"Savaşın kıyısında darbe nasıl planlayalım?"

Balyoz Harekat Planı davasında savunmasını yapan tutuksuz sanık emekli Hava İstihbarat Kurmay Kıdemli Albay Ali Tarık Akça darbe teşebbüsü suçlamasının yapıldığı 2002-2003 tarihinde ABD’nin Irak operasyonunun gündemde olduğuna dikkat çekti.

cumhuriyet.com.tr

Birinci Ordu Komutanlığı’nda 5-7 Mart 2003 tarihlerinde seminer görümünü arkasında Balyoz Darbe Planı yapıldığına ilişkin davanın 71. duruşması gerçekleştirildi. İstanbul 10.Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Silivri Cezaevi bitişiğindeki duruşma salonunda görülen davada tutuksuz sanıkların savunmaları alındı.Suç isnat edilen 2000-2003 tarihinde Genelkurmay İstihbarat Başkanlığı’nda Cari İstihbarat Şube Müdürü olan ve ABD ile yürütülen Irak müzakerelerinde İstihbarat Başkanlığı Koordinatörlüğü görevini yürüten emekli albay Ali Tarık Akça savunmasında “darbe teşebbüsü” iddiaların reddetti.

Irak Operasyonu

“Eylül 2002’den haziran 2003’e kadar olan dönemde TSK bütün unsunlarıyla ve özellikle karargahlarıyla, komuta kademesiyle Irak krizine angaje olmuştur” diyen Akça şöyle devam etti:
“Bu krizde TSK devletin diğer kurumları, Dışişleri Bakanlığı, MİT, İçişleri Bakanlığı gibi diğer unsurlarıyla birlikte görev yapmıştır. Bu dönem Türkiye Cumhuriyeti tarihindeki olağanüstü birkaç durumdan birisidir. Benim de meslek hayatımda yaşadıım en yoğun dönemdir. Türkiye Cumhuriyeti harbin kıyısına kadar gelmiştir. Hatta 1 Mart tezkeresi kabul edilmese de harbi bizzat yaşamıştır. TSK’nin komuta kademesinin bütün unsurlarıyla topyekün harbe hazırlandığı günlerdir. Benim bir şube müdürü olarak komuta kademesinin birlikte harbe girmekte olduğu hükümete karşı darbe hazırlığı içinde olmam mümkün müdür?”

MP-5 ile koramiral tutuklanır mı?

Tutuksuz sanık emekli Deniz Kurmay Kıdemli Albay Aşkın Öztürk, suçlama yapılan tarihte Kurtarma Grup Komutanlığı’nda olduğuna dikkat çekerek “Egemenlik alanım dışında, üçüncü bir kişiden elde edilen, hukuki delil niteliği taşımayan sanal verilere dayanan ve hiçbir maddi delil/unsur ile desteklenmeyen hakkımdaki iddaları kabul etmiyor, hepsini şiddetle reddediyorum” dedi.Sanık Aşkın Öztürk “Ek.tefrik.doc” adlı sanal veriye dayanılarak “Kendisine MP-5 makineli tabanca teslim edildiği ve darbeye tepki gösterebilecek dönemin Kuzey Deniz Saha Komutanı Altaç Atılan’ı tevkif etmekle görevlendirildiği” suçlamasının yapıldığına dikkat çekti. Öztürk, Kuzey Deniz Saha Komutanı’nı tutuklayacağı iddiasını şu sözlerle reddetti:
“Görev yerime yaklaşık 35 kilometre uzakta bulunan Kuzey Deniz Saha Komutanı’nı tevkif ile görevlendirilmem, bir de elimde sözde MP-5 tabanca olacağı düşünüldüğünde, ne kadar uygun bir hal tarzıdır? En az 30 personel tarafından, üstelik bana verildiği iddia edilen tabancadan çok daha yüksek ateş gücüne sahip tüfekler ile korunurken, benim Kuzey Deniz Saha Komutanı’nı tevkif edebilme olasılığım var mıdır?”

Kirli senaryo

Emekli Albay Öztürk savunmasını “Bu kirli senaryoları hazırlayan komplo çetesinin ortaya çıkarılarak, adalet önünde hesap vermesini talep ediyorum” sözleriyle tamamladı.

Google’da arama

Emekli Albay Aşkın Öztürk’ün avukatı Nevzat Güleşen, kendisinin rızası dışında bazı sanal kayıtlarda isminin yazılı olması nedeniyle müvekilinin suçlandığını ifade ederek “Müvekkilim bu iddialarda pasif süjedir” dedi. İnternette “Google” adlı arama motoruna Mahkeme Başkanı Ömer Diken ve üye hakim Ali Efendi Peksak’ın adı yazıldığında milyonlarca yazı çıktığını, hatta fotoğraflarının internette yer aldığını anlatarak “Yani siz de pasif süjesiniz. Bu yazılar nedeniyle suçlanabilir misiniz” diye konuştu.Nevzat Güleşen “İddianamede isimsiz ihbar mektuplarına” itibar edildiğine dikkat çekerek “Yasa ve yönetmeliklere göre kamu görevlileri hakkında isimsiz açık adları ve adresleri yazılı olmayan ihbarların değerledirilemeyeceğine” dikkat çekti. Başkan Ömer Diken ise araya girerek “Ama 160. madde var. Cumhuriyet Savcısı, her ihbarı değerlendirmek zorundadır. Hatta çarşıda pazarda gezerken duyduğu bir konuyu dahi araştırmak zorundadır. Savcı ‘acaba organize bir suç var mıdır, korkudan mı şikayet edilmemiştir’ diye soruşturur. İhbarcının isimi yok diye ihbarı bir kenara atmaz. Sizin söylediğiniz şahıslara yönelik suçlamalarla ilgilidir. Kamu adına açılan davalarda değil” diye açıklama yaptı. Avukat Güleşen Gölcük Donanma Komutanlığı Askeri Savcılığı’nın ihbar mektuplarıyla ilgili “takipsizlik” kararı verdiğini kaydetti. Güleşen 18. yüzyılda Almanya’da bir köylünün, kendisine haksızlı eden krala sözlerine gönderme yaparak “Berlin’de hakimler, Gölcük’te savcılar var” diye konuştu.Başkan Ömer Diken ise “Türkiye’nin her yerinde hakim ve savcılar var. ‘Beşiktaş Adliyesi’nde hakim ve savcılar yok mu’ demek istiyorsunuz” diye sordu. Nevzat Güleşen “Öyle demek istemiyorum ama biz kıblemizi Gölcük’te askeri savcıya döndük” diye konuştu.

Duruşmada tutuksuz yargılanan Adem Ceylan, Canatan Turgut ve Murat Dülek’in savunmaları alındı.