Sanatçılarına kefiller
29 yönetmen, darbe girişiminin ardından İstanbul Şehir Tiyatroları’ndaki görevlerine “performans düşüklüğü” gerekçesiyle son verilen 20 sanatçıya sahip çıktı. Yönetmen Orhan Alkaya “Bunu normalleştirmeyeceğiz” derken Hülya Karakaş da “Onlar neyse biz oyuz. Birbirimize kefiliz” diye konuştu.
Ezgi Atabilenİstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları (İBBŞT) yönetmenlerinden 29 isim, kurumda sözleşmeli olarak çalışan ve 15 Temmuz’un ardından gelişen süreçte “performans düşüklüğü” gerekçe gösterilerek işlerinden çıkartılan 20 sanatçıya dair kamuoyu açıklaması yaptı.
Performansları değerlendirecek asıl merci olan yönetmenlerin, meslektaşlarına ‘kefil’ oldukları açıklamada şu ifadeler kullanıldı: “Biz aşağıda imzası olan yönetmenler İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’nda görevine son verilen 17 oyuncu, 1 dramaturg, 1 müzisyen ve 1 koreograf arkadaşımızın mesleki yeterlilik ve performanslarına, meslek ahlâkı ve liyakatlarına tanık ve kefiliz.”
Açıklama üzerine yönetmenlerin görüşlerine başvurduk...
Daha dün Başbakan Yardımcısı Sayın Numan Kurtulmuş devlet kadrolarında esas kriterin liyakat olması gerektiğini söyledi. Devletin en üst kademelerinden dile gelen bu görüşün 14 Temmuz’dan sonra Şehir Tiyatroları’nda yaşanılanlarla örtüşmediği ortada. İşine son verilen meslektaşlarımın liyakatlerini tartışmak abesle iştigaldir. Keza onların Fetö ya da benzeri bir oluşumun parçası olduğuna inanmak da...
Taşeron firmanın şifahen zikrettiği “performans yetersizliği” ifadesinin başka bir şeye kulp bulmak üzere söylendiği apaçık. Peki neye kulp bulunmaya çalışılıyor? Ne amaçla? Kimler tarafından? İşte konunun içinden çıkılmaz karmaşık yanı burası.
Şehir Tiyatroları’nın hem repertuarına, hem kalifiye kadrolarına hem de sanatsal kimlik ve varoluşuna zeval getiren bu operasyonda İBB içinden veya dışından kimlerin çıkarının olabileceği üzerinde durulması gereken esas konudur.
Aklıma ilk gelen kıyamet senaryoları şunlar:
“Söz konusu 20 kişi; son derece efektif, çok fazla oyunda, yüksek nitelikte görevler alan sanatçılar. Dolayısıyla ‘performans yetersizliği’ nedeniyle işten çıkartılmaları hiçbir biçimde kabul edilemez. Bir tiyatro sanatçısının performansını değerlendirmede çalıştıkları yönetmenler ana merciidir. Genel Sanat Yönetmenliği de yönetmenlerin vereceği raporlar doğrultusunda bir karar verme mercidir. Bunun dışında bir performans ölçme mekanizması yoktur, olamaz. Yönetmelik değişikliği yapıldığında büyük tepki vermiştik. Bugünkü durum, değişen yönetmeliğin uygulamaya konulmasının bir sonucu... Bu durum bizi bir tercih bırakmak zorunda bırakacak gibi görünüyor. Bu da işlerinden çıkartılan oyuncularımız yerine yenilerini hazırlayıp hazırlamamak tercihidir. Benim ve birçok meslektaşımın bu haksızlığı normalleştirmek yönünde davranmama kararımız var.”
“Biz bir kulisin içinde şeffaf bir aile kurarız. Bizim meslekte insanların kendilerini saklaması mümkün değildir. Onlar bizim yol arkadaşlarımız. Onlar neyse biz de oyuz. Çünkü biz birbirimizi biliriz. Birbirimize kefiliz... Biz bu hafta provalara başlayacağız. Sezona perde açabilecek miyiz, bilmesek de bunu yapmak zorundayız. Ama bir yanımız eksik. Bu duygusal bir travma. Herkes bir listeye dahil edliebileceği travmasıyla yaşıyor. Bu yanlıştan geri dönülmeli.”
“İBBŞT’de bu sezon ‘Şahane Züğürtler’i sahneye koyuyorum. 5 Ekim’de sezonun ilk oyunu olarak sahnede. Oyunda genç bir oyuncum var, Özgün Akaçça. Provalarda tanıştım. Fevkalade yetenekli bir oyuncu. Onunla çalışmaktan büyük keyif alıyorken, birdenbire çocuğu ‘performans eksikliğinden’ gönderdiklerini öğrendiğimde şoke oldum. Oyuncumun hiçbir siyasi faaliyeti yok, biliyorum. Bence Genco’ya (Erkal) yapılandan dönüldüğü gibi, bu haksızlığı da geri alacaklar. İnşallah inşallah inşallah!”
“Cemaatçilik başka şey, iktidara muhalefet başka bir şeydir. Bu ikisi aynı şeymiş gibi gösterilerek bir ekmek parası, bir işsizlik korkusu yaratılmaya çalışılıyor. Tiyatro tarikatların, cemaatçiliğin barınabileceği bir yer değil. Muhalefet ise sanatın asli görevlerinden biridir. Söz konusu sanatçı arkadaşlarımızı istihdam eden Şehir Tiyatroları Yönetim Kurulu’dur. Şimdi işlerinden atıldıklarında bir şey demeyi düşünmüyorlar mı?’
ARDA AYDIN: 'Biz kandırılmadık kimseye de kanmadık'
İBBŞT’de kadrolu olarak görev alan ve KHK’ye dayanarak açığa alınan 7 isim arasında bulunan yönetmen ve oyuncu Arda Aydı
Açığa alınan isimlerden bir diğeri Ragıp Yavuz: “İşlerinden çıkartılan bu 20 sanatçının bir sürüsüyle çalıştım. Onlar benim oyuncularım. Çocuklara demişler ki ‘performans yetersizliği’. Performanslarından sonuna kadar memnunum. Yine olsa yine onlarla çalışırım, seyirci de memnun. Yalan söylüyorlar. Şu işin aslını bir söyleseler de öğrensek... Bu arkadaşların Şehir Tiyatrosu’ndaki en yenisi ikinci, üçüncü sezonunda. 10 yıldan uzun süredir çalışanlar var, performanslarının yetersiz olduğunun şimdi mi farkına varmışlar? Fethullah Gülen’in Türkiye için ne kadar büyük bir tehlike olduğunun farkına nihayet varabildiler...”
29 İMZACI YÖNETMEN Orhan Alkaya, Ragıp Yavuz, Emre Koyuncuoğlu, Engin Uludağ, Haldun Dormen, Yücel Erten, Macit Koper, Taner Barlas, Engin Gürmen, Nurullah Tuncer, Ayşe Emel Mesçi, Mehmet Birkiye, Engin Alkan, Arif Akkaya, Naşit Özcan, Yıldırım Fikret Urağ, Yıldıray Şahinler, Aslı Öngören, Kemal Kocatürk, Ergün Işıldar, Bora Seçkin, Can Doğan, Hülya Karakaş, Yiğit Sertdemir, Hakan Yavaş, Ersin Umulu, Özgür Kaymak, Ali Gökmen Altuğ, Arda Aydın. |