Sahnede uçan beyaz ruh
Bugün 16.00'da Kadıköy Süreyya Operası'nda sahnelenecek olan 'Afife', ilk Türk kadın tiyatro oyuncusunun zorlu yaşamöyküsünü baleye uyarlıyor.
cumhuriyet.com.trİlk Türk kadın tiyatro oyuncusu Afife Jale’nin hayatını konu alan “Afife” balesi, 14 yıl aradan sonra yeniden sahnede. İstanbul Devlet Opera ve Balesi, koreografisi ve librettosu Beyhan Murphy’ye, müzikleri Turgay Erdener’e ait “Afife” adlı modern bale eserini, Ankara Devlet Opera ve Balesi’nde sergilenişinden 14 yıl sonra yeniden izleyiciyle buluşturdu.
Eserde, ana kurgu, müzik, kostüm gibi öğelerde hiçbir değişiklik yapmayan Murphy, koreografi ve kompozisyon olarak bazı eksik kalan yerleri doldurduğunu söylüyor.
Ankara’da Afife’yi, modern bir toplulukla bale tandanslı bir eser olarak yorumlayan Murphy, şimdi ise bir bale topluluğuyla modern üslupta bir eser sahnelediğini belirtiyor. “Afife”, baleyle tiyatronun arasında bir yerde buluşuyor. Bir dönem draması olması sonuçta nerdeyse bir ‘bale tiyatrosu’ anlatımını getiriyor.
Eserde, “Altın Dönem” Afife’nin Darülbedayi’ye başvurduğu gençlik dönemini, “Kırmızı Afife” sahneye ilk çıktığı süreci ve ardından gelen stresli ve çalkantılı dönemi, “Mor Afife” çektiği ağır baş ağrılarından sonra Eczacı Suat Bey ile tanışıp morfine alışmasını, tiyatrodan uzak düşmesini ve pişmanlığını, “Gümüş Dönem” ise ikinci baharını, yani Selahattin Pınar ile olan evlilik dönemini anlatıyor. Afife’yi ilk olarak 14 yıl önce, 1998’de, hem de 56 yaşındayken efsane balerin Meriç Sümen canlandırmıştı. Yeni Afife, Tülay Yalçınkaya ise bir “genç Afife”. Ama Murphy, Sümen’in başlı başına bir olay olduğunu ve tamamen ayrı tutulması gerektiğini vurguluyor. Her dansçının rengi ve dinamizmi kendine özgü olduğundan, kıyaslama yapmayı gereksiz buluyor.
Afife’den çok şey öğrendim
Kadıköy Süreyya Operası’ndaki provalar sırasında iki Afife’yle buluştuk. Sözü ilk olarak Meriç Sümen’e verdik. Sümen, “Sahnede uçan beyaz bir ruhsun” dediği rolün kendisini çok yıprattığını söylüyor: “Afife’nin çektiği ıstırabın ifadesiydim sahnede. O kadar değişik bir rol ki... Dans adımları var, ama sanki yok, vücut dilin, ifadelerin var, ama kendi dünyandasın... Eserin bir zorluğu da çıplak ayakla sahneye çıkmaktı, çünkü hiç çıplak ayakla sahneye çıkmamıştım. Eserde müzik de çok önemli. Eserin sahnelendiği gün ruhun müzikle iletişimi tutarsa seyirciye rolünüzü harika iletirsiniz. Afife rolüyle kendime çok şey öğrettim, kendimi imtihan ettim her anlamda.” Sümen, deneyimli dansçıyla genç bir dansçının oynadığı Afife arasında da çok fark olacağını belirtiyor: “Eserde, teatral durum, müziği kullanma, ruhunu serbest bırakma o kadar fazla ki... Büyük tecrübelere dayanan bir rol. Altyapının muhakkak sağlam olması lazım, bu altyapı da uzun yıllar edindiğimiz tecrübelerdir.”
Sümen’in canlandırdığı Afife’ye 14 yıl sonra yeniden hayat veren Tülay Yalçınkaya ise “Meriç Sümen’i izlediğim zaman gözlerim dolu dolu olmuştu. Benim için altından kalması zor bir rol” diyerek heyecanını dile getiriyor. “Meriç Hoca’dan sonra böyle bir rolü başarıyla yapabilecek miyim korkusu var, çünkü o kadar güzel canlandırmıştı ki...” Yalçınkaya, Afife’nin acısını, ıstırabını hissetmenin, aktarmanın kolay olmadığını söylüyor: “Afife’nin bütün dönemlerini hayal edip bütün dramayı yaşıyorum rolümle. O dramı hissetmek ağır geliyor, ama yine de drama oynamayı seviyorum. Sürekli ‘Daha iyi nasıl yapabilirim’ diye düşünmekten yüreğim yoruluyor.”