'Satılan buzdolabı sayısına değil içine bak'

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ekonomideki son gelişmelerin kaygı verici olduğunu belirterek, "Başbakan Erdoğan'ın satılan buzdolabı sayısından önce, içine konulacak gıda maddelerinin miktar ve fiyatına bakması, bununla ilgili bir itirafta bulunması daha makul, mantıklı ve insaflı olacaktır" dedi.

cumhuriyet.com.tr

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "ekonomideki son gelişmeler" hakkında yazılı bir açıklama yaptı. 2011 yılının, "sanal başarı hikâyeleri, sözde rekor kıran büyüme verileri, iddialı sözler ve ekonomik parametrelerin gürültü koparan takdimleri" ile geçtiğini ileri süren Bahçeli, üzeri örtülen gerçekler ve ötelenen istikrarsızlıkların artık belirginleşmeye ve vatandaşları tedirgin etmeye başladığını savundu. Bütün göstergelerin 2012 yılının zor geçeceğini gösterdiğini kaydeden Bahçeli, Merkez Bankası'nın döviz fiyatlarındaki artışı frenlemek amacıyla yaptığı müdahalenin önümüzdeki süreçte tam bir döngüye yol açacağını, pusuda bekleyen faiz lobisine gün doğacağını savundu.

Adı konulmamış bir devalüasyonun talihsiz ve sıkıntı veren sonuçlarına maruz kalan vatandaşların artan döviz fiyatlarından dolayı daha da bunalıp artacak hayat pahalılığı nedeniyle feryatlarının yükseleceğini söyleyen Bahçeli, "Bu nedenle, Başbakan Erdoğan'ın satılan buzdolabı sayısından önce, içine konulacak gıda maddelerinin miktar ve fiyatına bakması, bununla ilgili bir itiraf da bulunması daha makul, mantıklı ve insaflı olacaktır" dedi.
 

'Hormonlu ekonomik büyüme'

Enflasyonun 10.45 oranıyla çift haneye ulaşmasının ekonomideki tüm denge ve ayarları cepheden tehdit ederek çarşı ve pazarlarda infiale yol açtığını kaydeden Bahçeli, "Tehlike alarmını çoktandır çalan cari açık, sürekli ivme kazanan ithalat, tüketime ve sıcak para girişine dayanan hormonlu ekonomik büyüme önümüzdeki en ciddi sorun alanları olarak dikkat çekmektedir" dedi.

Hükümetin başarı, gelişme, iyileşme ve fark yaratma olarak tanımladığı temelsiz, yönsüz ve günlük hayattan kopuk ekonomik performansın vatandaşa refah getirmediğini ifade eden Bahçeli şunları söyledi: "Geçtiğimiz yılın Ocak-Eylül döneminde ortalama yüzde 9.6 olarak gerçekleşen ekonomik büyüme, aynı oranda ve hızda toplumsal bünyeye sirayet etmemiş, dertlere deva olmamıştır. Bu kapsamda yüzde 8.8'e düştüğü iddia edilen işsizlik oranı, gerçekte iş bulmaktan umudunu kaybeden vatandaşlarımızın hesaba katılmasıyla yüzde 15.4 oranına çıkmakta ve toplam işsiz sayısı da 4 milyonu aşmaktadır. Üretim gücü zafiyet içinde bulunan, başkalarının tasarruflarıyla ayakta kalan bir ekonomik sistemin 2012 yılındaki riskleri göğüslemesi, bolluk ve bereket getirmesi neredeyse imkânsız bir hal almıştır."

Önümüzdeki süreçte düşen büyüme, artan borç miktarı, fırlayan enflasyon ve cari açığın finansman zorluklarının milleti daha da sıkıntıya sokacağını belirten Bahçeli,
"Gerçeklerin bastırılmasıyla ve hamasetten medet uman vizyonsuzlukla Türkiye ekonomisi sonunda karanlık bir aşamanın sınırına dayanmıştır. Avrupa Birliği ülkelerindeki kriz yumağı ve küresel düzlemdeki sarsıntılar ekonomideki yapısal hastalıklarla tam olarak üst üste çakıştığı takdirde ortaya çıkacak ağır neticeler herkese fatura edilecek ve toplumsal yapı yangın yerine dönecektir" dedi.
 

'İntibak işlemleri bir an önce tamamlansın'

Gelir ve tasarrufları arttırıcı önlemlere, üretimi ve yatırımı teşvik eden kararlı hamlelere ihtiyaç olduğunu kaydeden Bahçeli, özellikle dar ve sabit gelirli yurttaşlarımızı emniyete alacak ve onları rahata kavuşturacak niyet ve politikaların bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğini söyledi. Bahçeli bunun için yapılması gerekenleri şöyle sıraladı: "Geçim zorluklarını ileri derecede yaşayan emeklilerimizin merakla beklediği intibak işlemlerinin bir an önce ve geniş kapsamlı bir şekilde yasalaştırılması gerekmektedir. Bu durumdan emeklilerimizin hepsi faydalanmalı, hiç olmazsa ekonomik problemler karşısında biraz nefes almaları temin edilmelidir. Memurumuzu, işçimizi, esnafımızı ve çiftçimizi enflasyon ateşi altında bırakmadan hayat standartlarını iyileştirecek tedbirlerin gecikmeksizin sağlanması bir mecburiyet halini almıştır."