‘Saygı duyun bize..!’
Hitler 1939 yılında altına imzasını attığı bir kararla, sakat ve özürlü her yaştan insanın öldürülmesi emrini verdi. 1940 yılında Güney Almanya’daki hastanelerle bakım evlerinden toplanan bedensel ve zihinsel özürlüler gecenin karanlığında kara otobüslerle getirildikleri Grafeneck tepesindeki tarihi sarayda kısa bir muayenenin ardından, tıpkı Yahudilere yapıldığı gibi, “duşa gidiyorsunuz’’ kandırmacasıyla gaz odalarına gönderildi. Stuttgart’ın güneyindeki Grafeneck’te bir yıl içinde 10 bin 654, daha sonraki yıllarda da tüm Almanya’da 70 bin kişi ölüme yollandı. Hitler’in doktorları “yaşamaları gereksiz’’ dedikleri bu insanlara iğne yaptılar, luminal denen ilacı içirdiler, aç bıraktılar, gaz odalarında karbondioksit verdiler. “Bir özürlü yatağında yatarken, savaş yaralısı yatak bulamıyor!’’ sözleri Hitler’indir.
Ahmet Arpad / Almanya (Stuttgart)“Führer”in doktorları savaş yıllarında tüm Almanya’da ve istila ettikleri ülkelerde de toplam 200 bin özürlünün yaşamına son verdi. Bu kıyımda büyük bir rol oynayan ve 1940’ta Grafeneck yöneticisi olan doktor Horst Schumann, Kuzey Almanya’da da benzeri görevlere yollandı, savaşın son yıllarında doğu cephesindeki kamplarda, özellikle Auschwitz’de çalıştı. “Aşağı ırktan” tutuklular kısırlaştırılıp, ağır işlere koşuldu, “verimsiz” olanlar da doğrudan gaz odalarına yollandı. Savaşın ardından Nazi doktoru Schumann’ın başına hiçbir şey gelmedi! 1951’de arandığını duyunca Almanya’dan kaçtı, gemilerde doktorluk yaptı, Japonya’da yıllar geçirdi, oradan kapağı Afrika’ya attı, diktatörlerin özel doktoru oldu! 1959 yılında “Hıristiyanlık ve Dünya” adlı gazetede çıkan bir makalenin ardından dikkati çekti. Yaşadığı Gana onu ancak 1965’te Almanya’ya iade etti. 1970’te hakkında açılan dava 18 ay sonra, “suçlu ağır hastadır, bu nedenle mahkeme huzuruna çıkabilecek durumda değildir” gerekçesiyle düştü. Schumann’ın ağır hastalığı yüksek tansiyonuydu! 1972’de serbest kalan Schumann 1983 yılındaki ölümüne kadar Frankfurt’ta özgür bir yaşam sürdürdü! Olay Almanya’da hep bir “hukuk skandalı” olarak kabul edilmiştir. Horst Schumann geçmişte yaşananları ölümünden kısa bir süre önce itiraf etti: “Bize gelen emirlere uyarak yaşamlarına son verdik!” Grafeneck tepesindeki sarayda bugün de özürlüler var. 1947’den günümüze gerçekten tedavisi yapılıyor onların. “Ölüm barakaları” çoktan yerle bir edilmiş.
Aralarında Bahattin, Seyyah ve Haydar’ın da olduğu çoğu orta yaşlı kadın-erkek12 özürlünün değişik rolleri üstlendiği bir oyun Grafeneck’te tam 80 yıl önce yaşanmış, bir insanlık utancı olan kıyımı anlatıyor. Reutlingen’deki “Die Tonne” tiyatrosunun Enrico Urbanek yönetimindeki yürekli bu projesi (https://spuren-nach-grafeneck.de) bir “sokak tiyatrosu”. Kent belediyesinin önündeki alanda izliyoruz. “Burada Kalacaksınız” adlı oyunla günümüz insanlarının gözünü açmak istiyorlar. Oyun,1940’ta Baden-Württemberg Eyaleti’nde ailelerinden koparılıp kara otobüslerle ölüme götürülen 10 bin 465 kişinin yaşamış olduğu 25 kasabanın alanlarında sergileniyor!
Oyunun senaryosu Grafeneck ve Achern arşivlerindeki belgelere dayanarak yazılmış. Bir yıl boyunca tiyatro uzmanlarından oyun, konuşma ve dans eğitimi alan kişiler Reutlingen yöresindeki bakım evlerinden seçilmiş. Düşündürücü, hareketli, çağrışımlar ve değişimlerle dolu “Burada Kalacaksınız”da oyuncuları sürekli başka başka rollerde izliyorsunuz. Bahattin daha çok hareketli, danslı, tekerlekli sandalyede oturan Seyyah da yüksek sesle, atılgan konuşmayı gerektiren sahnelerde ön planda. Kimi bölümleri gizemlerle dolu bir Brecht yapıtını anımsatan oyunda müziğe de yer verilmiş. Gitar, keman ve flüte yer yer koro eşlik ediyor. Birlikte şarkı söylüyorlar, tek tek haykırıyorlar: “Zincirler! Korku! Hüzün! Duygusuzluklar! At gözlüklüler!”
Bu insanlar tepeden tırnağa kıpkırmızı tulumların içinde iki saat boyunca aralıksız sahnede kalıyor, haykırıyor, coşku ve hüzün dolu şarkılar söylüyor, dans ediyor, gezici demir kafesler içinde bir yerden bir yere gidiyor. Rollerini ciddiye alıyor. Onlar bizleri bilgilendiriyor, uyarıyor, düşündürüyor ve hüzünlendiriyor. Almanya’nın karanlık geçmişinde yaşananlara çok yönlü bakan, insan yok edici düzeni, tüm yalanların üstünü örten Nazi propagandasını çok canlı, heyecan ve duygu yüklü anlatan “Burada Kalacaksınız”ın sonunda haykırıyorlar: “Saygı duyun bize!”
mail@ahmet-arpad.de