"Sanal ilişki tutkunluğu şaşırtmıyor"
Türkiye'de her 4 kişiden sadece birinin temel bağlanma, yalnızlık, terk edilme ya da reddedilme kaygısı taşımadığını belirten Solmuş, insanların gerçekte olmadıklarıyla halleriyle sanal ilişkiler peşinde koşmalarını şaşırtıcı bulmadığını söyledi.
cumhuriyet.com.trTürkiye Bilişim Derneği’nin (TBD) aylık sanal yayını Bilişim Dergisi, “14 Şubat Sevgililer Günü” nedeniyle, İnternet, web sitelerinin toplumdaki sevgi-aşk ve evlilik kurumuna yansımalarını irdeledi. “Dosya: Aşkın @ hali” sayfalarındaki söyleşide Yazar, Eğitmen, Çift ve Evlilik Danışmanı Uzman Psikolog Tarık Solmuş, aşkı, en özet haliyle “İnsanın bebekliğinden başlayıp ölümüne kadar süren bir bağlanma ihtiyacının yetişkinlikteki yansıması” olarak tanımladı. Solmuş, Amerika’da, “aşk denildiğinde akıllarına ne geldiğine” ilişkin üniversitelerde yapılan bir araştırmada 178 kelimenin aşkı anımsattığını belirterek “Dünyada 7 milyar insan varsa, 7 milyar aşk vardır” dedi.
Türkiye’de nüfusun neredeyse yüzde 70’inin ait olma, yakınlık, bağlanmış olma korku ve kaygılarına yani kısacası “bağlanma” kaygılarına sahip olduğunun altını çizen Solmuş, “Her 4 kişiden neredeyse sadece birinin temel bağlanma, yalnızlık, terk edilme ya da reddedilme kaygıları yok. Ve her 4 kişiden ikisinin çok ciddi ve kronik düzeyde belki terapötik ortamda müdahale gerektirecek düzeyde ciddi bağlanma kaygıları var. Durum hiç iç açıcı değil ne yazık ki. Dolayısıyla insanların diyelim ki yüzlerine taktıkları maskeleriyle, yani gerçekte olmadıklarıyla halleriyle ya da makyaj yaparak sanal ilişkiler peşinde koşmaları çok şaşırtıcı değil” diye konuştu.
İki kişi arasında hiçbir tensel temas, dokunuş, fiziksel paylaşım ve bu paylaşımın her iki taraf için de tatmin sağlaması diye bir durum söz konusu değilse aşktan söz edilemeyeceğine işaret eden Solmuş, “Sanal aşk”ları gerçekçi ve sağlıklı bulmadığını vurgulayarak şunları söyledi:
“Bir kadına ya da bir erkeğe yakın olmaktan korkan, terk edilme ya da reddedilme kaygıları olan insanlar için sanal ilişkiler, çok yararlı ve işlevseldir. Bence sanal ilişkiler gün geçtikçe daha da yaşanır olacak, yani ben bırakın bir azalmayı tam tersine bir artış olacağına inanıyorum. Çünkü bu durum insanın yaşadığı kaygılara iyi geliyor. Genel olarak düşünüldüğünde Türkiye, bir travmalar ülkesi. Deprem korkusu, işsizlik, tinerci çocuklar, ekonomik kriz, enflasyon gibi yüzlerce faktör var. İnsanlar o kadar çok bunalmış ki kendilerini mutlu edecek, bir heyecan uyandıracak şeyler arıyorlar ki İnternet’teki arkadaşlık ve evlilik sitelerine, TV’lerde evlilik programlarına yöneliyorlar.”
“Bir insanın hayatındaki herkes tarafından reddedilme kaygısı varsa bu kaygıyı en iyi giderecek, onu asla reddetmeyecek tek faktör var: Tanrı. Bu açıdan baktığımızda bu gidişatın daha muhafazakâr bir toplum olmaya götürmesinden kaygılanıyorum” diyen Solmuş, sözlerini tamamladı:
“Düşünün dünyada 2069 yılının çipi geliştirilirken ya da örneğin Amerikalılar ayda su ararlarken biz hâlâ bir dizide sanki padişahların cinsel uyarılması, arzuları olmazmış, onlar insan değillermiş gibi padişaha niye hakaret edildiğini tartışıyoruz. Bazı tarihsel figürleri, liderleri, bizim için önem atfeden insanları öylesine yüceleştirip, öylesine tapıyoruz ki onları içeren en küçük bir sözü, durumu ya da bir sanatsal etkinliği hemen hakaret ve saldırı olarak algılayabiliyoruz. İşin en ilginç yanı şu; dünya ilerledikçe biz bu ilerlemeye ayak uyduramayacağımızı düşünüp ya da gerçekten uyduramayıp daha bir içimize kapanıyoruz, geriliyoruz.”
Bilişim dergisinin 129. (Şubat 2011) sayısına www.bilisimdergisi.org, www.tbd.org.tr, veya pdf olarak http://www.bilisimdergisi.org/index.php?sayi=son&tip=pdf bağlantısından ulaşılıp indirebilirsiniz.