Bu bakımdan ülkemiz İslam “âleminde çölde bir vaha gibidir. Ancak ne yazık ki giderek bu idealist dönemin sona erdiğine şahit oluyoruz. Türkiye Sanat Kurumu (TÜSAK) kanun tasarısına göz atınca da, çok kritik bir devreye girdiğimizi de anlıyoruz. Türkiye 90 yıl süren olağanüstü çaba ile geldiği bu ileri noktadan Tanzimat devri, hatta III. Selim dönemi öncesine dönebilecek, ülkemiz büyük paralar ödenerek müzik festivallerimize davet edilen yabancı orkestra, şef ve solistlerle yetinmek zorunda kalacak, giderek, müzisyen ithal eden Körfez şeyhliklerine benzeyecektir. Öncelikle bu reformların muhafaza edilmesi ve ileri götürülmesi gerektiğinin bilincinde olmalıyız. Ünlü solist sanatçılarımızın da, büyük maddi beklentiler içinde olmadan, bu kurumlara konserlerinde yer alarak destek vermeleri gerekir. Uzun yıllardır büyük şehirlerimizdeki festivallere yurtdışından meşhur orkestralar ve solist sanatçıların getirilmesi için sponsor olan ticari kuruluşlarımızın Devlet Orkestra, Opera, Bale kuruluşlarını ve genç sanatçılarımızı da desteklemelerinin artık zamanı gelmiştir. 2015 yılının Cumhuriyetimizin müzik reformlarının ülkemize kazandırdıklarının kaybedildiği yıl olmaması dileğiyle.
(Piyano virtüözü) İdil BİRET