Sakıp Sabancı Müzesi’nin muhteşem atmosferinde Can Çakmur resitali

Sanatçı Boğaziçi trafiğinin bin bir çeşit gürültüsünün sahneye kısmen de olsa yansıdığı Fıstıklı Teras’ın iyi düzenlenmiş sahnesinde konsantre olma mücadelesi verirken dinleyiciler J.S. Bach, F. J. Haydn ve L. van Beethoven’in birbirinden güç eserlerini açıklamalar da yaparak ustalıkla yorumlayan, sanatçıyı hayranlıkla izledi. Dinleyiciler gibi pandemi öncesinde en son canlı konserini mart ayında İngiltere’de veren, BBC Senfoni’yle vereceği konseri iptal olan, beş ay sonra dinleyici karşısına çıkan Can Çakmur da çok mutluydu. Ayakta alkışlanan sanatçı konserini Schubert – Liszt, “Der müller und der bach /Değirmenci ve Dere)” bis parçasıyla bitirdi.

Hakan Erdoğan Productions organizasyonunda gerçekleşen sekiz konserin verileceği festivalin teması iki büyük besteci. Biri doğumunun 250. Yılı pandemi nedeniyle yeterince kutlanamayan Beethoven ve diğeri Osmanlı-Türk müziği deyince ilk akla gelen Dede Efendi. İki bestecinin eserlerini, 10 Eylül’e dek sürecek festival boyunca bu akşam Macar klavsenist Marton Borsanyi and Friends; 29 Ağustos’ta Arpist Çağatay Akyol ve üçlüsü Arpanatolia; 31 Ağustos’ta Rusya’dan Gagik Makichyan (çello) ve Natalia Sokolovskaya (piyano) ikilisi; 2 Eylül Münip Utandı ve Türk Sazları Topluluğu; 3 Eylül’de The Barok Moscow Ensemble; 8 Eylül İzmir Barok seslendirecek.

Festivalin kapanışını 10 Eylül’de Olgu Kızılay (keman), Dorukhan Doruk (çello) ve Jerfi Aji (piyano) üçlüsü yapacak. Üçlü Beethoven’in “Arşidük” ve Dvorak’ın “Dumky” piyanolu üçlüleri ile Kamuran İnce’nin bu festival için bestelediği “Dede Remix” i seslendirecek.

ÇOK GÜZEL BİR GERİ DÖNÜŞ

Yurt içi ve dışında verdiği konserlerin yanı sıra 2013’den beri TÜPRAŞ tarafından desteklenen “G&S Pekinel Dünya Sahnelerinde Genç Müzisyenler” burs programı bağlamında Alman Müzik Üniversitesi Franz Liszt Weimar'da Grigory Gruzman ile sürdürmekte ve Belçika'da Diane Andersen ile özel olarak çalışmaya devam etmekte olan Can Çakmur pandemi sürecinde yaşadıklarını şu sözlerle paylaştı; “Konservatuvarda dersler 45 dakika ile sınırlandı. Gruzman Weimer’de yaşamadığı için ancak haftada üç gün ders yapabildik. Tamamen kendimle baş başa kaldım diyebilirim. Pandeminin bana artısı Beethoven dönemi ve üzerine yoğunlaşma, araştırma ve okuma yapacak ortamı sağlamak oldu. Nisan ayında, çok zorlukla izin alarak, üç piyano ARTE için bir TV kaydı yaptık. Bu pandemi sonrası verdiğim ilk canlı konser. Başarılı bir organizasyon. Kalbime çok yakın bulduğum bestecilerin müziğiyle İstanbul Boğazında nazır bir mekanda tekrar konser verebilmek heyecan verici, çok güzel bir geri dönüş oldu. Müziği paylaşmak çok özlediğim bir şeymiş. Sanat için zorlu bir dönem. Konser gerçekleştirebilmek için organizasyonlar gerçekten çok çalışıyor.