Sahnede yangın, önünde piknik...
Şaka maka metal müzik memlekette 3-4 kuşağı devirdi. Biri ilk, diğerleri orta kuşaktan üç topluluk bir araya gelip konser verince nostaljik bir tablo oluyor haliyle.
Murat BeşerFotoğraf: Anıl Yurdakul
Küçükçiftlik
Park’ın önündeki yeşillik alanda üçlü beşli siyah tişörtlü insanlar seyrek gruplar
halinde çökmüş biralarını yudumlasa da, metal konserlerine has o eski hararet
yok. Aynı mekânda yakın zamanda yapılan benzer etkinlikler de eski heyecanından
uzaktı. Bunun sebepleri malum...
Metalium,
Sülfür Ensemble ve Diabolizer’i içeren etkinliğin kapısı saatler altıyı
gösterirken İrem Küçükbulut’un (geçen yıl vefat eden metal gurusu Çağlan Tekil’in
çaldığı parçalardan oluşan bir set için) CD çalara basmasıyla açıldı. DJ
kabininde Laneth pankartı var. Girişte solda Hammer Müzik standı (ki birazdan
burada Metalium üyeleri dinleyicisiyle buluşacak, imza verecek), alanda az sayıdaki
katlanır yönetmen sandalyesi, aralara serpiştirilmiş büyük sarı yer minderleri…
Sağlık
sorunları nedeniyle katılamayan Gaddar’ın yerine gelen Kadıköylü death metal
topluluğu Diabolizer, canlı müziğe susamış insanlara karşılama yapıyor. Kaos
içinde melodik sololar çalıyor; beş kişilik ekip sahneyi gövdeleriyle, alanı
soundlarıyla dolduruyor. Saçlarıyla yüzünü kapayınca bir korku filmi klasiğini akla
getiren solist, pogoya davet ediyor ama hacet yok, millet zaten teşne. Onlar da
10 yılı geride bırakmış albüm sahibi deneyimli bir topluluk.
Koltuk
sevdası metalciye değil, politikacıya has… Arkada kalan minder ve koltuklara
konser esnasında rağbet azalıyor, insanlar sahne önünde toplanıyor. Halbuki buranın
sahnesi çok büyük, ışıkları ve ses sistemi de çok iyi; alanın her yerinden
konser rahatlıkla izlenebiliyor. Ama yine de sahne önün de ayakta dikilmenin cazibesi
tarif edilemez.
Camianın
renkli ve emektar karakterlerinden oluşan doom metal topluluğu Sülfür Ensemble
etkileyici girişle başlıyor, şatafatlı bir sahne yapıyor. Sahnenin iki ucunda
topluluğun sembollerini gösteren siyah bayrakları sallayan iki muhafız var. Yerli
filmlerden alınmış ses örnekleri, satanik canlandırmalar, fantastik edebiyata
göndermeler içinde geçen ayin gibi bir konser; Sabbath’vari, karanlık bir sahne
şöleni…
Devasa
geri planı hangi topluluk çalıyorsa onun pankartı süslüyor. Altyapılardan gelen
sesler eşliğinde önce davulcunun, ardında sırayla diğerlerinin dahil olduğu bir
sırayla başlıyor Metalium konseri. Bu onların 25 yıl aradan sonra çıkardıkları
üçüncü albüm “Tenebris” sonrası ilk konserleri. Uzunca bir süre çalmamış olmanın
verdiği açlıkla, boşa geçen zamanın acısını çıkarırcasına çalıyorlar. Sahnede geçen
her dakikanın zevkini çıkarıyorlar ki dinleyiciler de farklı duygular içinde
değil. Çaldıkları parçaların listesi yeni albümün tamamına bazı eski parçaların
eklenmesinden oluşuyor.
Sahnede işler yolunda, eskisi gibi yangın yerini aratmıyor. Alandaki 500’e yakın kişi saatler ilerleyince az gevşemiş, birileri Metalium ile maziye uzanmış, sadece maziye değil çayıra uzanmış. Her ne kadar omuz omuza izlenen metal konserlerinin elektriğini taşımasa da, sinirlerin yay gibi gerildiği bir dönemde piknik yaparcasına konser izlemenin verdiği rahatlık bambaşka bir keyif…