Sarraf'ın adamı mahkemede anlattı... "Biz devletin adamıyız, açıklarını kapatıyoruz"
17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonununda hakkında zorla getirme kararı çıkarılan duruşmada Rıza Sarraf’ın kuryesi Adem Karahan’ın sözleri davaya damgasını vurdu.
CHA17-25 Aralık yolsuzluk soruşturmalarında adı geçen Rıza Sarraf, şantajla kendisinden para istendiği gerekçesiyle suç duyurusunda bulunmuştu. Sarraf'ın şikayeti üzerine eski Emniyet Müdürü Orhan İnce ve Gazeteci Kamil Maman'ın da aralarında bulunduğu 6 kişi hakkında dava açılmıştı.
Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’ndeki 34. Asliye Ceza Mahkemesi’nde davanın ikinci duruşması görüldü. Duruşmaya, müşteki Reza Zarrab ve raporlu olan sanık Orhan İnce katılmadı.
ADEM KARAHAN: REZA ZARRAB BANA ‘BİZ DEVLETİN ADAMIYIZ’ DEDİ
Duruşmada sanık olarak hazır bulunan Adem Karahan Zarrab için 7 yıl çalıştığını ve Sarraf'ın üzerine şirketler açtığını söyledi. Karahan, “Ben Rıza Sarraf’ın yanında 2006’dan 2013’e kadar çalıştım ama şimdi ters düştüğümüz için bunu inkar ediyor. 2013’ten sonra ‘git kardeşim evine otur aylık maaşını sana biz göndeririz’ dedi. 2015’ten sonra bana maaş vermemeye başladı. Çünkü benimle ters düştüğü için vermedi. Neden çünkü 17 Aralık davasında Rıza’nın adı çıktığı için. Ben Rıza Sarraf’ın yanında çalışıyordum. Başka bir işim yok üzerime şirketleri vardı. 5 bin TL alıyordum. Sigortam falan yok. Paramı bankadan alıyordum. Benim üzerime şirket açan Sarraf, ‘Biz devletin adamıyız. Devletin açıklarını kapatıyoruz. Sen de bir yönden devlet adamısın. Sana bir şey olursa siyaseten her türlü seni kurtarırım. Siyasetin kurtaramadığı yerde ben seni paramla kurtarırım' dedi. Ama beni sattı.” ifadelerini kullandı.
BEN SARRAF’IN 7 YIL EKMEĞİNİ YEDİM
Ben şantaj suçlamasını kabul etmediğini belirten Karahan gazeteci Kamil Mamanı tanımadığını kaydetti. Karahan, “Ben zaten paramı ondan alıyordum niye yanında çalıştığım, ekmeğini yediğim adamdan şantaj yoluyla para alıyım? Ben Kamil Maman’ı tanımıyorum. Hiç görmedim. 7 Ekim 2013’te beni aradı, ‘işte böyle bir haber var elimde’ dedi. Ben de görüş vermedim. Çünkü Rıza’nın adamıydım. Onu nasıl satıyım. Ben onun ekmeğini yedim. Onu satmadım ama şimdi o beni sattı. 7 yıl Rıza’nın yanında çalıştım kimsenin ona şantaj ettiğini duymadım” şeklinde konuştu.
Sanık Kamil Maman ise şu ifadeleri kullandı: “Ben adliye muhabiriyim. Savcının yanına geldim savcı, ‘bu olayın seninle bir ilgisi yok. Sadece tanık olarak bilgine başvuracağız’ dedi. Ama bir anda kendimi bu davanın sanığı olarak görüyorum. Sabah gazetesinde çıkan bir haberden sonra dosyaya eklendiğimi gördüm. Ben yaptığım bütün görüşmelerin HTS kayıtlarına bakılmasını istiyorum. Konu bana geldiği zaman haberi yapmak için gazeteye gittim. Genel Yayın Yönetmenimiz Erhan Başyurt ile görüştüm. Ama bu haberi biraz daha araştırmam istenildi. Bende bu şahısları telefonla arayarak bilgi almak istedim benim olayım bundan ibaret. Ben bir muhabirim haberi yayınlayıp veya yayınlamama gibi bir yetkim yok. Reza ise bütün kabineyi arkasına almış ben ona nasıl şantaj yapayım ki. Reza benim haberimin yayınlanmaması için çok uğraştı. 17 Aralık’ın ses kayıtları belli bunlar yargılanmıyor. Benim para istediğime dair bir delil, bilgi hiç bir şey olamamasına rağmen burada yargılanıyorum. Ben bunu kabul etmiyorum.”
Kamil Maman’ın avukatı Kadir Kökten, Ercan Gün, Muammer Güler, Erkan Acar, Kazım Albayrak ile sanık şerefin savunmasında adı geçen Coşkun Şen ve Yüksel Aslan ile Zafer Çağlayan’ın tanık olarak dinlenmesini talep ederek Zarrab’ın bir dahaki duruşmaya zorla getirilmesini istedi. Sanık avukatlarının hepsi Zarrab’ın bir dahaki duruşmada hazır bulunmasını talep etti. Mahkeme, usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmaya gelmeyen ve mazeret de bildirmeyen Zarrab hakkında zorla getirme kararı verdi. Mahkeme, duruşmayı 3 Haziran’a erteledi.