Seçimler ne kadar güvenli?

Meydanlar, 30 Mart yerel seçimleri öncesinde hareketlenmeye başlarken, Bilgisayar Destekli Merkezi Seçmen Kütüğü Sistemi (SEÇSİS) ve seçmen kütükleriyle ilgili tartışmalar yeniden alevleniyor.

Fırat Kozok/Cumhuriyet

Seçmen kütüklerinde temel dayanak noktasının İçişleri Bakanlığı denetimindeki “Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi” olması ve SEÇSİS için Adalet Bakanlığı denetimindeki UYAP omurgasının kullanılacak olması eleştirilerin temel iki noktası. Yaklaşık 1 milyon seçmen de, kütüklerdeki eksiklikler ve hatalar nedeniyle 30 Mart’ta sandık başına gidemeyecek. CHP hazırladığı e-seçmen sistemiyle 200 bin sandığı 400 bin kişiyle izleyecek. Yurttaşlar, oy kullandıkları sandığın numarasıyla, CHP’nin internet sitesinden sonuçları karşılaştırabilecek. Uygulamayı yaşama geçiren Genel Başkan Yardımcısı Emrehan Halıcı’ya göre, içerisinde bilgisayar yazılımı bulunan her konuda hile yapılabilir ancak, oy kullandığı sandığı kontrol eden yurttaşlar sayesinde bu çok da kolay olmayacak.

NEREDE OY KULLANACAKSINIZ? ÖĞRENMEK İÇİN TIKLAYIN!


Tartışmaların odağındaki sistem: Adrese Dayalı Kayıt

YSK seçmen kütüklerinin oluşumu konusunda İçişleri Bakanlığı’nın denetiminde düzenlenen “Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi”ni esas alıyor. Ancak 2007’de uygulanan seçmen kütüğü uygulamasına göre 42.8 milyon olan seçmen sayısının, adrese dayalı nüfus kayıt sistemi ile yapılan hesaplamada 2009’da 48 milyona çıkması, sistemle ilgili ardı arkası kesilmeyen tartışmaları da beraberinde getirdi.

Seçimlerin bir diğer tartışmalı konusu da Bilgisayar Destekli Merkezi Seçmen Kütüğü Sistemi (SEÇSİS). Sistem Adalet Bakanlığı’nın denetimindeki Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) omurgası üzerinde çalışıyor. Bu sisteme yönelik eleştiriler ise hem iktidarın denetiminde olması hem de bilgisayar yazılımına dışarıdan müdahale edilebilme olasılığı üzerinde yoğunlaşıyor.

CHP 400 bin kişiyle çalışacak

Çalışmalarını “seçim öncesi dönem”, “seçim günü” ve “seçim akşamı” olarak üç koldan yürüten CHP, Türkiye genelinde oy kullanılacak 200 bin seçim sandığı için biri sandık görevlisi bir de sandık çevresi sorumlusu olmak üzere toplam 400 bin kişi görevlendirecek.

Hem partisinin yürüttüğü çalışmalarla ilgili bilgi veren hem de yukarıda sıraladığımız endişeler konusunda görüşlerini anlatan CHP Genel Başkan Yardımcısı Emrehan Halıcı, seçmen kütüklerinin hazırlanma süreciyle ilgili şu noktalara işaret ediyor:

“Seçmen kütüklerinin bir kere İçişleri Bakanlığı tarafından hazırlandıktan sonra YSK’nin sadece bunu seçmen kütüğü olarak duyuruyor olması yeterli değildir. Adres bilgilerini tam olarak bildirmeyen yurttaşlarımız İçişleri Bakanlığı’nın tabiriyle ‘havuza’ düşmüş oluyorlar. Onların da seçmen olarak oy kullanma hakları ortadan kalkıyor maalesef. Yaklaşık 1 milyon yurttaş seçimlerde oy kullanamayacak.”

Seçmen kütükleri konusunda yaşanan kuşkuların doğal olduğuna işaret eden Halıcı, “‘Hayali seçmen ya da mükerrer seçmen var mı?’ sorularına verilecek yanıt seçmen listelerinin sağlıklı kontrolüyle mümkün olabilir. Herhangi bir kişi, grup ya da parti suiistimale dönük girişimlerde bulunabilir. Biz bu girişimleri tespit edebilecek altyapıya sahibiz” diye ekliyor.

‘Yurttaş oy kullandığı sandığı denetlemeli’

Peki ya SEÇSİS ile ilgili endişeler? Bu konuda da gerçeği yansıtmayan bazı görüşlerin olduğunu ifade eden Halıcı, “YSK gibi önemli bir kurumun, UYAP yerine kendi iletişim altyapısını kurması, kullanması, başka da bir sisteme gerek duymaması tercih edilir” diyor ve şunları kaydediyor:

“Evet, bir yazılıma dışarıdan müdahale etme ve verileri değiştirme olanağı vardır. Bunun için sistemin bağımsız kuruluşlar, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşları tarafından denetlenmesi öneriliyor. Ancak unutulmamalıdır ki, bu yazılımın denetlenmesi ve sonrasında ‘hata yoktur’ denmesi, bu kadar ciddi bir konuda çok önemli bir risk oluşturur. Çünkü siz yazılımın hatasız olduğunu belirlersiniz ancak belki de var olan bir açığı saptayamazsınız. İkincisi, fiziki olarak denetlediğiniz sistem bir başkasıyla değiştirilebilir. Benzer yüzlerce soru işareti beraberinde gelir.”

‘Sistem yüzde 100 hatalıymış gibi çalışacağız’

Halıcı’nın “Sistemi denetlemeyip ne yapacağız” sorumuza verdiği yanıt ise, tüm sürecin kilit noktasını özetliyor:

“Biz sistemin yüzde 100 hatalıymış gibi çalışacağını varsayarak kendi yazılımımızı ürettik. SEÇSİS’in yaptığı işlemin aynısını genel merkezimizde kendimiz yapıyoruz. Türkiye genelinde 200 bin sandık var. Her sandığın sonucu ıslak imzalı tutanaklarla tespit edilir. YSK bu tutanakları SEÇSİS aracılığıyla toparlayıp, sonuçları ilan eder. Biz de aynı şekilde tüm sandık sonuçlarını tek tek gözetliyoruz. YSK’nin ilan ettiği sonuçlarla kendi sonuçlarımızı karşılaştırıyoruz. Bir hata saptanırsa, yasal itiraz süresi olan 48 saat süre geçmeden ilçe merkezine, il merkezine ve genel merkeze uyarı gidiyor. Otomatik itiraz formları hazırlanıyor. Biz bunu ilk olarak 2011’de kullandık. 1480 sandıkta hata tespit ettik. 48 saat içinde yapılan itirazlardan 1460 tanesi geçerli sayıldı.”

Halıcı, oyunu kullanarak evine dönen yurttaşların şeffaflık için nasıl katkı sağlayacağını da şöyle anlatıyor:

“Sandığınızdan çıkan sonuçları not edin. Biz parti olarak sonuçları sandık bazında internet ortamında paylaşacağız. Bilgisayarınız varsa, www.chp.org.tr’ye girerek sizin oy kullandığınız sandık sonucunu elinizdeki sonuçlarla karşılaştırın. Eğer sonuçlarda uyumsuzluk varsa, bize güveniyorsanız bize, başka partiye güveniyorsanız onlara ihbarda bulunun.”