Şanlıurfa'da petrol kirliliği
TMMOB Çevre Mühendisleri Odası, Şanlıurfa'da BOTAŞ'a ait Kerkük-Ceyhan-Yumurtalık Petrol Boru Hattı'nda meydana gelen kazanın ardından sızan ham petrolün yakılmasının ''tercih edilen bir temizleme ve bertaraf yöntemi olmadığını'' savundu.
cumhuriyet.com.trÇevre Mühendisleri Odası'ndan yapılan yazılı açıklamada, Şanlıurfa'dan geçen Kerkük-Ceyhan-Yumurtalık petrol boru hattında meydana gelen patlama sonrasında Atatürk Barajı Göleti Havzası'ndaki petrol kirliliğinin önüne geçmek için kıyı şeridinde ''kontrollü olarak yangın çıkarıldığı'' hatırlatıldı.
Açıklamada, bu tür kazalarda en yakındaki vanalar kapatılsa dahi boru içindeki petrolün akmaya devam edeceği belirtilerek, patlamanın meydana geldiği noktada ilk olarak petrol akışının kesilmesi ve çevreye yayılmasının önlenmesi gerektiği vurgulandı. 50-100 metre aralıklarla açılacak geniş çukurlarda biriktirilen ham petrolün vidanjör veya pompalarla çekilerek bölgeden uzaklaştırılması ve daha sonra bariyerlerle petrolün göl havzasına ulaşmasının engellenmesi gerektiğinin ifade edildiği açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
''Ham petrolle kirlenen yüzeylerin sıyrılarak alınması ve tehlikeli atık bertaraf tesislerinde depolanması ya da remidasyon (aerobik ortamda temiz toprakla sürekli havalandırılarak veya kimyasallarla temizlenerek) yapılması gerekmektedir. Bütün bunlara karşılık yakma işlemi tercih edilen bir 'temizleme ve bertaraf' yöntemi değildir. Bu yöntem topraktaki canlı organizmalara ve mineral yapısına zarar vermekle kalmaz petrolün yanması sonucunda oluşan emisyon hava kirliliğine neden olur, yakın çevredeki canlı yaşamını olumsuz etkiler. En büyük tehlike de bu yöntemde yangının yayılma riskidir.''
Açıklamada, Türkiye'de bu tür tehlikelerin yaşanmasının her zaman mümkün olduğu belirtildi ve enerji politikaları bir kez daha gözden geçirilerek önlemlerin artırılması istendi.