Schneider Electric Bölge Başkanı Bora Tuncer: 'Küresel ölçekte karbon nötr şirket olmak hedefimiz'
Schneider Electric Türkiye, Orta Asya ve Pakistan Bölge Başkanı Bora Tuncer, Cumhuriyet'e konuştu. Verimlilik, sürdürülebilirlik ve kârlılık başlıklarına değinen Tuncer, "2025 yılı itibarıyla tüm operasyonlarımızı karbon nötr hale getirmeyi hedefliyoruz" ifadelerini kullandı.
cumhuriyet.com.trİklim değişikliğinin olumsuz etkilerinin ülkemizde ve dünyada ciddi bir şekilde hissedilmeye başladığı şu günlerde Schneider Electric olarak sürdürülebilirlik konusunda bakış açınız nedir?
Öncelikle yurdumuzda orman yangınlarıyla başlayan, daha sonra seller ve su taşkınlarıyla devam eden doğal afetler nedeniyle hayatlarını yitiren vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, geride kalan yakınlarına sabırlar diliyorum. Milletimizin başı sağolsun. Ne yazık ki, bu doğa olaylarında iklim değişikliğinin önemli izlerinin olduğunu gözlemliyoruz. Schneider Electric olarak, 2000’li yıllardan itibaren yarınları düşünmeden, yarınlar için çalışmadan bugünü tamamlamış sayılamayacağımıza inanarak, proaktif davrandık, iş modelimi ve iletişimimizi sürdürülebilirlik üzerine konumlandırdık.
Kasım 2015’te, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı COP21 öncesinde açıkladığımız 2030 yılına dek karbon nötr olma planımızın yanı sıra, 2019 yılındaki COP25’te taahhütlerini güçlendirdiğimizi duyurduk. Bu kapsamda ayrıca en geç 2025 yılı itibarıyla tüm operasyonlarımızı karbon nötr hale getirmek ve ekosistemimizi karbondan arındırmak üzere müşterilerimizin karbon ayak izlerinde tasarruf etmek için çalışmalarımızı hızlandırdık. Bizim için sürdürülebilirlik yaşamın devamlılığı için gerekli dengeyi temsil ediyor ve hayati derecede önemli…
Tüm faaliyetlerimizin kalbinde ‘Life is On’ anlayışımız yer alıyor. Bu felsefeyi özetlemek gerekirse, tüm insanlara yardım etmeye ve kaynaklarının daha azını kullanarak daha fazlasını üretmelerine yardımcı olmaya ve her yerde, herkes için ve her zaman hayatın devam etmesini sağlamaya odaklanıyoruz. Bu nedenle sürdürülebilirlik, şirket stratejimizin özünü oluşturuyor. Sürdürülebilirlik stratejimiz de 3 temel eksen üzerine oturuyor. Bunlar; ‘enerji ikilemine çözüm aramak’, ‘paydaşlara örnek olmak’ ve ‘enerjinin olmadığı bölgelerde enerjiye erişim sağlamak’…
Günümüzde 2,3 milyar insan enerjiye kesintisiz olarak erişemiyor. Bununla birlikte 2050 yılına kadar enerji tüketiminin yüzde 50 artması bekleniyor. Aynı zamanda Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) tarafından hazırlanan bilimsel rapor, küresel ısınmanın 1,5 C ile sınırlandırılmasının aciliyetini ortaya koydu. Ortada aşmamız gereken çok önemli bir paradoks var ve bu da arz ile talep arasındaki dengenin bir an önce kurulması gerektiği anlamını taşıyor. Schneider Electric olarak biz bu paradoksu çözmenin yollarından birinin mevcut teknolojilerin doğru ve yenilikçi bir şekilde kullanılması olduğunu söylüyoruz. Yapılan araştırmalar da bu görüşümüzü destekliyor. Uluslararası Enerji Ajansı’nın son yaptığı bir açıklamaya göre doğru şekilde tasarlanan verimlilik uygulamalarıyla bugün iklim hedeflerine ulaşmak için gerekli emisyon azaltımını, yeni bir teknoloji geliştirmeye gerek olmadan yüzde 40 oranında gerçekleştirebiliriz.
Tüm bu veriler Schneider Electric olarak uzun süredir inançla ve adanmışlıkla gezegenimiz için teknoloji yaratma ve bunları yaygınlaştırma çalışmalarımızda ne denli haklı olduğumuzu gösteriyor. Biz 180 yılı aşkın köklü deneyimimiz ışığında gerek teknolojimiz gerek aldığımız aksiyonlarla bu konuda çalışmaya, iş birlikleri geliştirmeye ve bilinç yaratmaya devam edeceğiz.
Sürdürülebilirlik konusundaki çalışmalarınız nelerdir? Sürdürülebilirlik alanına ne kadar yatırım yaptınız?
Schneider Electric olarak verimlilik, sürdürülebilirlik ve kârlılık yaratan teknolojilerimizi iş dünyasına sunarken aynı zamanda COP24 gibi pek çok uluslararası saygın platformda iklim değişikliğiyle mücadele için çalışıyoruz. Diğer bir deyişle; her gün yenilikler geliştirmek ve bunlarla çözümün bir parçası olmak için çalışan, 100’ü aşkın ülkeden 137 bin kişilik, güçlü bir aktivist grubuz.
Schneider Electric olarak geliştirdiğimiz EcoStruxure™ mimarisi, bağlantılı bir dünyada enerjinin güvenli, verimli, güvenilir, bağlı ve sürdürülebilir olmasına hizmet ediyor. Örneğin Whirlpool ile iş birliği içinde geliştirdiğimiz platform, temel veri akışlarını tanımladıktan sonra dünyanın her yerindeki şirket tesislerinin performansını izlemeye ve değerlendirmeye yönelik bir enerji ve sürdürülebilirlik yönetimi sağlıyor.
Ayrıca, 2050 yılı itibarıyla tedarik zincirinde net-sıfır emisyon için tedarikçilerimizle birlikte çalışmalar yürütüyoruz. 1,5°C Bilim Temelli Hedefi (SBT) doğrultusunda, 2030 yılı itibariyle net-sıfır operasyonel emisyona ulaşmak ve kapsam 3 emisyonlarımızı (2017'ye göre) yüzde 35 oranında azaltmak üzere faaliyetlerimize hız veriyoruz. Aynı zamanda en geç 2025 yılı itibarıyla tüm operasyonlarımızı karbon nötr hale getirmeyi hedefliyoruz ve eşzamanlı olarak ekosistemimizi de karbondan arındırmak üzere müşterilerimizin karbon ayak izlerinde tasarruf etmelerini sağlıyoruz. Müşterilerimiz ve tedarikçilerimizle birlikte kapsayıcı bir ekosistem yaratarak 2030 yılında üretim sahalarımızın karbon nötr olmasını sağlayacağız ve küresel ölçekte karbon nötr şirket olmayı hedefliyoruz. yüzde 100 yenilenebilir enerji kullanmak, yüzde 100 geri dönüştürülebilir ya da yeniden kullanılabilir paketlemeye geçiş ve endüstriyel atıkları yüzde 100 oranında geri kazanma gibi iddialı hedefler doğrultusunda çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
2030 yılına kadar küresel ölçekte karbon nötr şirket olmayı hedeflediğinizi söylediniz. Karbon nötr olma yol haritasını anlatır mısınız, nasıl karbon nötr olacaksınız?
İklim değişikliğinin dünyamızı etkileyecek en önemli tehdit olduğunun farkındayız ve karbon emisyonlarının yörüngesini, dolayısıyla iklim değişikliğinin yönünü değiştirebilecek olanaklara sahibiz. Bu olanakların en önemlilerinden biri teknoloji. Teknoloji, bizim ilerleme ve sürdürülebilirlik arasında bir köprü kurmamızı sağlıyor. İklim değişikliği denklemini çözmemize yardımcı olacak dijitalleşme ve elektrik olmak üzere iki teknoloji öne çıkıyor. Dijital dönüşüm aynı zamanda insanlığı da dönüştürüyor. Dönüşümle günlük yaşamımız ve çalışma hayatımız da değişiyor. Dijital dönüşümün ilk aşamasında insanlar birbirine bağlandı. İkinci aşamada ise makineler de devreye giriyor. Nesnelerin İnterneti (IoT) gibi teknolojiler çevremizdeki her şeyi birbirine bağlıyor, toplanan veriler analiz edilerek daha anlamlı algoritmalar ortaya çıkıyor ve makineler öğrenmeye devam ediyor. Dijitalleşmenin sonucunda merkezinde insanın olduğu akıllı evler, akıllı binalar, akıllı üretim, akıllı altyapı ve akıllı şehirlerle inşa edilmiş akıllı bir gelecek ortaya çıkıyor. Tüm bu yenilikler tükettiğimiz kaynakları daha iyi paylaşmamıza ve korumamıza yardımcı olmak için verileri ve dijital teknolojileri kullanıyor. Sürdürülebilirlik açısından bir diğer önemli teknoloji ise uzun yıllardır gündemde olan yeşil elektrik. Enerjiyi karbondan ayırmanın en iyi yöntemlerinden biri.. Bu nedenle elektrikli araçların, güneş enerjisinin, mikro şebekelerin ve sıfır emisyonlu binaların olduğu bir dünyaya hazırlanmamız gerekli. Gelecekte elektrik günümüzden daha farklı olarak yenilenebilir ve yeşil olacak. Schneider Electric olarak bulunduğumuz konumdan daha sürdürülebilir bir geleceğe götürecek denklemi çözmek için düşünce kuruluşlarının yanı sıra birçok şirketle birlikte çalışıyoruz. Bu denklemin bize göre dijital dönüşüm, döngüsel ekonomi, yeşil elektrik ve yenilenebilir enerji olmak üzere dört basit değişkeni bulunuyor. Denklemde yer alan bu değişkenleri tek tek değil hepsini paralel bir şekilde uygulamamız gerekiyor. Bugün inşa edeceğimiz her şey yıllarca devam edecek. Sürdürülebilir bir dünyaya artık eskisinden çok daha fazla ihtiyaç duyuyoruz. İnsanlık olarak dayanıklı olmalı ve sürdürülebilir bir geleceğin adımlarını atmamız gerekiyor.
Schneider Electric olarak kendi operasyonlarımızda 2025 yılına kadar karbon nötr, 2030 yılına kadar ise sıfır karbon hedeflerimizin yanında EcoStruxure çözümlerimizi sayesinde müşterilerimizin de 800 megaton karbondan tasarruf etmesini sağlamayı hedefliyoruz. Diğer yandan en büyük 1000 tedarikçimizin operasyonlarındaki karbon emisyonunu %50 azaltma taahhüdümüz var.
Ayrıca, Schneider Electric Vakfı, çevresel etkiyi azaltacak 1000 yeni ürün ve çözümü sertifikalandırmak ve bu yolla inovasyon ekosistemine kazandırma amacıyla, geleceğe sürdürülebilir bir dünya bırakabilme için yeni teknolojiler üzerine çalışan Solar Impulse Vakfı ile küresel bir iş birliğine imza attı. “Solar Impulse Efficient Solution” Programı, Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma hedefleri doğrultusunda karbon nötr ekonomisine geçişte enerji verimliliğine odaklı, çevreye duyarlı ve kar amaçlı ürünlerin sertifikalandırıldığı dünyadaki ilk program olma özelliğini taşıdığı için büyük önem arz ediyordu. 4 yıllık kapsamlı bir program sonucunda 1000 çözüm ve ürün sertifikalandırma hedefine geçtiğimiz aylarda ulaştık. Bu sertifikaya sahip ürün ya da şirketler, program kapsamında hükümetler ve devletler nezdinde tanınma, yeni pazarlara açılma, yeni sermaye kaynaklarına erişme ve global çapta pazarlama ve tanıtım yapma imkanına kavuştular. Program kapsamında sertifikalandırılan girişimler, teknik inovasyon, karlılık ve çevrenin korunması kriterleri doğrultusunda bağımsız uzmanlarca belirlendi. Schneider Electric’in 8 enerji verimliliği çözümü bu sertifikayı almaya hak kazandı. Dünya çapında 50’den fazla Schneider Electric uzmanı başvuru sahiplerinin süreçlerinin değerlendirilmesi süreçlerinde çalıştı.
Ülkemize dönecek olursak, Schneider Electric olarak enerji verimliliği konusunda Türkiye’nin nasıl bir yol haritası var, siz bu konuda kurumlara nasıl destekler sunuyorsunuz?
Türkiye’de Schneider Electric olarak enerji verimliliği teknolojilerimiz ve dijital dönüşüm çözümlerimiz ile 30 yılı aşkın süredir faaliyet gösteriyoruz. Dünyanın en sürdürülebilir şirketi olarak, Türkiye’deki müşterilerimizin sürdürülebilirlik ve verimlilik yolculuklarına eşlik ediyoruz ve destekliyoruz. Ülkemizde kamu ve özel sektörlerde bu alanda bilinç çok arttı. Biz de buna paralel olarak ihtiyaçlara cevap vermeye çalışıyoruz. Türkiye’nin enerji kaynaklarını daha verimli kullanmasına destek olmak amacıyla yatırımlarımıza tüm dünyayı olumsuz etkileyen pandemiye rağmen devam ediyoruz. Schneider Electric olarak bu dönemde enerji yönetimi alanında güvenilen ve danışılan bir iş ortağı olarak kurumların yanında olmanın önemini bir kez daha gördük. Bu nedenle, Türk iş dünyasına ve kamu sektörüne dijital çözümler üreterek, enerji verimliliğini en üst düzeye çıkarmak amacıyla çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu doğrultuda İstanbul’daki İnovasyon Merkezimizi hizmete açtık. Böylelikle Türkiye’deki sektörlerin karbon emisyonunu azaltma ve enerji verimliliğini en üst düzeye çıkarma hedeflerini gerçekleştirmede daha etkin olarak destekler duruma geldik. İnovasyon Merkezimizde başta bina, endüstri, veri merkezi ve altyapı sektörleri olmak üzere müşterilerimiz, ihtiyaçlarına göre terzi usulü oluşturulan, enerjiyi verimli kullanan çözümleri gerçek zamanlı test edebiliyorlar. İnovasyon Merkezimiz üniversite öğrencilerimiz için de bir laboratuvar görevi görüyor. İnovasyon Merkezimiz sayesinde Türkiye’nin ulusal enerji verimliliği stratejilerine, sırasıyla 2023, 2030 ve 2050 hedeflerine ulaşmasına katkı sağlamayı amaçlıyoruz.
Schneider Electric, dünyanın en sürdürülebilir şirketi… Bu unvana nasıl sahip oldunuz?
Kurumsal sürdürülebilirlik performansına göre listeler ve mali ürün sıralamaları oluşturan Kanadalı saygın medya ve araştırma şirketi Corporate Knights, her yıl dünyanın en sürdürülebilir Global 100 listesini hazırlıyor. Bir önceki yıl 29. sırada yer alan Schneider Electric, 2021 itibarıyla listenin en üstüne yükseldi ve “Dünyanın En Sürdürülebilir Şirketi” unvanına hak kazandı. Çevresel – Sosyal – Yönetişimsel konularında erken dönemdeki taahhütlerimize bağlı kalmamız ve sürdürülebilirlik konusundanki titiz yaklaşımımız kurum dışından da takdir görüyor. Bu durum aynı zamanda şirketin, enerji verimliliği ve sürdürülebilirliğe destek olan dijital çözümlerin lider tedarikçisine dönüştüğünü gösteriyor.