Sağlık parayla, binası kirayla
Kamuya taşınmazlarını eğitim adı altında dini vakıflara Diyanet onayı ile bedelsiz verilebilmesinin önünü açan hükümet, halkın sağlığı için binlerce aile hekimine yer bulamadı.
Şeyma PaşayiğitSağlığın bir insan hakkı olarak 1961’den itibaren tanımlayan “Sağlık Hizmetlerinin Sosyalleşmesi Kanunu”na göre sağlık hizmeti devletin hastane, bina, demirbaş ve lojman imkanları sonrasında başlasa da aile hekimliği uygulaması ile AKP döneminde sağlık, yeni bir ticari alana dönüştürüldü. 2004’te çıkarılan “Aile Hekimliği Pilot Kanunu” sonrası sözleşmeyi imzalayan hekimler, yönetmeliğe göre bina fiziki şartlarını ve iç donanımını devlet yerine kendileri sağladıktan sonra hizmet sunmaya başlamış oldu.
Hükümet 2012’de “Birinci Basamak Sağlık Kuruluşları Prototip Proje İhtiyaç Sağlık Rehberi” ile yer bulma sorununu Sağlık Bakanlığı sorumluluğuna verse de bir yıl sonra çıkarılan yeni yönetmelik ile 2004 yılına dönüldü. Devletin birinci basamak sağlık kuruluşları için mekanı bulma sorumluluğu ortadan kaldırılarak bütün sorumluluk aile hekimlerine yüklendi.
Binasız yere aile hekimi
Aile hekimliği yerleştirme işlemi yapan Sağlık Bakanlığı son olarak 1207 boş aile hekimliği belirledi. Bu aile hekimliklerinden 727’sinin odası bulunmazken tam 102 aile hekimliğinin binası bile yok. Belirlenen kiralarında yer aldığı tabloya göre; hekimler, 984 liraya varan kiraları ödemek durumunda.
Hekime yatırımlı pazarlama
Geçen yıl eski Çalışma Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun kiralık binaların devlete yakışmadığını söylemesine rağmen hekimler, hala hizmet sunacağı binayı temin etmek için uğraşıyor. Sağlık Bakanlığı logolu dükkanlar, “Aile Sağlığı Merkezi kiracılı”, “yılda 4 bin lira 10 yılın sonunda 764 bin 996 lira getirisi olan”, “15 yılda kendini amorti eden yatırım” ifadeleriyle pazarlanmaya çalışılıyor