Sendikalar, toplu iş sözleşmelerini engelleyen işkolu barajının kalkmasını istiyor

Hükümet, işkolu barajının altında kalan, ancak işyeri yetkisi olması nedeniyle sözleşme yapabilen sendikalar için süre uzatımı yapmayınca binlerce işçi sözleşmesiz kaldı.

Mustafa Çakır

Örgütlenme ve toplusözleşme hakkı, Türkiye’de emekçilerin temel sorunlarından biri olmayı sürdürüyor. İşverenlerin artan engelleme çabalarının yanı sıra, mevzuattaki zorluklar da bu süreci olumsuz etkiliyor. Bunların başında da yüzde 1’lik işkolu barajı geliyor. 

Bu sorun bugünlerde daha da can yakıcı hale geldi. Çünkü AKP iktidarı yüzde 1 işkolu barajının altında kalan, ancak işyeri yetkisi (yüzde 50+1) olması nedeniyle daha önce toplu iş sözleşmesi imzalayabilen sendikalar için bu konuda yeni süre uzatımı yapmayınca binlerce işçi sözleşmesiz kaldı.

2013’TE DEĞİŞTİRİLDİ

Mevzuat değişikliği ile 2013’te sendika üyelikleri için SGK kayıtları dikkate alınmaya başlandı ve işkolu barajı yüzde 1 olarak belirlendi. Bu nedenle daha önce işkolu barajının üstünde olan ve toplusözleşme imzalayabilen bazı sendikalar, yeni üyelik verileriyle barajın altına düştü. Bunun üzerine bu sendikalarla ilgili 2009 istatistikleri dikkate alınarak yeniden toplusözleşme imzayabilmelerine olanak sağlandı. Her yıl yasal düzenlemelerle bu süre uzatıldı.

Ancak hükümet 2020’de bu süreyi uzatmadı. İşkolu yetkisi alamayan bu sendikalar, işyerinde çoğunlukta olsa da toplusözleşme imzalayamadı. Bu durumda Türk-İş, Hakİş ve DİSK’e bağlı birçok sendika bulunuyor.

MUHALİF SENDİKALAR

Bu sendikalar sözleşme masasına oturamayınca, işkolu barajı üzerindeki başka sendikalar o işyerinde örgütlenmek için girişimde bulundu. Bu kez de sendikalar karşıya karşıya geldi. Halen birçok işyerinde örgütlü bulunan sendika ile örgütlenmek için girişimde bulunan sendika arasında gerginlik yaşanıyor.

Bu sorunu yaşayan sendikalardan biri de Türk-İş’e bağlı Deriteks. Deriteks Genel Başkanı Musa Servi, yasa çıkarken deri işkolunda 60-70 bin işçi olduğunu, daha sonra işkolunun tekstil, dokuma ve giyimle birleştirildiğini, bu nedene işçi sayısının da 1 milyona çıktığını hatırlattı. Bu nedenle yüzde 1 barajını aşabilmek için daha çok işçiyi üye yapmak gerektiğini söyleyen Servi, “Bu durumdan etkilenen sendikalar çoğunlukla muhalif sendikalar oldukları ve eylem yaptıkları için bir adım atılmıyor. Örgütlü toplum istenmiyor” dedi.

“Sıfır baraj” istediklerini vurgulayan Servi, işçinin hangi sendikada örgütlenmek istiyorsa o sendikada örgütlenmesi gerektiğini belirtti. Servi, şöyle devam etti:

ILO NORMLARI GEREKLİ

“Maalesef bazı sendikalar da bireysel hareket ediyor. Sendikalı olan, mağdur olan işçilere yardım etmesi gerekirken, şirketlerin ‘CEO’larıyla görüşerek ‘benim olsun, başka sendika olmasın’ anlayışıyla işyerinde üye kaydırmak için çabalıyor. Oysa sendikaların hep birlikte barajların sıfırlanması için uğraşması gerek. ILO normlarına göre barajlar kaldırılarak işçiler nerede örgütlenmek istiyorlarsa orada örgütlenmeleri sağlanmalı.”

Servi, halen 5 bin üyeleri adına sözleşme yapamadıklarını, yeni örgütlendikleri ve çoğunluğu sağladıkları işyerlerinde de yine yüzde 1 barajının altında oldukları için yetki alamadıklarını söyledi. Servi, “İşyerlerinde yüzde 51 çoğunluğu sağlıyoruz. Ancak işkolu barajını aşamadığımız için sözleşme imzalayamıyoruz. Baraj getirilmesinin nedeni, tabanda hareket olsun istenilmiyor. Sendikalar da başka sendikaların örgütlü oldukları yerler yerine örgütsüz işyerlerinde örgütlenmek için çaba harcamalı” dedi.