Sattığınız petrol tüm Iraklıların
Ankara’da temaslarda bulunan Irak Dışişleri Bakanı Caferi, Kuzey Irak petrollerinin satışından elde edilen ve Türk bankalarında olduğu belirtilen paraları ilerleyen süreçte gündeme getireceklerini söyledi
Erdem Gül / CumhuriyetBakanı İbrahim Caferi, Kuzey Irak petrollerinin satışından elde edilen ve Türkiye bankalarında olduğu belirtilen paraların gündemlerinde olduğunu söyledi. Caferi, “Petrol, Irak’ın milli servetidir ve tüm Iraklılara aittir. Petrol satışından elde edilmiş gelirler emin eldedir. Bu ziyaretimiz sırasında değinmedik ama bu değinmeyeceğiz anlamına gelmiyor. Türkiye ile daha sonra yapılacak görüşmelerde ele alınacak konuların başında bu gelmektedir” dedi. Caferi, Kürt bölgesinin de Irak’ın iç işi olduğunu söyledi.
Caferi, bir grup gazeteciyle bir araya gelerek Ankara’da 3 gündür sürdürdüğü görüşmelerle ilgili bilgi verdi ve soruları yanıtladı. Caferi’nin açıklamaları şöyle:
Petrol parası gündemimizde: (Kuzey Irak petrollerinin satışından elde edilen paraların Türk bankasında bloke edilmesi konusunda) Eminiz ki petrol satışından elde edilen gelirler emin ellerdedir. Türkiye ile bu ziyaretimizde petrol parası konusunu ele almadık. Ama bu daha sonra bu konuyu ele almayacağımız anlamına gelmez. Daha sonra Türkiye ile birçok konuyu ele alan görüşmeler yapacağız. Bu konu bu görüşmelerde ele alacağımız konuların başında geliyor.
Petrol tüm Iraklılarındır: Bu, bir bölgesel mesele değil Irak’ın iç meselesidir. Biz Irak’ta anayasa çerçevesinde hareket etmeliyiz. Irak’la Türkiye arasında bir kriz sözkonusu değil. O dönemde petrolle ilgili sıkıntı oldu. Ama biz bu meseleyi geçmişte olmuş bitmiş olarak görüyoruz. Türkiye ile yeni bir sayfa açacağız.
Kürt yönetimiyle çözeceğiz: Petrol konusu iç meselemizdir. Bu meseleyi Kürt yönetimiyle de anayasal çerçeve içinde çözeceğiz. Normalde petrol gelirlerinin sadece dağıtılması değil, dağıtılmasına ilişkin mekanizmalar da anayasamızda düzenlenmiştir. Merkezi hükümetin yetkisindedir. Türkiye ile istisnai bir olay olmuştur geçmişte. Ama bu kural değildir. Türkiye komşumuz olan, büyük ve değer verdiğimiz bir ülkedir. Kürt bölgesiyle olan mesele ise iç meselemizdir. Bunu biz ulusal çerçeve içinde ele alıyoruz. Evet, belli bazı sorunlarımız var ama bu sorunlarımızı Irak’ın ulusal çerçevesi içinde ele almaktayız ve o doğrultuda sorunlarımızı çözmekteyiz.
Peşmergenin Kobani’ye geçişi: Güvenlik bölünemez. Aynı şekilde terörizm de bölünemez. Gerek Irak Silahlı Kuvvetleri gerekse onun şemsiyesi altında görev ifa eden bütün güvenlik birimleri herhangi bir görev üstlendikleri zaman merkezi hükümetin kararıyla bunu yapmaları gerekmektedir. Bilindiği üzere başbakanların iki görevi bulunmaktadır. Bir tanesi bakanlar kuruluna başkanlık yapmak, ikincisi ise silahlı kuvvetler komutanlığını üstlenmek. Başbakan, bu sorumlulukları çerçevesinde silahlı kuvvetleri hareketlendirebilir, onlara emir verebilir fakat bunu tıpkı Musul’da olduğu gibi sadece olağanüstü durumlarda yapar. Onun ötesinde bir savaş söz konusu olduğu zaman muhakkak parlamentoya da başvurulması gerekmektedir.
Türkiye ile askeri anlaşma yapmadık: Ziyaretimiz sırasında Türkiye ile silah satışı ve güvenlikle ilgili bir anlaşma yapmış değiliz. Irak’ın güvenliği için istediğimiz ülke ile anlaşma yapmamızın önünde bir engel yoktur. Ama biz topraklarımızda üs ve yabancı hiçbir asker istemiyoruz. Uluslararası dünyadan IŞİD’le mücadele konusunda sadece eğitim ve donatım desteği istiyoruz.
Türkiye bizim kapımız: Türkiye coğrafi ve tarihi açıdan bizim için kapı niteliğinde. Irak’ın petrol ve doğalgazı Türkiye üzerinden Avrupa’ya satabileceğini, Türkiye’nin geçiş ülkesi olabileceğini düşünüyoruz.