‘Savunma’ya şiddet

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın avukatların adliyeye girişleriyle ilgili “Bal gibi aranır” sözlerinden sonra arama uygulaması Çağlayan Adliyesi’nde polis şiddetine dönüştü. Avukatlar gün boyunca üzerlerini aratmamak ve X-Ray cihazından eşyalarının geçirilmemesi için direndi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Hadi Salihoğlu da dün gecikmeli bir talimat yayımlayarak, aramanın Avukatlık Kanunu’na aykırı olmadığını, güvenlik amaçlı bir denetim olduğunu savundu.

Çağlayan Adliyesi’ne girmek isteyen İstanbul Baro Başkanı Ümit Kocasakal’ın da bulunduğu bir grup avukata çevik kuvvet tarafından defalarca müdahale edildi, güvenlik görevlileri kapılarda etten duvar ördü. Kocasakal burada güvenlik görevlilerinin amiri ve çevik kuvvet amiri ile görüştü. Görüşme sırasında çevik kuvvet kalkanlarla müdahaleye başladı ve Kocasakal’ın da aralarında bulunduğu çok sayıda avukatı süpürdü. Adliyenin katlarında bulunan avukat ve yurttaşlar bu duruma ıslıklarla tepki gösterdi.

Avukatlara üst araması yapılması üzerine güvenlik görevlisi, çevik kuvvet polisi ve avukatlar arasında yaşanan arbede dün de sürdü.

Kocasakal: Eşit muamele istiyoruz

Kocasakal polis müdahalesine uğradıktan sonra Başsavcı Hadi Salihoğlu ile bir görüşme yaptı. Görüşmenin sonrasında adliye önünde basın açıklaması yapan Kocasakal, “Çevik kuvvetin içinde bulunan bir memurun ‘baro başkanıysa baro başkanı’ diyerek üzerimize yürüdüğünü bizzat tanık oldum. Eğer hâkim ve savcıya bu muamele yapılmayıp ki yapılsa buna da tepki gösteririm, avukata yöneliyorsa bu kabul edilemez. Bu sorunun köklü çözümü için pazartesi öğleden sonra bir görüşme yapılacak. Başsavcılığın kontrolünde olan bir adliyede polisin darp etmesi kabul edilemez. Gerekli hukuki işlemi yapacağız. Bu durum bütün yargı camiasına yapılmış kabul edilmelidir” dedi.

Eylem var

Kocasakal, önümüzdeki hafta gerekli tepkiyi ve birlikteliklerini göstermek adına bir araya geleceklerini aktararak, “Burada artık öyle görünüyor ki sadece başsavcılığın iradesi değil daha üstlerden yukarılardan bazı iradelerin emirlerinin geldiği anlaşılıyor. Biz eşitlik temeli istiyoruz. Hâkim ve savcıyı da bu şekilde geçiriyorsanız buyurun geçirin. Ancak sadece avukatı potansiyel bir suçlu gibi gören bu uygulama ve anlayışı kabul etmemiz mümkün değil” diye konuştu.