'Sayın Erdoğan, mahçup olmaktan korkuyor'
CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, "Sayın Erdoğan, TBMM'ye gelip, mahcup olmaktan korkuyor. Terörle mücadelede vereceği bilgilerin, milleti, TBMM'yi tatmin etmeyeceğinden endişe ediyor'' diye değerlendirdi.
cumhuriyet.com.trCHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, Meclis'in 14 Ağustos'ta olağanüstü toplanmasına yönelik çağrılarını, TBMM Başkanlığı'na dün sunduklarını anımsattı. CHP Grubu olarak, belirlenen gün ve saatte TBMM Genel Kurulu'nda hazır olacaklarını belirten Hamzaçebi, yaptıkları çağrının kapsamının, herkes tarafından çok iyi bilinmesi gerektiğini söyledi.
Hamzçebi, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, çağrının içeriğinden haberdar olmadığının veya haberdar olmakla birlikte konuyu saptırdığının anlaşıldığını savunarak, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Çağrımızın gerekçesinde şunları söylüyoruz: Türkiye ulusal, iç güvenliği açısından son dönemlerde ucu belirsiz olan tehlikeli sürece girdi. Türkiye, Güneydoğu'daki bütün komşularıyla kavgalıdır. Terör örgütü, yürütülen mücadele sürecinde yöntem değiştirmiştir; eskiden vur-kaç yöntemi izlerken, şimdi vur-kal yöntemini izliyor. Şemdinli'de silahlı kalkışma meydana geldi. Böyle bir süreçte, TBMM, yani milli idarenin toplanıp bu durumu değerlendirmesi gerekir. Talebimizin birinci gerekçesi budur, genel görüşmedir. Genel görüşme, İçtüzüğe göre, devlet ve toplum hayatını ilgilendiren konularda hükümetin, TBMM'ye, yani millete bilgi vermesidir. Hükümete, politikalarla ilgili TBMM'ye bilgi verme çağrısında bulunuyoruz. Toplantı çağrısında ortaya koyduğumuz ikinci gerekçe; terör örgütü ve terör karşısında TBMM'nin kararlılığını vurgulamak, milli iradenin, güvenlik güçlerimizin, terörle mücadele eden politikaların arkasında olduğunu ifade etmektir. TBMM'nin terör karşısında kararlılığını vurgulamaktır. Bu ikisi dışında, toplantı çağrımızın herhangi bir gerekçesi yoktur.''
'Kandil'e gitmeye cesaret edemeyen Hükümet'
Hamzaçebi, Erdoğan'ın, bu çağrıya katılmayacaklarını söylediğine işaret ederek, bunun, ''Ben TBMM ve millete bilgi vermeyeceğim. TBMM'nin, terörle mücadele konusundaki kararlığına, bu yöndeki niyet beyanına da ihtiyacım yok'' anlamına geldiğini öne sürdü.
Erdoğan'ın aklında başka şey bir şey bulunduğunu ifade eden Hamzaçebi, ''O da; TBMM'ye gelip, mahcup olmaktan korkuyor. Terörle mücadelede vereceği bilgilerin, milleti, TBMM'yi tatmin etmeyeceğinden endişe ediyor. Yoksa hangi hükümet, TBMM'nin terörle mücadeledeki kararlığını vurgulamasını, bu desteği almak istemez? Aslında bunu ister ama Başbakan'ın endişesi farklıdır'' diye konuştu.
Milli iradeden kaçan, demokrasiyi içselleştirememiş bir anlayışın parlamentoya gelmeyebileceğini vurgulayan Hamzaçebi, bunun, Erdoğan'ın, ''otoriter anlayışının uzantısı'' olduğunu iddia etti. Hamzaçebi, Erdoğan'ın, üslubunu çirkinleştirdiğini, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na yönelik ''Senin ağırlığın, gramın, çapın ne'' gibi üslup dışı kelimeler kullandığını öne sürerek, ''Sayın Başbakan, siz Kandil'e gitme iktidarını gösteremeyen bir Başbakansınız. Sayın Başbakan, Hükümet'in çapı, Kandil'e gitmeye yetmiyor. Kandil'e gitmeye cesaret edemeyen bir Hükümet var'' görüşünü savundu.
'Önce kendi çapını değerlendirsin'
CHP'li Hamzaçebi, Hükümet'in, 7 Kasım 2011'de TBMM'den sınır ötesi harekat için yetki aldığını ancak o tarihten bu yana Kandil'e gidemediğini ifade ederek, şunları söyledi: ''Her şeyin başı Kandil değil mi; evet. Gitmek istiyor ama gidemiyor. Sayın Başbakan'ın çapı, Kandil'e asker göndermeye yetmiyor. Sayın Başbakan'ın çapı PKK'nın elinde 19 Ağustos'ta bir yılını dolduracak olan kaymakamı oradan kurtarmaya yetmiyor. Sayın Başbakan, Barzani'den yardım istedikçe batağa saplanan hükümetin Başbakanı'dır. Pusulası Barzani ve bir takım güçler olan Hükümetin ufkunun, çapının terörü yenmesi mümkün değildir. Gün; kardeşlik, milli birlik, beraberlik günüdür. Bu dayanışmayı göstermek için TBMM'yi toplantıya çağırırken bundan imtina eden Hükümet var.
Sorun, karakol duvarlarının güçlü olup olmaması değil, Hükümetin güçlü olup olmamasıdır. 1997'te bir kuvvet komutanı, Hatay'da bir konuşma yaparak, terör örgütü liderini Suriye'nin dışına koydurmuştu. O zamanki karakol duvarları bugünkünden daha güçlü değildi. O zaman güçlü Hükümet, Türkiye vardı. Gazete manşetlerini teslim alarak, iç politikaya yüklenerek kendinizi güçlü göstermeniz yetmiyor. Halep oradaysa arşın burada. Siz politikanızla, Suriye'nin kuzeyinde, PKK'nın yönetimde bir bölge oluşturdunuz. Artık Esad'ın gitmesi veya gitmemesinin herhangi bir önemi kalmamıştır. Sayın Başbakan, önce kendi çapını değerlendirsin. Komşularla sıfır sorun noktasından, Türkiye'yi nereye götürdüğünü görsün. 61. Hükümet programı açıklanırken, Sayın Başbakan, terörle ilgili tek bir cümle etmedi.''
'Vagonu olmak yakışmıyor'
Hamzaçebi, Erdoğan'ın, Geçimli Karakolu'na yapılan saldırı ve 2009'daki Reşadiye saldırısının ardından yaptığı açıklamalara işaret ederek, ancak bunların sadece gazete manşetleri için verilen cümleler olduğunu ileri sürdü. Hamzaçebi, sözlerini, ''Bir taraftan Oslo'da PKK ile görüşmeler yürüteceksiniz diğer yandan iç politikaya yönelik gazete manşetlerine oynayan cümleler sarf edeceksiniz. İnandırıcı değilsiniz, güven vermiyorsunuz. Oslo'da terör örgütüne verdiğiniz eli, bugün kurtaramamış olduğunuzu görüyoruz. Elinizi verdiniz, kolunuzu kurtaramıyorsunuz. Biz sizin o kolunuzu kurtarmak için yollardayız'' diye sürdürdü.
Türkiye'nin, cumhurbaşkanlığı seçimine kadar Erdoğan'ın bu tür söylemleriyle zaman kaybedeceğini savunan Hamzaçebi, Erdoğan'ın, Kocatepe'deki şehit cenazesinde yer almadığını söyledi. Hamzaçebi, ''Ya kanıksamaya başladınız, 'şehitler, terör artık doğaldır, buna alışacağız' demek istiyorsunuz ya da o cenazelerde eksiden olduğu gibi yeniden tepki görmekten endişe ediyorsunuz'' diye konuştu. Bir soruyu yanıtlarken Hamzaçebi, MHP'ye, AKP'nin vagonu olmanın yakışmadığını ifade ederek, ''Daha bağımsız politika izlemelerini arzu ederdim'' dedi.