SALT Beyoğlu'nda bir Pazar günü
'İstanbul Eindhoven-SaltVan Abbe: 89 dan Sonra' sergisi, 6 Nisan 2012'ye kadar SALT Beyoğlu'nda gezilebilir.
cumhuriyet.com.trGalatasaray ‘dan Tünel’ e doğru bir pazar öğleden sonrası, insanlar yürümekteler. Alabildiğine kalabalık! Son yıllarda Beyoğlu’ nun bu bölümün hareketlenmesini sağlayan kuşkusuz sadece alışveriş ya da yeme içme değil; konser salonları, kültür ve sanatın paylaşıldığı mekanlar arttıkça sanırım Beyoğlu giderek daha da kalabalıklaşacak. Örneğin SALT Beyoğlu açılışı .9 Nisan 2011’deydi. Bugün yoğun bir izleyici kitlesini ağırlıyor. Dahası SALT Beyoğlu önünden geçenlerin de bir uğrak noktası olmuş. Kapılarının ardına kadar açık olması, gelip geçenleri davet ediyor.
SALT Beyoğlu ve SALT Galata insanları araştırmaya, düşünmeye yönlendirecek programlar geliştiren (Garanti Bankası bünyesinde) özerk bir kurum. Beyoğlu sergi ve etkinlik mekanları ağırlıklı, Galata ise tarihsel ve güncel bilgi donanımını sürekli ya da süreli olarak izleyici ile buluşturuyor. Maddi ve görsel kültür konularının paylaşımı atölyeler, konferanslar , sergilerle desteklenmekte. Etkinliklerin ilgi çekiciliği kuşkusuz ziyaretçi sayısını İstanbul gibi bir megapole yaraşır seviyeye ulaştıracak.
Salt sergi mekanları pazar günleri 18.30’a kadar açık. 27 Ocak’tan 6 Nisan 2012’ye kadar sürecek olan ‘ İstanbul Eindhoven-SaltVan Abbe: 89 dan Sonra’ sergisi Salt ve Van Abbemuseum’un ortaklaşa hazırladıkları bir sergi ve etkinlik serisi. Kurum müdürleri V. Kortun ve C. Esche çalışmaların Doğu ve Batı kültür dinamiğine katkısının olacağını öngörüyorlar. Ziyaretçilerinin yeni görsel sanatın disiplinler arası ürünlerini anlamaya girişmeleri ise kuşkusuz birer yaratıcı akıl göstergesi. Sergide J. Murioz, A. Benfaidoul, M. Dumas, L. Gediz, M. Kunt, P Huygh, İ. Eviner, G. Orozko, M. Kelly gibi bazı çağdaş sanatçılar izleniyor. Bir video sanatından bir yerleştirmeye, bir yağlıboyadan bir ışık gösterisine çok malzeme ile üretilmişler. Sanırım izleyiciler için dikkat çeken bir özellik de bu. Filmler izleniyor, yerleştirmelerin arasında dolaşılıyor. Bakıp geçmek yok. Çağdaş sanatçı buluyor, yorumluyor, malzemeyi dilediğince çeşitlendiriyor. Yeni bir yapıt, yeni bir problemin çözülmesini , yeni bir önermenin okunmasını gerektiriyor. İzleyiciye düşen ne? Bu yorumu, bu yapıyı anlamak, bu çok katmanlı sanatı okuyabilmek için düşünmek.
İnsanlar her zaman bilinmezlerle ilgili gizemin peşinden gitmişlerdir. Günümüz sanatçısı da izleyicisi de böyle; aradığı ve bulduğu ya da dokunduğu meseleyi sanatın baş tacı yapıyor. İş, bu bulgunun çağdaş ve sanatsal bir dilde sunulması. Sonuçta izleyici bu gizemin ve okumanın içinde bazen çaresiz , bazen de düşünür kılınıyor. Çağdaş Sanatı 6 nisan’a kadar SALT Beyoğlu’nda ve Salt Galata’da yaşamaya buyurun.