'Sağlam adımlar atmalıyız'

Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, çeşitli temaslarda bulunmak üzere gittiği Mısır'ın başkenti Kahire'de Mısırlı yatırımcıları Türkiye'de iş yapmaya, ortaklıklar kurmaya ve Türk iş adamlarıyla birlikte dünya piyasalarına açılmaya davet etti.

cumhuriyet.com.tr

Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, Condrad Otel'de düzenlenen, ''Türkiye-Mısır Ticaret ve Yatırım Köprüsü Toplantısı''nda yaptığı konuşmada, iki ülke arasındaki ticari ve ekonomik ilişkileri en üst seviyeye çıkarma yönündeki iradelerini dile getirdi. Küresel ekonomik krizin, dünya ekonomisinin daha sürdürülebilir ve geniş tabanlı bir büyüme eğilimine girmesi için uluslararası işbirliğinin ne derece önemli olduğunu açıkça gösterdiğini belirten Ergün, bu çerçevede Türkiye'nin, ''bütün dünya ülkeleriyle olan işbirliğini geliştirmeyi hedefleyen, diğer ülkelerin kendi aralarındaki işbirliğini de destekleyen bir ülke'' olduğunu söyledi.

Türkiye olarak, Mısır ve Türkiye arasında ticari ve ekonomik işbirliğini geliştirecek her türlü projeye destek vermeye hazır olduklarını vurgulayan Ergün, krizin hissedilen etkilerinin azaldığı bu dönemde, Mısır'da bulunan iş adamlarıyla omuz omuza vererek yeni işbirliği fırsatları arayacaklarını, mevcut bazı sorunlara çözüm yolları geliştirme imkanı bulacaklarını belirtti. Geçen Kasım ayında, İstanbul'da TUSKON koordinasyonunda bir İş Forumu Programı düzenlendiğini hatırlatan Sanayi Bakanı, Haziran ayında yine böyle bir organizasyonda Mısırlı iş adamlarıyla İstanbul'da bir araya gelmeyi planladıklarını söyledi.
 

'2010'dan itibaren uzun ve hızlı bir büyüme dönemine girmeyi bekliyoruz'

Türkiye'nin geniş bir iç pazara, nitelikli işgücüne, yüksek kalitede ara mal tedariki sağlayabilen güçlü bir sanayiye, çok geniş tarım potansiyeline, çok önemli turizm ve kültür zenginliklerine sahip olduğunu ifade eden Nihat Ergün, hükümetlerinin son 7 yılda birçok yapısal reformu kararlılıkla hayata geçirdiğini kaydetti. Tüm bu gelişmeler neticesinde bugün Türkiye'nin, yerli ve yabancı yatırımcılar için bir cazibe merkezi haline geldiğini anlatan Ergün, şöyle devam etti: ''Ülkemizde 2002'de 232 milyar dolar olan GSYİH'nin 2008'de 742 milyar dolara yükselerek, 6 yılda neredeyse 3 kat artış göstermesi, aynı zamanda kişi başına düşen milli gelirin ilk kez 10 bin dolara ulaşması, tüm bu söylediklerimizi teyit eder niteliktedir. Yine bu dönemde ihracatımız 36 milyar dolardan 132 milyar dolara kadar yükselmiştir. 2009 yılında, küresel krizin etkisiyle daralan dış pazarlara rağmen ihracatımız 100 milyar doları aşmayı başarmıştır. Küresel kriz ortamında dış talepteki düşme ve sermaye akışındaki yavaşlama neticesinde 2009 yılında yüzde 6 civarında bir küçülme yaşayacağımızı tahmin ediyoruz. Ancak bu sadece 2009 yılı için yaşanan bir durumdur. 2010'dan itibaren Türkiye'nin uzun ve hızlı bir büyüme dönemine girmesini bekliyoruz.''

Ergün, uyguladıkları stratejik politikalar neticesinde komşu ve çevre ülkelerle olan ilişkilerde büyük ilerlemeler kaydedildiğini, Türkiye'nin birçok komşu ülkesiyle dış ticaret hacminin 5-6 kat, hatta 10 kat artırmayı başardığını söyledi. Bu kapsamda, komşu ülkelerden Irak ve Suriye ile yüksek düzeyli stratejik işbirliği konseyi mekanizmaları oluşturduklarını ve ikili ilişkilere ivme kazandıracak önemli kararlar aldıklarını anlatan Ergün, Lübnan, Suriye, Ürdün gibi bir çok komşu ve çevre ülke ile vize uygulamasının karşılıklı olarak kaldırıldığını hatırlattı.

Rusya ile de vizenin kaldırılmasının gündemde olduğunu belirten Ergün, Mısır ile de vizelerin karşılıklı olarak kaldırılması konusunda hazır olduklarını bildirdi. Mısır ile Türkiye arasındaki serbest ticaret anlaşmasının 2007 yılında yürürlüğe girdiğini, bakanlar düzeyinde ''Yüksek Düzeyli Ticari İstişare Mekanizması'' kurulmasına ilişkin önerilerini de geçen yıl Nisan ayında gündeme getirdiklerini anımsatan Ergün, ''Bu bağlamda, ekonomik ilişkileri iki ülke lehine geliştirmek adına, önümüzdeki süreçte daha kararlı olmalı, vakit kaybetmemeli ve ilişkilerimizi stratejik temellerin üzerine oturtacak sağlam adımlar atmalıyız'' diye konuştu.

Ekonomik ilişkiyi sadece mal alıp satmak olarak algılamadıklarına da dikkat çeken Ergün, şunları kaydetti: ''Ticaret elbette gelişmeli, elbette dış ticaret hacmimiz sürekli artmalı; ancak, yatırım noktasında da aynı kararlılığı göstermemiz gerek. Mısır iş adamlarını ve yatırımcıları rekabetçi bir piyasaya ve liberal bir iş dünyasına sahip olan ülkemizde, iş ve yatırım yapmaya, iş adamlarımızla her alanda ortaklıklar kurmaya, birlikte dünya piyasalarına açılmaya ve ortak kültürümüzü, dostluk bağlarımızı beraberce fırsata dönüştürmeye davet ediyorum.''

Bakan Ergün, ''sadece Mısır'da veya Türkiye'de birlikte ticaret yapalım'' demediklerini, Mısırlı iş adamlarıyla, Türk iş adamlarının dünya çapında kazandığı tecrübelerle dünyanın başka bölgelerinde de ortak işler yapılmasını istediklerini dile getirdi. ''Kuracağımız ortaklıklar, yeni pazarların kapısının hem Türkiye'ye hem Mısır'a daha kolay açılmasını sağlayacaktır'' diyen Ergün, komşu ve çevre ülkelerle ortak bir ekonomik alan tesis etme yolunda attıkları önemli adımların semeresini uzun vadede muhakkak toplayacaklarını, uzun yıllar boyunca savaş ve çatışmalarla gündeme gelen ortak coğrafyanın, ekonomik ilişkilerin ve işbirliğinin artmasıyla güven ve istikrarın hakim olduğu bir coğrafyaya dönüşeceğini ifade etti.
 

'Mısır yeni bir yatırım üssü'

Türkiye ve Mısır arasındaki ticaret hacminin küresel krize rağmen arttığına, bu artışta Serbest Ticaret Anlaşması ve artan doğrudan yatırımların etkili olduğuna işaret eden Ergün, Türk müteşebbislerin, tekstil ve konfeksiyon başta olmak üzere birçok sektörde artan uluslararası rekabete karşı koyabilmek için Mısır'ı yeni bir yatırım üssü olarak gördüklerini söyledi. Bu nedenle, başta Kahire, İskenderiye ve Bourgel-Arap bölgeleri olmak üzere Mısır'da yatırım yapan Türk firmalarının sayısının önümüzdeki dönemde katlanarak artmasını beklediklerini belirten Ergün, şöyle dedi: ''Bu gelişmeleri göz önünde bulundurarak İskenderiye'ye Ticaret Ataşesi atayan az sayıdaki ülkelerden birisi olduğumuzu da ifade etmek istiyorum. Cumhurbaşkanı Sayın Hüsnü Mübarek'in ülkemizi ziyaretinde Mersin Limanı ile İskenderiye arasında düzenli Ro-Ro taşımacılığı imkanlarının araştırılması, İstanbul ile İskenderiye arasında doğrudan tarifeli uçak seferleri başlatılması hususları da gündeme gelmiştir. Savunma Sanayi alanında yapılacak işbirliği de ilişkilerimize stratejik derinlik kazandıracaktır. İkili ticari ilişkilerimizin gelişimine önemli katkı sağlayacağı düşündüğümüz bu hususlara ilişkin çalışmalara başladık, Mısır makamlarından da bu güzel gelişmelere destek olmalarını bekliyoruz. Mısır'ın son dönemde ekonomi ve dış ticaret alanında önemli reformlar gerçekleştirmesi ve yatırım ortamını uluslararası standartlara yaklaştırması da ekonomik ilişkiler noktasında beklentilerimizi arttıran bir adımdır.''
 

Örnek işbirliği

İki ülke arasındaki karşılıklı irade, iyi niyet ve anlayışın kendilerine, hedeflerine kısa bir süre içinde ulaşabilecekleri yönünde derin bir inanç sağladıklarını dile getiren Ergün, Türkiye ve Mısır'ın çok yakın bir zamanda tüm dünyada örnek teşkil edecek çok boyutlu bir işbirliğini hayata geçireceklerini ve birçok alanda olduğu gibi ticari ve ekonomik ilişkilerde de birbirlerinin en önemli ortaklarından biri olacaklarını söyledi. Dünyanın yeni bir sürece doğru ilerlediğini belirten Ergün, Mısır ve Türkiye'nin birbirlerine verecekleri destekle geleceğin yeni dünyasının merkez ülkeleri arasında yer alacaklarına inandığını da sözlerine ekledi.

 

'Sektörün yüzde 60'ı bir grubun elinde'

Bakan Ergün, ''Türkiye-Mısır Ticaret ve Yatırım Köprüsü Toplantısı''nın ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Sanayi ve Ticaret Bakanı, Mısır'ın Türkiye'den çelik ithalatına karşı anti damping önlemleri alınmasını incelediği yönündeki iddialara karşılık, Türkiye'nin dış ticaretini Gümrük Birliği ve Dünya Ticaret Örgütü anlaşmaları çerçevesinde yürüttüğünü hatırlattı.

Dolayısıyla herhangi bir anti damping uygulaması, aşırı fiyat indirmesinin söz konusu olamayacağını belirten Ergün, ''Demir çelik sektöründe de bu söz konusu değil. Mısır'ın demir çelik sektöründe tekelleşmesi olduğu durumu söz konusu. Sektörün yüzde 60'ı bir grubun elinde. Dolayısıyla burada iç fiyatların yüksekliği konusunda bir tartışmanın olduğunu biliyoruz. O yüzden bir sorun olacağını sanmıyorum. Bizim açımızdan bir anti damping söz konusu değil. Türkiye kurallara uyan bir ülke'' dedi.