Segura Irmağı’na yansıyan şehir: Murcia

Bu İspanya seyahatimin amacı Murcia’da bulunan gıda laboratuvarlarını ziyaret etmek ve yapılanları yerinde görmek. Murcia, İspanya’nın güneybatısında Akdeniz’e 60 km. içeride kalan bir şehir. İspanyol dostlarım İstanbul’dan Murcia’ya gelmek için Valencia’ya uçmamı önerdi.

Prof. Dr. Mehmet Pala/ İspanya

 Gıda Laboratuvarları İspanya Direktörü Leon, beni havaalanında karşılıyor. Murcia’ya gitmek için 235 km yolumuz var. Otele vardığımızda İspanyol dostumuz Julio, Alfonso ve Luis bizi heyecanla selamlıyor. Geç de olsa yemeğe gidiyoruz. İspanyollar akşam yemeklerini hep geç yiyorlar. Otelimiz Segura Irmağı’nın hemen yanında, Murcia’nın tanınmış Katedrali’nin çok uzağında değil. Akdeniz’in ılıman rüzgârı karşılıyor bizi...
İspanya’ya ilk kez 1981 yılında bilimsel bir konferansa katılmak için gelmiştim. Konferansta tanıştığım bir İspanyol mühendise sohbet arasında İspanyolca sadece “siesta” sözcüğünü bildiğimi söylemiştim. O da bana, aslında bilinmesi gereken beş sözcük olduğunu belirtmişti. “Flamenko, Sangria (meyveli şarap), Paella, Manana (yarın) ve Siesta”. O akşam ilk kez Flamenko’yu da birlikte izleme fırsatı bulmuştum. O günden sonra Flamenko’yu hep sevdim, fırsat buldukça da izlemişimdir. Paco de Lucia gösterilerini İstanbul’da hiç kaçırmadım. Flamenko’yu Sevilla’da izlemek ve yaşamak gerekli. Çünkü Sevilla Flamenko’nun anavatanıdır. Şarkı, dans ve gitarın ortak yoğrulmuş ürünüdür Flamenko. Bir mozaik kültürüdür ve verdiği duygu yoğunluğu dansçının beden dili ve duruşunu yansıtır. Ne yazık ki Flamenko’yu Murcia’da izlemek mümkün olmuyor. Bunun için Sevilla’ya gitmek gerek.
Avrupa’nın meyve bahçesi
Bu anımı İspanyol dostlarımla da paylaşınca, ertesi gün öğle yemeğinde sadece paella yapan bir lokantada buluyorum kendimi. Paella iki kulplu kocaman bir tepside pişiriliyor. Katalanca’da bu tavaya “Paella” deniyor. İçine bölgesine göre tavuk, tavşan veya deniz ürünleri, İspanyol pirinci de katılarak pişiriliyor.
Biraz yol yorgunluğu da olsa, laboratuvar ziyaretimizi ve incelemeleri öğleden sonra bitiriyoruz. Laboratuvar direktörlerinden Alfanso’nun mihmandarlığında Murcia’yı yürüyerek dolaşıyoruz. Dar sokaklar kiliseler, üniversite, çeşitli mağazalarla çevrili. 1394-1465 yıllarında inşa edilmiş Santa Maria Katedrali, görkemli yapısıyla şehrin hâkimi konumunda... Sokaklar gecenin ilerleyen vakitlerine kadar hareketli. Valencia’ya dönüş yolunda düzenli tarım alanları dikkat çekiyor. Avrupa’nın meyve bahçesi olarak bilinen Almeria bölgesi ve Valencia’ya kadar olan alan tam bir meyve, sebze üretim merkezi. Yolda hep Türkiye’yi düşündüm. Bizim de çok geniş tarım alanlarımız var, daha iyi ve verimli üretim yapmamız için neyimiz eksik diye sorguluyorum.