Sanatın birleştiren gücü
Birleşmiş Milletler (BM), “uluslararası barış ve güvenliğin korunması”, merkezi Cenevre olan dünyanın en büyük hükümetler arası kurumu. İkinci Dünya Savaşı’nın ardından “birlikten güç doğar” felsefesiyle 1945’te kuruldu.
Aslıhan Dağıstanlı Aysev(Cenevre)İnsan hakları, sürdürülebilir gelişme, uluslararası hukuk gibi konularda faaliyet gösteriyor. 75 yaşındaki BM’nin ev sahibesi Cenevre ise “multilateralismin” (Çok taraflılık) simgesi oluşunun 100. yıldönümünde.
Yıllar içinde küçük bir yapıdan, 193 üyesiyle dev bir organizasyona dönüşen BM, köklü kurumlara karşı güvensizliğin arttığı günümüzde, “tarafsızlığı” konusunda zaman zaman eleştiriliyor. Yeni tip koronavirüs (Covid-19) ile belirsizliğin rutine bindiği, uluslararası seyahatin kısıtlandığı, güvenlik, eşitlik, haklar gibi konuların tarihsel tavan yaptığı bir dönemde peki, insanlığı ne birleştirir?
Medeniyetler arasında barışı ve diyaloğu sağlamak için hangi yollar etkilidir? Şüphesiz sanat bu yollardan biri. BM de bu sebeple, yeni yaşını, pek çok farklı etkinliğin yanı sıra sanatın birleştirici gücüyle kutlamayı seçti.
Almanya, Rusya, İzlanda, İsrail, İtalya başta olmak üzere çeşitli ülkelerin desteğini alarak “Tout du Monde” (Bütün Dünya) isimli bir sergi ile özel koleksiyonunu sanatseverlerle buluşturdu.
2 BİNİ AŞKIN ESER
Ekvador’dan Kazakistan’a farklı tekniklerle çalışan sanatçıların insani değerleri, yorumladıkları 2 bini aşkın eser, pandemi şartlarının iyileştiği, toplu organizasyonların serbest bırakıldığı Cenevre’de, özlenilen günlere de umut olmayı hedefliyor.
BM’nin kendi binasının dışına ilk kez çıkarılan koleksiyon, Cenevre’nin kalbindeki D10 Art Space’de sergilenmekte. 23 Haziran’da yapılan açılışta, BM Cenevre Genel Direktörü Tatiana Valovaya’nın sözleri kayda değerdi: “Bu proje sanatın ortak anlayış, çok taraflı diplomasi ve dayanışma açısından ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Geleceğe ortak bir bakış açısıyla yaklaşmamızın önemini çiziyor...”
Valovaya şunları da sözlerine ekledi: “Özellikle sıkıntılı bir dönemin ardından, mesafeli olsa da normalleşen Cenevre’deki ilk toplu organizasyonun, BM’nin 75., çok taraflılığın 100. yılına denk getirilmesinin sembolik anlamı da büyük”.
Sergide dikkat çeken çalışmalar arasında Robert Rauschenberg’in sürdürülebilir malzemeler kullanarak, bilimden mimariye, müzikten edebiyata 21. yüzyılın insani değerlerini temel alan 21 eserinin sergilendiği bölüm de var.
Brezilyalı illüstratör Otávio Roth’un litografileriyle can verdiği insan haklarının 30 maddesi, insanlık gelişiminde kat edilen ve edilmekte olan mihenk taşlarını çarpıcı bir şekilde sunuyor. Diğer bir parça Norveçli gezgin, bilim insanı, diplomat Fridtjof Nansen’in resmedildiği Revold tablosu. Nansen, 1. Dünya Savaşı ardından ülkesiz kalanlar için “Nansen Pasaportu’ diye bilinen ve 50 ülkede geçerli bir sertifika çıkarmış ve 1922’de Nobel Barış Ödülü’ne layık görülmüştü.
Mimmo Rotella’nın Pax’i (Barış) ile Günther Ücker’in kaos ve düzen arasındaki ikilemi sorguladığı “çivili” panelleri de diğer çarpıcı eserler arasında. Pek çok sanatçının eserleriyle zengin BM koleksiyonu, insani değerlere farkındalığımızı artırırken tam da bu pandemi döneminde en ihtiyacımız olana işaret ediyor: İnsanlığı kurtaracak bir şey varsa evrensel birliktir. Sanatın varoluş nedeni sadece estetik değerler değildir çünkü. Bir yandan ruhumuzun en derin yaralarına merhem olurken öte yandan yargılarımızı, dogmalarımızı dibinden sarsar. “Kral çıplak!” der.
Sanatın, sanatçının varoluş nedeni ırk, dil, din, milliyetler üstüdür. İnsanlığa hizmeti, çok taraflılığın, kültürel çeşitliliğin sembolü ve mirası olmasıdır.
asliaysev1@gmail.com