'Sendikal tazminatları ödemeyi tercih ettiler'

DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, Kızılay'ın işten çıkardığı 10 sağlık çalışanını işe almayarak sendikal tazminat ödemeyi tercih ettiğini belirterek, ''İşçilere verilecek sendikal tazminatlar Kızılay yönetiminin cebinden ödediği paralar değil, 70 milyonun yaptığı kan bağışı, ayni ve nakdi yardımlardır'' dedi.

cumhuriyet.com.tr

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanı Süleyman Çelebi, DİSK Genel Merkezi'nde Genel Sekreter Tayfun Görgün, Devrimci Sağlık-İş Sendikası Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu ve İsveç İşçi Sendikaları Konfederasyonu'ndan Bjorn Arnoldsson'un katılımıyla düzenlediği basın toplantısında, Kızılay yönetiminin 22 Ekim 2008 tarihinden beri sürdürdüğü antidemokratik ve sendika karşıtı tavrını pekiştirecek son noktayı koyduğunu belirtti.

Kızılay yönetiminin, sendikalı oldukları için önce sürgün edilen, sonra işten çıkartılan ve işe iade davasını kazanan 10 sağlık çalışanını işe almayarak sendikal tazminatlarını ödemeyi tercih ettiğini belirten Çelebi, şunları kaydetti: ''Yasal olarak böyle bir hakları var denilebilir. Ancak şunu unutmamak gerekir, Kızılay'ın 16 aylık sendikal tazminatı ödemeyi kabul etmesi, Türkiye'nin en önemli kurumlarından biri olan Kızılay'da sendikal hak ve özgürlükleri kullananların hukuk dışı yöntemlerle işten atılmasını kabul etmek anlamına geliyor. Kurumun kaynakları örgütlenme özgürlüğüne kilit vurmak için kullanılıyor. İşçilere verilecek sendikal tazminatlar, Kızılay yönetimindekilerin cebinden ödediği paralar değil, 70 milyonun yaptığı kan bağışı, ayni ve nakdi yardımlardır.''

Kızılay'ın tüm toplumun ortak bir değeri olduğunu belirten Çelebi, ''Kızılay yönetiminin öğrenmemekte ısrar ettiği şey, sendikalı olmanın yasalar ve Anayasa ile güvence altına alınmış olan temel bir hak olduğudur. Bu hakkın kullanılmasına engel olmanın ise suç olduğudur'' diye konuştu. Kızılay yöneticilerinin, ''Kurumu dünyanın bir numaralı yardım kuruluşu yapmayı hedeflediğini'' ifade ettiklerine dikkati çeken Çelebi, ''Ancak bunu kendi bünyelerinde yıllardır özveriyle çalışan sağlık emekçilerini Anayasal haklarını kullanarak sendikalı oldukları için işten çıkartarak, sendikal örgütlenmede direnen işçilerine tehdit ve küfürler savurarak, kriz ortamında tazminatsız olarak işten çıkarıp ele güne muhtaç ederek, ülkenin en yüksek yargı organın verdiği kararı uygulamak yerine hiçe sayarak, bir insani bir yardım kuruluşunun yapmaması gereken ne kadar antidemokratik, baskıcı, haksız, hukuksuz uygulamayla gerçekleştirmeyi planladığını'' savundu.

 

'Kızılay emekçileri tazminat değil, işe dömek istiyor'

Çelebi, Kızılay emekçilerinin tazminatlarını değil, işlerine dönmek istediklerini belirterek, sendikalı olan ve olmak isteyen Kızılay emekçileriyle baskı ve yıldırma politikalarına rağmen, tüm birimlerde örgütlenmeye devam edeceklerini söyledi. ''Hukuksal ve meşru mücadelemiz, Kızılay yönetimi antidemokratik, yasa tanımaz ve gerçek birer insan sever yardım kuruluşu hüviyetine tekrar kavuşana kadar devam edecektir'' diyen Çelebi, istememelerine rağmen Kızılay'ın bu tavrını Kızılhaç'a kadar götürerek teşhir edeceklerini bildirdi. Çelebi, Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakanlar Kurulu ve parlamentoya da seslenerek mahkeme kararının emekçi lehine uygulatılmasını istedi.