Sedat Simavi Ödülleri sahiplerini buldu (13.12.2016)
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti(TGC)’nin kurucu başkanı Sedat Simavi adına 40 yıldan bu yana gazetecilik, radyo, televizyon, edebiyat, sosyal bilimler, fen bilimleri, sağlık bilimleri, karikatür ve spor alanları olmak üzere 9 dalda sanatçı, gazeteci ve bilim insanlarına verilen "Sedat Simavi Ödülleri", törenle sahiplerine sunuldu
cumhuriyet.com.trSaat & Saat, Nurol GYO’nun sponsorluğunda düzenlenen törenin sunuculuğunu Gökmen Karadağ yaptı. Tören; Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, silah ve çalışma arkadaşları, merhum Sedat Simavi, yitirilen ustalar, haber peşinde koşarken ölen ve öldürülen tüm gazeteciler, 10 Aralık’ta Dolmabahçe’de meydana gelen terör saldırısında şehit düşen 36’sı polis 44 kişi için bir dakikalık saygı duruşuyla başladı.
HALKIMIZIN DERİN ACISINI YÜREKTEN PAYLAŞIYORUM
Törenin açılış konuşmasını TGC Başkanı Turgay Olcayto yaptı. Başkan Turgay Olcayto şunları söyledi:
“Türkiye Gazeteciler Cemiyeti olarak her durumda çağdaş demokrasinin yanında ve nereden gelirse gelsin her türlü terörün karşısında olduk. Cumartesi gecesi yaşanan olayda bir futbol maçı sonrası stattan çıkan seyircileri koruma uğraşındaki güvenlik güçlerine ve polislerimize hain bir saldırı düzenlenmiştir. İnsana, insanlık değerlerine düşman bu canileri bir kez daha huzurunuzda lanetliyorum. Ölenlere rahmet yaralılara acil şifalar diliyorum. Yönetim Kurulum adına halkımızın derin acısını yürekten paylaşıyorum.
MESLEK İLKELERİMİZDEN ÖDÜN VERMİYORUZ
Sedat Simavi, basın tarihimizin çok özel isimlerinden biri. Bir imparatorluğun çöküşüne, Mustafa Kemal Atatürk önderliğindeki Kurtuluş Savaşı’na ve Cumhuriyet’in kuruluş yıllarına tanıklık etmiş bir gazeteci, bir sanatçı.1946’da ülkenin demokrasiye geçiş sürecinde Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin kurulmasına öncülük etmiş ve ilk kurucu başkanımız olarak görev almıştır. Milli Mücadelenin yanında olmuş en baskıcı dönemlerde saraya kafa tutmuş karikatürleri ile halkı aydınlatmayı başarmış önemli bir figürdü Sedat Simavi. Kurucu başkanımızla gurur duyuyoruz. Onun çizdiği yolda her türlü baskıya karşı bağımsızlığımızdan, meslek ilkelerimizden ödün vermiyoruz. Kurucu Başkanımızı bir kez daha özlemle anarken bize miras bıraktığı ‘Kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma…’ sözlerine sahip çıkmayı sürdürüyoruz.
146 GAZETECİ CEZAEVİNDE
Aynı sözcükleri yinelemekten biz yorulduk ama gazeteciliği tehlikeli bir meslek olarak görenler yorulmadı. Kamuoyunun haber alma, bilgilenme, gerçekleri öğrenme hakkı için en zor koşullarda görev yapan gazeteciler günümüzde de potansiyel suçlu olarak görülmekteler. Halen cezaevlerinde 146 gazeteci çile dolduruyor. Cumhuriyet Gazetesi gibi Türkiye’nin prestijli gazetelerinden birinin 10 yazar ve yöneticisi bir ayı aşkın süredir tutuklu bulunuyorlar. Demokrasiye inanan Türkiye’de demokrasinin yeşermesi için uğraş veren bütün bireyler gibi gazeteciliği yüreklerine sindirmiş, gazeteciler ülkedeki tüm askeri darbelere ya da sivil darbelere karşı olmuşlardır. Nitekim 15 Temmuz 2016’da da ülkede demokratik seçimlerle iş başına gelen iktidarı ve Cumhuriyet yanlılarını tehdit eden bir askeri darbe girişimi gerçekleşmiştir. Bu darbeye karşı da demokrasiden yana tavır koyanlarla birlikte muhalifi, iktidar yanlısı ve sağcısı, solcusu ile bütün medya bu darbe girişiminin karşısında olmuştur. Böylece nesnel gazeteciliğin her türlü tehlike karşısında nasıl birleşebileceği bir kez daha kanıtlanmıştır.
Buna rağmen darbeden sonra iktidarın ilan ettiği OHAL ile önce gazeteciler gözaltına alınmış, tutuklanmış onlarca gazete kapatılmış, onlarca televizyon kanalının çalışmalarına son verilmiştir. Günümüzde gazete ve gazete çalışanlarına yönelik baskılar da bütün uyarılarımıza rağmen artmaktadır. Basın sektöründe de işsizlik oranı çığ gibi büyümektedir. Burada bir kez daha kurucu başkanımızın sözlerini hatırlayalım ‘kalemini satmayan gerektiğinde kalemini kıran gazetecileri bu baskılar asla yıldıramayacaktır.’ Türkiye’de düşünceyi ifade özgürlüğünün, temel hak ve özgürlüklerin, basın özgürlüğünün temellendiği bir çağdaş demokrasi için mücadelemizi sürdüreceğiz. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın.“
The Marmara (Taksim) Oteli’nde gerçekleştirilen törene; Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto, Başkan Vekili Vahap Munyar, Genel Sekreter Sibel Güneş, Genel Sayman Gülseren Ergezer Güver, Genel Sekreter Yardımcıları Niyazi Dalyancı ve Ahmet Özdemir, Yönetim Kurulu Üyeleri Celal Toprak, Oğuz Güven, İhsan Yılmaz, TGC Ankara Temsilcisi Taylan Erten, TGC İl Temsilcileri, TGC Balotaj Kurulu Başkanı Nuray Özger, Balotaj Kurulu Sekreteri Haşmet Yavuz, Balotaj Kurulu üyesi Serpil Özkaynak, Gazeteciler Sosyal Dayanışma Vakfı Başkanı Selami Turgut Genç, Onur Kurulu’ndan Engin Köklüçınar, Kamil Masaracı, Çağdaş Gazeteciler Derneği İstanbul Temsilcisi Uğur Güç, Hürriyet Gazetesi Yayın Danışmanı ve yazarı Doğan Hızlan, Basın Yayın Enformasyon İstanbul İl Müdürü Necmettin Altuntaş, Basın İlan Kurumu İstanbul Şube Müdürü Mehmet Köşker, Dünya Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hakan Güldağ, Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Metin Celal, Sedat Simavi ailesinden Belma Simavi’nin de aralarında bulunduğu çok sayıda davetli katıldı.
348 ESER ADAY OLDU
Açılış konuşmasının ardından ödül törenine geçildi.
Törenin sunucusu Gökmen Karadağ, “11 Aralık 1953’de yaşamını yitiren Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin kurucu başkanı Sedat Simavi adına 40 yıldan bu yana sürdürülen ödüller; gazetecilik, radyo, televizyon, karikatür, edebiyat, sosyal bilimler, fen bilimleri, sağlık bilimleri ve spor alanlarında veriliyor. Her yıl olduğu gibi 3000’den fazla kuruluş, fakülte ve yayınevine elektronik ortamda mektup yazılarak adayları soruldu ve adayları seçici kurullara sunuldu. Bu yıl 348 kişi ve eser aday oldu. Seçici Kurul toplantıları 4 Kasım’dan 30 Kasım’a kadar sürdü. 9 dalda 69 seçici kurul üyesi 10 toplantı yaptı. Bazı dallarda ön araştırma kurulları çalıştı ve gösterdikleri adaylar seçici kurullara sunuldu. Fen bilimleri dalında seçici kurul uzmanlardan yararlandı ve ödüle aday eserler hakkında raporlar alınarak değerlendirildi” dedi.
ÖMER ERBİL: KÜLTÜR VARLIKLARINI KORUMAK GEREKİYOR
Gazetecilik ödülü Seçici Kurulu, Hürriyet Gazetesi’nde 26 Eylül 2016 tarihinde yayınlanan “Topkapı Sarayı ayakta zor duruyor” başlıklı haberi ile Ömer Erbil’i ödüle değer buldu. Erbil’e ödülünü Seçici Kurul Başkanı ve TGC Genel Sekreter Yardımcısı Niyazi Dalyancı takdim etti. Erbil ödülünü alırken, “Şehitlere rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum. Kültür varlıklarını korumak çok önemli. Mesleğimi yaparken kültür varlıklarını korunmasına çok önem gösterdim” dedi.
ÖZLEM YALÇIN: PROGRAMLARIMIZ DİNLEYİCİLERLE ANLAM KAZANIYOR
Radyo Ödülü Seçici Kurulu, TRT Türkiye’nin Sesi Radyosu ve TRT Memleketim FM’de 27 Ocak 2016 tarihinde yayınlanan “Evim Türkiye” adlı programıyla, Özlem Yalçın’ı ödüle değer buldu. Yalçın’a ödülü Belma Simavi takdim etti. Yalçın, “Şehitlere Tanrı’dan rahmet, ailelerine de başsağlığı diliyorum. Programlarımız dinleyicilerimizle anlam kazanıyor. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’ne radyo dalında ödül verdikleri ve radyoya dikkat çektikleri için de teşekkür ederim. Yayıncılık ekip işi. Benimle birlikte çalışan ekip arkadaşlarıma teşekkür ederim” diye konuştu.
Televizyon Ödülü Seçici Kurulu, FOX TV’de 4 Şubat 2016 tarihinde yayınlanan “Baran’ın ilaçları için Operasyon” adlı haber ile Muhabir Engin Yılmaz, Sevgi Şahin ve kameraman Çağlar Güner’i ödüle değer buldu. Ekibe ödülü TGC Başkanı Turgay Olcayto takdim etti. Engin Yılmaz, “Ülke olarak çok üzülüyoruz. Ödüle değer görüldüğümüz bu haber 9 ay önce yaşananlardan birer kesitti. Çok zor günlerden geçiyoruz. Daha özgür ortamda haberler yapmak umuduyla” dedi.
BURÇE BAHADIR: CEZAEVİNDE KENDİNİ ÖZGÜR HİSSEDEN KADINLARLA TANIŞTIM
Televizyon Ödülü Seçici Kurulu, TRT televizyonu belgesel kanalında 17 Ağustos 2016 tarihinde yayınlanan “Refakatçi” adlı belgesel programı ile Burçe Bahadır’ı ödüle değer buldu. Bahadır, ödülünü TGC Başkan Vekili Vahap Munyar’ın elinden aldı. Bahadır, ödülünü alırken şunları söyledi:
“Bu belgeseli ilk çekmeye karar verdiğimizde, çok önemli bir iş yapacağımızı düşündük. Dün baktım o günden bugüne 22 patlama olmuş. Böyle bir ortamda bu sorun çok önemli olmayabiliyor. Cezaevinde olduğu için kendini özgür ve güçlü hisseden kadınlarla çalıştım. Çocuğunu yedirebiliyor, şiddet görmüyor. Cezaevinde kendini özgür olarak hissediyor. Bu kadınlarla tanıştım. O kadınların çocuklarını gördüm. Cezaevinde doğmuş. Hiçbir algısı yok. Hiçbir olanakları yok. Buna rağmen çok zekiler. O çocuklar karşımıza suçlu da, bilim insanı olarak da çıkabilir. Bu bizim elimizde olur. Umuyorum ki şans onların yüzüne gülecek.”
BEHİÇ AK: KARAMSARLIĞA KAPILMADAN GAZETECİLİĞİ SÜRDÜRMELİYİZ
Karikatür dalında ödülü Cumhuriyet Gazetesi’nde “Kim Kime Dum Duma” isimli köşesinde çizdiği karikatürler nedeniyle Behiç Ak kazandı. Ak’a ödülünü Seçici Kurul Başkanı Piyale Madra takdim etti. Ak, “35 yıldır her gün çizdiğim bir köşe. Gazeteciliğe aykırı bir köşe. Türkiye’nin çok kötü dönemlerine tanık oldum. Eleştirmeye devam ettim. Bugün basının itilip kakıldığı bir dönem yaşıyoruz. Birçok gazeteci haksız yere suçlanıyor. Ama gene de devam etmek gerekiyor. Gazetecilikte en önemli şey insan haklarına bağlı olarak, doğruluğu savunarak gazeteciliği sürdürebilmek. Asla karamsarlığa kapılmadan sürdürmek gerekiyor” dedi.
HALUK ORAL: 15 YILDIR BU KİTAPLA UĞRAŞIYORUM
Bu yıl Edebiyat ödülünün sahibi “Bir Roman Kahramanı Orhan Veli” adlı eseriyle
Haluk Oral oldu. Oral’a ödülü Edebiyat Seçici Kurul Başkanı Doğan Hızlan verdi. Oral, ödülünü alırken şöyle dedi:
“Sadece görevlerin yaparken şehit olan polislerimiz, sivil insanlarımızı rahmetle anarak başlamak istiyorum. Beni bu ödüle layık gören seçici kurul üyelerine teşekkür ederim. Bu kitapla 15 yıldır uğraşıyordum. Yapı Kredi’den en güzel şekilde yayınlandı. Bu kitabı okuyup kitap yayınlandıktan üç gün sonra eleştiri yazısını sevgili kızım Zeynep Oral yazdı. Beni bugünlere getiren anneme de teşekkür ederim.”
BAHAR ARSLAN: TGC’YE TEŞEKKÜR EDERİM
Sosyal bilimler ödülüne “II. Meşrutiyet’ten Cumhuriyet’e İki Devrim; İki Süreç - Tarihsel, İdeolojik Ve Olgusal Bir Karşılaştırma” adlı yapıtıyla Dr. Bahar Arslan değer görüldü. Arslan’a ödülü TGC Genel Saymanı Gülseren Ergezer Güver verdi. Arslan, “Çok heyecanlıyım ama aynı zamanda üzüntülüyüm. Çalışmamın ödüle layık görülmesi sebebiyle çok mutluyum. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’ne çok teşekkür ederim.”
ALİ KOŞAR: YENİ ÇALIŞMALAR İÇİN MORAL OLDU
Fen bilimleri ödülü Seçici Kurulu, Prof. Dr. Ali Koşar’ı “Mikro Kanallarda Çap Ve Uzunluğun Yüksek Kütle Akılı Doymamış Akış Kaynama Isı Transferine Etkilerinin Nümerik ve Deneysel Olarak Araştırılması” isimli makalesiyle ödüle değer buldu.
Prof. Dr. Ali Koşar’a Ödülü Prof. Dr. Yücel Yılmaz verdi. Yılmaz, “Ülke olarak zor bir süreçten geçiyoruz. Bu olumsuzluklar herkese yansıyor. Bizim gibi bilim insanlarına da yansıyor. Bu noktada böyle bir ödül almak beni çok mutlu etti. Motivasyonumu arttırdı. Yeni çalışmalar için şevkimi arttırdı. Çalışmalarımda birçok kişinin katkısı var. Öğrencilerime, birbirinden değerli öğretim üyelerine, Sabancı Üniversitesi’ne teşekkür ederim.”
AKGÜL: ŞEHİTLERİMİZE RAHMET DİLİYORUM
Spor Ödülü Seçici Kurulu, Güreşçi Taha Akgül’ü Rio Olimpiyat Oyunlarında, gösterdiği üstün başarı ile ödüle değer buldu. Akgül’e ödülü Seçici Kurul Üyesi Uğur Vardan takdim etti. Akgül, “Şehitlerimize rahmet diliyorum. TGC’nin seçici kuruluna teşekkür ederim. Ülkemize yeni ödüller kazandırmak istiyorum” şeklinde konuştu.
TEŞEKKÜR PLAKETLERİ VERİLDİ
Tören sponsorlara verilen teşekkür plaketleriyle devam etti.
2016 Sedat Simavi ödülleri törenine katkılarından dolayı Saat & Saat’e teşekkür plaketi verildi. Saat & Saat adına plaketi Kurumsal İletişim ve Basınla İletişim Sorumlusu Gözde Akman aldı. Akman’a ödülü TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş takdim etti. Törene katkılarından dolayı Nurol GYO adına plaketi Atacan Tırnova’ya TGC Yönetim Kurulu Üyesi Celal Toprak takdim etti. Tören toplu fotoğraf çekimi ile sona erdi.
TGC KURUCU BAŞKANI SEDAT SİMAVİ’NİN ÖZGEÇMİŞİ (1896 –1953)
Öncü çalışmaları ile adını yayın tarihine yazdıran Sedat Simavi, 1896 yılında İstanbul’da doğdu. Babası Hamdi Simavi Bey, annesi Sultan Abdulhamit sadrazamlarından Saffet Paşa’nın torunu Aliye Hanım’dır. Sedat Simavi, babasının görevli olduğu Samsun'da ilk Fransızca derslerini aldı. Kadıköy Saint-Joseph Fransız Okulu'nda başladığı öğrenimini Galatasaray Lisesi'nde tamamladı (1912), Okul sıralarında ilk karikatürleri yayınlanmaya başlandı. 1.Dünya Savaşı patlak verince Hadımköy'deki birliğine katıldı. 1916'da Şeker Bayramı'nın birinci günü "Hande" adındaki haftalık dergiyle yayın hayatına atıldı. 1917'de Müdafaa-i Milliye Cemiyeti adına ilk defa konulu bir film çevirdi. “Pençe", “Casus" ve “Alemdar Vakası" filmleri böyle doğdu. İstanbul’un çeşitli semtlerinde başarı ile oynadı. “DİKEN" ve “İNCİ" dergilerini de bu arada yayımlamıştı. Sedat Simavi, günlük gazete idealine 21.7.1920'de “DERSAADET" ile kavuştu. Gazete, Sevr Muahedesi'nin yarattığı karamsarlığa karşı yapıcı bir ruh aşılıyordu. Onu “PAYİTAHT", “GÜLERYÜZ" izledi. 15 Mart 1933'te yayın hayatına atılan haftalık “YEDİGÜN" ile 18 yıl en çok satan dergiyi çıkarma başarısına sahip oldu. Gazetecilerin dayanışmalarını ve bağımsızlıklarını sağlamak amacıyla Gazeteciler Cemiyeti’nin kurulmasında öncü oldu. Cemiyetin 1 numaralı Şeref Rozeti’ni taşıdı ve ilk başkanlığa seçildi. Sedat Simavi, 1 Mayıs 1948'de Hürriyet Gazetesi'ni yayımlamaya başladı. Gazeteciler Cemiyeti Başkanı iken üniversitede Gazetecilik Kürsüsü’nün kurulması için de ilk yazılı başvuruyu yaptı. Sedat Simavi'nin mücadeleli hayatı 11 Aralık 1953'te son buldu.