Şarbon çaresizliği: Aşı var, önlem yok

Ankara, Sivas’tan sonra İstanbul’da da şarbon alarmı başladı. Silivri’de dört köye hayvan giriş-çıkışı yasaklandı, aşılama çalışmaları sürüyor. Şarbon görülen bölgelerden hayvan ticareti ise sürüyor.

Hazal Ocak
<video:1071231>

Bakırköy Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne 22 kişinin “şarbon” şüphesiyle başvurması; Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde 9 kişinin karantina altına alınmasının ardından “şarbon” vakası görülen Silivri’deyiz. Çanta, Çeltik, Seymen, Değirmenköy ve Gümüşyaka köyleri alarmda. Köylere hayvan giriş ve çıkışları yasak. Bölge sakinleri hastalıktan habersiz, öğrenenler ise hastalık hakkında bilgi sahibi değil. Yüzlerce hayvan İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü tarafından aşılanıyor. Hayvanları aşılanan köylüler iktidara çağrı yaparak “Onlar bizim her şeyimiz. Gözümüzden bile sakınıyoruz. Ekmek paramız. Hastalık bulaşsın ister miyiz? Ne olur böyle hastalıklı yerden hayvan getirmesinler” diyor.

Silivri Çantaköy’e girer girmez jandarma ekiplerini görüyoruz. “Şarbon” tespit edilen hayvanın satıldığı köy burası. Bölge sakinleri ve komşular durumdan habersiz. Köy kahvesinde oturanlar ise olayın köyde önceki gün duyulduğunu anlatıyor. Hayvanın sahibi gazetecilerin sorularından yorulmuş. Sorularımızı komşuları yanıtlıyor. Komşular, “Kurban Bayramı’nda hayvanı satıyorlar. Bağcılar mevkisinde kesilmiş. Bu köyde kimse rahatsızlanmadı. Bu hayvanın kesilmesinin üzerinden en az 15 gün geçti. ‘Bu hastalığın etkisi 9 gün’ diyorlar. Sahibi de hayvanın şarbonlu olduğunu bilemezdi. Kapı komşusuyuz, daha bu sabah duyduk olayı. Hayvancılık yapan herkes gibi o da ekmek parası için uğraşıyor. İster mi birilerine zarar gelsin” diye konuşuyor. 5 köyde gün içerisinde “Bölgemizde şarbon hastalığı tespiti olduğundan besicilerin büyükbaş hayvanlarını dışarı salmaması ve aşı yapılacağı duyurulur” şeklinde anons yapılıyor...

İthalat değil destek

Aşılama yapılan hayvanların bulunduğu köyleri gezmeye başlıyoruz. Çanta köyünde 66 yaşındaki Ramiz Çabukel bize ahırını gezdiriyor. Kendisini bildi bileli hayvancılık yaptığını anlatıyor. 30 tane hayvanı var ve geçimini de bu işten sağlıyor. Hayvanlarının aşılaması dün sabah erken saatlerde yapılmış. Hayvanlara senede 6 kez aşı yapıldığını belirten Çabukel şöyle devam ediyor:
“Buraya yeni gelen hayvanlar aşısız oluyor ve onlarda hastalık çıkıyor. 66 yıldır buradayım. Geçimimi hayvancılıkla sağlıyorum. 3 çocuğumu böyle okuttum ben. Benim 350 hayvanım vardı, kaldı 30 tane. Neden? Devletin yanlış politikaları yüzünden. Yem 80 lira nasıl yaşayacağız? Nasıl barınacağız? Devlet dışarıdan hayvan ithal edeceğine bize destek versin. Devletin bu işe el atması lazım. Sayın bakan sadece şöyle böyle yapın demesin. Çiftçiyi desteklesinler. ”

'Yasak ama ilgilenen yok’

Çeltik köyüne doğru yola çıkıyoruz. Aşılama ekipleri ayaklarında sarı çizmeler, beyaz kıyafet ve maskelerle ahırlarda aşılama yapıyor. Aşılama yapılırken hiçbir önlemin alınmaması ise dikkat çekiyor. 56 yaşındaki Gürbüz Tavlı ise 10 senedir hayvancılıkla uğraşıyor, 50 tane hayvanı var. Hayvanları yeni aşılanan Tavlı şöyle konuşuyor: “Ekipler önce ayaklarını dezenfekte etti. Hayvanları bağladık. Aşıları yapıldı. Yine ayaklarını dezenfekte edip gittiler. Devlet büyüklerimizden bir ricam var. Hastalık olan yerlerden hayvan getirmesinler. Anadolu tarafından hayvan gelmesini yasakladılar ama yine de geliyor. Gidip ilgilenen yok. Benim hayvanlarıma bu hastalık bulaşırsa perişan oluruz. İnsanların borcu var, alacağı vereceği var, böyle bir hastalık olursa hayvanlar da biz de biteriz. Brezilya’dan getirilen hayvanlar için de ne desem boş. Yerli hayvan iyidir. Ben yerli hayvanı destekliyorum. Şimdi o kadar zor durumdayız her şeye zam yaptılar. Pahalılıktan hayvanlarımı satmayı düşündüğüm oluyor.”