'Savaş çıkarmak gibi derdimiz yok'

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Suriye ile yaşanan krizle ilgili olarak, "Bizler bu bölgede sadece barış, güvenlik istiyoruz. Bizim derdimiz bu. Bizim asla savaş çıkarmak gibi bir derdimiz olamaz" dedi.

cumhuriyet.com.tr

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile İran Cumhurbaşkanı 1. Yardımcısı Muhammed Rıza Rahimi, Başbakanlık Merkez Bina'daki görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. Erdoğan, toplantıda, dün Akçakale'de meydana gelen olayda hayatlarını kaybeden yurttaşlara Allah'tan rahmet, tüm yakınlarına sabır, Türk milletine de başsağlığı diledi.

Akçakale'de dün yaşanan olayı bir ülkede yaşanan çatışmanın sınır ötesini de etkilemesi gibi sıradan bir hadise olarak telakki edemeyeceklerini söyleyen Erdoğan, şöyle devam etti:
''Bildiğiniz gibi, dün akşam yoğun bir çalışma, yoğun bir değerlendirmeyle gerek Genelkurmay Başkanım, ilgili Genelkurmay'dan arkadaşlarımız, Başbakan Yardımcım, Dışişleri Bakanım, Adalet Bakanım, İçişleri Bakanım, ilgili müsteşar arkadaşlarımız hep birlikte geç saatlere kadar çalışmalarımızı sürdürdük. Tabii burada ulusal güvenliğimize yönelik bu saldırıya, bu provokasyona, olayın hemen akabinde misliyle karşılık verilmiş, belirli hedeflerin vurulması yoluna gidilmiştir. Şunu burada özet olarak ifade etmek istiyorum, bunun bilinmesinde fayda var, Suriye tarafından ülkemize yapılan bu saldırı ilk değildir. Daha önce ne yazık ki 7 kez aynı şekilde bu tür saldırılar oldu. Onlarda herhangi bir can kaybı olmaması, bir tanesi hariç, diğerleri boş alana düşmesi hasebiyle, bir tanesi yine yola düştü fakat can kaybı olmadı, binalarda tahribatlar meydana geldi. Ama bu art arda gelen top mermileri sebebiyle Akçakale'deki o bölgede, sınıra yakın bölgede vatandaşlarımızı taşımak zorunda kaldık ve biz bunlara hep sabırla göğüs gerdik.''

''Görüşülen her ülke bu saldırıyı şiddetle kınamıştır''

Verdikleri notaya rağmen Suriye'nin bu konuda herhangi bir geri adım atmadığını anlatan Erdoğan, ''Basit bir bahanesi vardı, bahane de şu, 'Biz bunu asilere karşı yapıyoruz. Tabii ülkesinde direniş mücadelesi veren muhalif güçler var. Suriye rejimi bunu asiler olarak değerlendirebilir, bizim de bakışımız daha farklı olabilir. Nitekim biz tabii Suriye rejiminin baktığı gibi bakmıyoruz ve onlara mazlum olarak bakıyoruz, mağdur olarak bakıyoruz. Çünkü 30 bin insanın öldürüldüğü bir ülkede, sadece bizim ülkemizde şu anda 100 bin sığınmacı var. Bir o kadar Lübnan'da var. Daha fazlası Ürdün'de var. Ülke içinde ise 2.5 milyon şu anda adeta evlerinden, yurtlarından çıkmış, göçmen durumunda olan kendi halkı var. Böyle bir yapı'' diye konuştu.

Bütün bu tabloya karşı dün atılan top mermisinin, 5 Türk yurttaşının ölümüne neden olduğunu dile getiren Erdoğan, ''Bir polisimiz ağır, 11 ayrıca vatandaşımız ki 2'si bunların da yine polis, şu anda yaralı, onlara da Allah'tan şifalar diliyorum'' dedi.

Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:
''Yoğun bir şekilde önce biz uluslararası hukukta yerimizi güçlendirmek için başta Dışişleri Bakanım olmak üzere bütün ilgili arkadaşlarımız yoğun bir şekilde çalışmalarını sürdürdüler. Gerek Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri, Güvenlik Konseyi'nin daimi ve geçici üyeleri olmak üzere hepsi arandı. Bunun yanında Birleşmiş Milletler ve Arap Ligi'nin şu anda özel temsilcisi olan Rahimi aynı şekilde arandı. Kendisiyle defaatle görüşmeler yapıldı. Bu arada NATO Genel Sekreteri arandı, kendileri, olağanüstü, NATO büyükelçileri toplantıya çağrıldı ve bu toplantıdan da bizim göndermiş olduğumuz kendilerine, biz bu tür bir metin bekliyoruz ve bu metin de NATO'dan aynı şekilde oy birliğiyle geçti. Bu arada biz BM Güvenlik Konseyi'nin de hemen süratle adım atmasını istedik, onlar da çalışmalarını sürdürüyorlar. Bu saldırıyı kınamaları noktasında görüşülen her ülke bu saldırıyı şiddetle kınamıştır, kınamaya da devam etmektedirler ve biz de bu süreci bu şekilde devam ettiriyoruz.''


''Bugün bir tane top mermisi de Hatay Altınözü'ne düştü''

''Bizler bu bölgede sadece barış, güvenlik istiyoruz. Bizim derdimiz bu. Bizim asla savaş çıkarmak gibi bir derdimiz olamaz'' diyen Erdoğan, ''Savaşın getirdiği neticeler Irak'ta ortadadır, Afganistan'da ortadadır ve şu kısa sürede Suriye'de 1.5 yıl içindeki bedel ortadadır. Buna bizim 'evet' dememiz zaten mümkün değil. Biz bunun için süratle durdurulmasını istiyoruz. Çok açık net söylüyorum, ben Rahimi kardeşime de söyledim. Şahsımın, tüm teşkilattaki arkadaşlarım, hepsinin şu anda, bizim yüreklerimiz yanıyor, ciğerlerimiz dağlanıyor. Çünkü burada bu insanların bu şekilde öldürülmesine, bir Müslüman'ın bir Müslüman kardeşini bu şekilde katletmesine tahammül edemeyiz'' ifadelerini kullandı.

Bunun bir zulüm olduğunu ve zalimlerin yanında yer alamayacaklarını belirten Erdoğan, şunları söyledi:
''Bu konudaki tutumumuz asla değişmeyecektir. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını ve sınırlarını korumaya muktedir bir devlettir. Hiç kimse, hiçbir ülke bizim bu husustaki kararlılığımızı da test etmeye kalkmasın. Bakın bütün bu olaylardan sonra yine bugün bir tane top mermisi de Hatay Altınözü'ne düştü. Şimdi bir taraftan kazaen oldu deniliyor, hataen oldu deniliyor, öbür taraftan bugün yine aynı şey oluyor. Bu nasıl kazadır, bir kere kaza, iki kere kaza, üç kere kaza, dört kaza, beş kaza, altı kaza, yedi kaza, sekiz kaza, nasıl oluyor bu iş? Onun için biz tüm dostlarımızı da bu konuda hassas olmaya davet ediyoruz.''

''Meclis'te bu sabah kabul edilen yetki tezkeresinin esas amacı da caydırıcılığımızı tahkimdir'' diyen Erdoğan, ''Malumunuz, savaş ve çatışmaları engellemenin en önemli araçlarından biri de etkin caydırıcılıktır. İşte şu anda TBMM'nin içerisinde bu tezkereyi destekleyenler olmuştur, bir de bu tezkerenin karşısında direnenler olmuştur. Ama bu tezkerenin karşısında direnenler, tarihe bunun hesabını veremeyeceklerdir. Ve biz de tabii ki meydanlarda halkımıza bu tezkereye karşı direnenleri çok açık, net herkese anlatacağız'' şeklinde konuştu.

''Güvenliği açıkça tehdit eder hale gelmesi endişe verici''

Suriye'deki krizin bölgesel barış ve güvenliği açıkça tehdit eder hale gelmesinin endişe verici olduğuna işaret eden Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı:
''Bunun nasıl çözüleceği noktasında da İran ile müşterek çalışmalar içindeyiz. Bu çalışmaları daha da yoğunlaştırmak suretiyle ne gibi adımlar atacağımız noktasında ben Dışişleri Bakanımı zaten talimatlandırdım. Aynı şekilde İran, kendi Dışişleri Bakanını talimatlandırmış durumda. Dışişleri Bakanlarımızın kendi aralarında zaten bu konuyla ilgili görüşmeleri devam ediyor. Bundan sonra da aynı şekilde bunun farklı bir yoğunlukta devam edeceği kanaatindeyim. Fakat bizim artık süratle buradan bir netice çıkarmamız inanıyorum ki çok çok büyük önem arz ediyor.
Bugün yaptığımız bu yoğun, karşılıklı toplantılarımız da bakan arkadaşlarımız, ilgili diğer birimler var bakanların dışında. Onların karşılıklı olarak sektörel bazda yaptıkları görüşmeler, bunlar yarın da devam edecek ve bu şekilde Türkiye-İran arasındaki bu heyetler arasındaki görüşmeyi de inşallah en verimli şekilde, en güzel şekilde neticelendireceğiz ve enerji konusunda da yine değerli kardeşimle biraz sonra akşam yemeğinde görüşmelerimizi devam ettireceğiz.''