Şaibeye yargı sessiz kalamaz

Hukuk profesörleri Teziç ve Feyzioğlu, Ankara’da yaşanan şaibeli seçim sonrası YSK kararlarına karşı Anayasa Mahkemesi’ne dava açılabileceğini belirtti.

Alican Uludağ/Cumhuriyet

Başkentte CHP adayı Mansur Yavaş ile girdiği seçimleri “şaibe” iddiaları arasında Melih Gökçek’in kazanmasının ardından Yüksek Seçim Kurulu (YSK) kararlarına karşı Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yapılıp yapılamayacağına ilişkin tartışma çıktı. AKP, YSK kararlarına karşı Anayasa Mahkemesi’ne gidilemeyeceğini savunurken hukukçular, açık kapı bıraktı. Anayasa hukukçusu Prof. Dr. Erdoğan Teziç, yargının bu duruma sessiz kalamayacağını belirterek “Çünkü ihtilaflı bir durum veya kamu vicdanını rahatlatacak sonuç çıkması için kapı açabilir. Hukuki imkân var” dedi. Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Prof. Metin Feyzioğlu da AYM’nin bu konuda ilk defa bir karar vereceğine işaret ederken, siyasete girmeden mahkemenin salt evrensel hukuk kapsamında karar vererek Türkiye’nin önünü açabileceğini vurguladı.

30 Mart yerel seçimlerinde Ankara Büyükşehir Belediyesi sonuçlarında yaşanan tartışmada CHP’nin adayı Mansur Yavaş, YSK’den sonuç alamamaları durumunda Anayasa Mahkemesi ve AİHM’ye kadar gideceklerini belirterek yeni bir tartışmanın kapısını aralamıştı. AKP sözcüleri, anayasaya göre YSK kararlarının kesin olduğunu ve başka bir yere bu konuda dava açılamayacağını iddia etti. Son olarak dün düşüncesi sorulan Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç ise “Anayasa Mahkemesi’ne bir başvuru olursa arkadaşlarımız oturur karar verir. Benim bugünden şöyle bir karar verilir böyle bir karar verilir diye değerlendirme yapmam mümkün değil. Başvuru olduğunda bunu mahkememiz değerlendirecektir” diyerek tarafsız kalmayı tercih etti.

 

Yasada istisna var

Ancak bu konuda hukuk tartışması yaşanıyor. Anayasanın “Seçimlerin genel yönetim ve denetimi” başlıklı maddesinde “Yüksek Seçim Kurulu’nun kararları aleyhine başka bir mercie başvurulamaz” deniliyor. Anayasa Mahkemesi’nin görevlerini anlatan 148. madde, bireysel başvurular konusunda “Herkes, anayasada güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesi’ne başvurabilir. Başvuruda bulunabilmek için olağan kanun yollarının tüketilmiş olması şarttır” hükmü yer alıyor. Anayasa Mahkemesi’nin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Yasa’nın bireysel başvuruları düzenleyen 45. maddesinde ise “Yasama işlemleri ile düzenleyici idari işlemler aleyhine doğrudan bireysel başvuru yapılamayacağı gibi Anayasa Mahkemesi kararları ile anayasanın yargı denetimi dışında bıraktığı işlemler de bireysel başvurunun konusu olamaz” denilerek bir istisnaya işaret ediliyor.

 

Hukukçular açık kapı bıraktı

Seçim sonuçlarına ilişkin bireysel başvuru yapılırsa Anayasa Mahkemesi ilk kez böyle bir konuda karar verecek. O nedenle daha önce bu konuda bir içtihat yok. Anayasa hukukçusu Prof. Dr. Erdoğan Teziç, YSK kararlarına açılacak dava karşısında yargının sessiz kalamayacağını belirterek Cumhuriyet’e şunları söyledi: “Bu sessiz kalmamamın kapısı da Anayasa Mahkemesi’nden geçiyor. YSK’nin kararlarına itiraz etmişler, sonuç alamıyorlar. İç hukuk yolları tüketilmiş. Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunurlar, Anayasa Mahkemesi’nin bu konuda bir karar vereceğini umuyorum. Çünkü ihtilaflı bir durum veya kamu vicdanını rahatlatacak sonuç çıkması için kapı açabilir. Hukuki imkân var. Anayasa şikâyeti, bir yerde seçme hakkının sonuçlarının adil olması konusunda bir yol izleme imkânına sahip. YSK’nin kararının adil ve dürüst olmadığı görüşü, endişesi var. Bu açıdan da Anayasa Mahkemesi sessiz kalamaz. Sessiz kalırsa dahi en son müracaat yeri AİHM’dir.”

 

Hukuk devleti için...

Böyle bir davanın ilk olacağını vurgulayan Teziç, aynı zamanda siyasi partiler ve YSK için bu konuda bir belirginlik ortaya çıkacağını söyledi. Hukukta belirsizlik olmayacağını dile getiren Teziç, “Belirliliği yargıçlar yaratmak zorundadır. Buranın altını çizmek istiyorum. Hukuk devletinde belirsizlik olmaz, yargı da bu sürecin taşıyıcıdır. Belirlilik olur. Yargı bugün içinde bulunduğumuz olaylarda hukuk devletini ayakta tutma sorumluluğunu taşımaktadır. Siyasilere güvenip güvenmemek ayrı bir konudur ama yargıya güvenmek evrensel bir ilkedir. Bizim de Türk vatandaşları olarak hukuka inanma ihtiyacımız var. Hukuka inanma ihtiyacımız Anayasa Mahkemesi’nden İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi’ne kadar giden bir süreçtir” görüşünü kaydetti.

 

Feyzioğlu: AYM içtihat yaratabilir

TBB Başkanı Metin Feyzioğlu, YSK kararlarına karşı bireysel başvuru davasına ilişkin daha önceden bir içtihat olmadığını belirtti. Feyzioğlu, “YSK kararları anayasada nihai gibi gözükse de bireysel başvuru daha sonraki düzenleme olduğu için bir içtihatı yok gibi. Bekleyip göreceğiz. Anayasa Mahkemesi, son dönemde Türkiye’nin önünü açıyor. Bu çerçevede siyasete girmeyen, salt evrensel hukuk kapsamında kalan kararlar verdiği sürece önünü de açmaya devam edecektir. AYM, bu konuda içtihat yoluyla hukuk yaratacak. Zaten en üst mahkemelerin içtihat yoluyla hukuk yaratması da beklenen bir durumdur. Yeter ki siyasete girmesin. Yani anayasayı değiştirmeye siyasi görüşlerle eğip bükmeye kalkmasın” dedi.