Samimi bir öykü seçkisi; ‘Sade Bir Şey’
Tanzimat gibi edebî türlerin bir bir göverdiği bir ortamda yetişen Halid Ziya Uşaklıgil, yaşadığı zaman ve sonrasının en önemli isimlerinden oldu. Ölümünün 76’ıncı yılında Can Yayınları tarafından yayımlanan Sade Bir Şey isimli öykü seçkisiyle geçmişten bugüne sesleniyor ve 1901-1939 arasında çok keyifli bir yolculuğa davet ediyor.
Deniz Burak BayrakTanzimat ile edebiyatımıza giren modern öykü, günümüze değin önemli dönüşümler yaşadı. Servet-i Fünun Dönemi’nde sanatçılar konuyu genişlettikleri gibi teknik açıdan çok başarılı öyküler kaleme aldılar.
Edebiyat müfredatında, Servet-i Fünun Dönemi’nde, II. Abdülhamid’in “istibdatçı” ve “sansürcü” uygulamalarından dolayı toplumcu ya da halka dönük yapıtlar oluşturulamadığı / oluşturulmadığı, söz konusu baskıcı yönetim anlayışından dolayı yazar ve şairlerin daha çok bireysel duyarlılıkları dile getirdiklerine değiniliyor.
Bu politik uygulamanın edebiyatta bir eksiklik yarattığı algısı baskın. Bu algının bütünüyle doğru olmadığı ve birtakım yanılsamaları içinde barındırdığını düşünülebilir. “Dönemin öykü ve roman bayrağını açık ara önde götüren Halid Ziya toplumcu gerçekçi eserler yazsaydı bu derece başarılı olabilir miydi?” ya da “Halid Ziya ya da Mehmed Rauf bireyin iç dünyasını ele aldıkları eserleri başarısız ya da daha az mı değerli?”, yanıtlarını düşünmemiz gereken sorular.
Meşrutiyet Dönemi’nin siyasi ortamının edebiyata etkisi ve okurdaki algısı nesnel olarak bu yönden de irdelenmeli.
Tanzimat gibi edebî türlerin bir bir göverdiği bir ortamda yetişen Halid Ziya Uşaklıgil, yaşadığı zaman ve sonrasının en önemli isimlerinden oldu. Şimdi de Sade Bir Şey adlı öykü seçkisiyle geçmişten bugüne sesleniyor. Yazar, bizi 1901-1939 arasında çok keyifli bir yolculuğa davet ediyor.
Yapıtta altı farklı öykü var. Bu öykülerin her biri edebiyat tarihinin farklı dönemlerinde kaleme alınmış. Yaklaşık kırk yıllık bir zaman diliminin içinde olsalar da büyük dönüşümler gösteren Türkiye’nin politik panoramasına dair bir dokunuş göremiyoruz.
Halid Ziya Uşaklıgil’in seçkideki öyküleri baba-oğul ilişkisi, otoriter erkek karşısında sinmiş aile üyeleri, yanlış ya da mutsuz evlilikler ve sonuçları, sorunlu eş ilişkileri, aşkın yoldan çıkardığı insanları ele alan ve bu olayları gözlemleyen ya da bizzat içinde olup hatırlayan anlatıcı bakış açısıyla kâğıda dökülüyor.
ÇERÇEVE ÖYKÜ
Çocuk bakış açısından aile, düşmüş erkeğin gözünden aşk, boşanmış erkeğin tarafından evlilik gerçekçi bir üslupla ve kahramanın duygularını hissederek yazıya aktarılıyor. Halid Ziya kahramanlarını anlatırken onların ruh durumlarını da analiz etmekten geri kalmıyor. Bir psikolog bakışıyla yaklaştığı yaşam parçalarında okura hareketli ve başarılı bir olay örgüsü resmi de çiziyor. Çerçeve öykü denilebilecek bir kurgunun oluşturulduğu öykülerde kurgu üstüne kurgu oluşturmaya çabalıyor.
Kahramanlar öykülerin bel kemiği durumunda: Esnaf, ev hanımı, memur, hoca, çocuk… Yazar romanlarındaki “yüksek zümre”den kişilerini bir kenara itiyor ve “halk”a iniyor.
SAMİMİ BİR SEÇKİ
Öykülerde dikkati çeken bir diğer nokta ise anlatıcı unsuru. Yazar çoğunlukla I. tekil kişili anlatımı yeğliyor. “Keklik İsmail” adlı öyküde “Bir müddettir, hele şu son senelerde hep İzmir hatıralarıyla çevrili olarak yaşıyorum.” ya da “Kadın Pençesi” adlı öyküde “Benden çok daha genç olan iki dostumun oldukça garip bir teklifiyle karşılaştım.” cümleleriyle girişleri kendi anılarından da bir demet sunuyormuş duygusu uyandırıyor.
Halid Ziya Uşaklıgil kısa öykünün yetkin örneklerini veren bir usta. Bu yıl onu kaybedişimizin 76. yıl dönümü olması dolayısıyla andığımız dev kalemin bu ufak ama değerli ve samimi öykü seçkisi kitaplığınızda yerini bulmalı, onu hiçbir zaman unutmamak için.
Sade Bir Şey / Halid Ziya Uşaklıgil / Can Yayınları / 53 s. / 2020.