesine gerek bulunmadığı kaydedildi.