'Said-i Nursi'li Anayasa taslağı

Bilkent, Galatasaray ve Marmara üniversitelerinden hukuk fakültesi öğrencileri, Said-i Nursi'nin fotoğrafını kapak yaptıkları taslak metni dün Meclis'e verdiler. Taslakta ilginç öneriler var.

cumhuriyet.com.tr

TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda, kendilerini “Genç Hukukçular Topluluğu” olarak tanıtarak komisyona davet ettiren grubun Nurcu “İstanbul İlim ve Kültür Vakfı” üyeleri olduğunun ortaya çıkması gerginliğe yol açtı. Grup üyeleri, milletvekillerinin “kutsal kitaba el basarak” yemin etmelerini, kadın vekillere türban düzenlemesini savunurken, öğrencilere cuma namazı izni verilmesini zinanın suç sayılmasını, gençlerin “alkol düşkünlüğünden” korunması önerilerine yer verdiler.

TBMM Anayasa Uzlaşma Komiyonu içindeki “sivil toplum örgütleri ve cemaatlerle” ilgili alt komisyon, “Genç Hukukçular Topluluğu”, İnsan Hakları Vakfı, Düşünce Suçuna Karşı Platform ve Uluslararası Strateji Araştırmalar Kurumu (USAK) temsilcilerini dinledi. Ancak, Galatasaray, Bilkent, Marmara Hukuk fakülteleri öğrencilerinden oluşan “Genç Hukukçular Topluluğu”, komisyon üyelerini şaşırttı. Yeni anayasa konusunda kendilerine Saidi Nursi’yi referans alan grup, komisyona da “Yeni anayasa sürecinde Bediüzzaman Saidi Nursi’nin görüşleri çerçevesinde talep ve temenniler”i içeren sunuş yaptı. Galatasaray Üniversitesi 2. sınıf öğrencisi Sait Mürsel’in yaptığı, hem Nursi, hem dünya anayasaları ile karşılaştırmalı hem de Kuran’dan ayetler içeren sunum sonrasında CHP’li Atilla Kart, “Sizi kutluyorum, çok ‘şok’ bir sunum yaptınız. Ama kimliğinizi niye saklıyorsunuz. Bundan dolayı sizi kınıyorum, size bunu hiç yakıştıramadım. Biz sizi İstanbul İlim ve Kültür Vakfı kimliğinizle de davet edebilirdik” dedi. Topluluk üyeleri bu eleştiriye yanıt vermezken, AKP ve MHP’li komisyon üyeleri de bu tavra tepki gösterdiler. Atilla Kart, grubun sunumunda, “Cumhuriyet temel hak ve özgürlüklerin korunduğu, bireysel ve toplumsal gelişimin önünü açan insanın insana ilah olmasını engelleyecek bir mahiyette olmalıdır” önerisini anımsatarak, “Ama bakın siz de bir insanı ilahlaştırıyorsunuz. 21. yüzyılın düzenlemesini yapıyoruz, ama siz 19. yüzyılın kavramlarını kullanıyorsunuz. Muhalefetin susturulmaması gerektiğini belirtiyorsunuz, ama bugünkü duruma hiç değinmiyorsunuz. Çalışmalarınızda, düşüncelerinizde tarafsız olun, kimsenin tetikçisi olmayın” uyarısında bulundu. Bunun üzerine Sait Mürsel, “Düşüncelerinizde tarafsız olursanız, etkisiz olursunuz” savunması yaptı.

Grubun anayasa önerileri arasında “Fertler, din, mezhep, gelsefi görüş ve inanışları benimsemede, öğrenme ve öğretmede serbesttir” ifadesine yer verilirken, din ve fen bilimlerinin beraber okutulduğu okulların “özel teşebbüs” tarafından açılması istendi. Laiklik konusunda da Nursi’yi “referans” gösteren grup, “Laiklik, devlet eliyle, herhangi bir inanca sahip olmayan bir bireye müdahale edilmemesi gibi dindar bir bireye de müdahale edilmemesini barındırır” ifadelerinin yer almasını istedi. Grup üyeleri bu kapsamda, “din ve vicdan özgürlüğünün gereği” olarak türbanın gerek öğrenciler, gerekse kamu personeli için serbest bırakılmasını isterken, birçok ülkede milletvekillerinin “kutsal kitap” üzerine yemin ettikleri savunularak, “Millevtekilleri, hangi dinden olursa olsun, talep etmeleri halinde İngiltere, İspanya, İrlanda, YEni Zelanda ve ABD’de olduğu gibi, TBMM’de yeminlerini kutsal kitapları üzerine yapabilmelidir veyahut dine imtiyaz olmaksızın, kutsal bir bğlayıcıklık ifadesi yer almalıdır” görüşünü savundular. Grup üyeleri bu kapsamda 1924 anayasasında milletvekili yemininde “vallahi” ifadesinin yer almasını örnek gösterdiler.

İnsan Hakları Vakfı Başkanı Metin Bakkalcı da, anayasada kişi hak ve özgürlüklerinin hiçbir şekilde sınırlandırılmamasını önererek, “İnsan Hakları Ulusal Kurumu”nun anayasal güvence altına alınmasını istedi. Bakkalcı, BM İşkenceyi Önleme Sözleşmesi Ek Protokolü çerçevesinde kurulması gereken “Ulusal Önleme Mekanizması”nın da yeni anayasaya konulması talebine yer verdi.