Savcım kocamı eve getir
Aile İçi Şiddet Bürosu'nda zaman zaman trajikomik diyaloglar da yaşanıyor.
cumhuriyet.com.trTürkiye’de ilk kez Ankara’da kurulan Aile İçi Şiddet Bürosu’nda görev yapan savcılar, her gün onlarcasını dinlediği mağdur kadınlarla zaman zaman komik, şaşırtan ve dramatik diyaloglar da yaşıyor. Örneğin kocasını şikâyet ettikten bir süre sonra yeniden savcıya gelen mağdur kadın, “Eşim mum gibi oldu” diyerek şikâyeti geri çekmek istediğini söylüyor. Polis eşini 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde şikâyet eden bir kadın ise “Sayın savcım, bugün polis günü. Ona bir jest yapıp şikâyetimi geri almak istiyorum. Ne olur siz de bir jest yapıp soruşturmayı kapatın” diyor. Savcıya derdini anlatıp rahatlayan ve “Size sarılabilir miyim” diyen mağdurlar da varken “Kocamı eve geri getir” başvurusuna olumsuz yanıt alması üzerine savcıya, “Evden uzaklaştırmayı biliyorsunuz da eve getirmeyi mi bilmiyorsunuz” biçiminde yakınan da...
Büronun görünmeyen yüzü
İşlemleri yapılırken fotokopi çektirmek için giden bir annenin pusetteki bebeğini bırakabilecek kimsesi olmaması yüzünden emanet olarak savcıya bırakması veya bazen annesinin babası hakkında yaptığı şikâyeti dinlerken “Babam öyle birisi değil, hadi gidelim anne” diyerek utanıp annesinin elini çekiştiren çocuğu oyuncakla teselli etmek ise işin bir başka yüzü. Büroda görevli savcılar Özlem Şimşek, Emine Avcıoğlu, Metin Serhantaş ve Gökay Aktaş, adliyenin yeni dergisi Başkent Bakış’ta “büronun görünmeyen yüzü”nü trajikomik bir dille anlattı.