Sadakatsiz, altı yıl falan sürer bu gidişle

Orijinali mis gibi olan dizilerin “kötü kopyaları” neden çekilir, daha önemlisi neden izlenir? Seyirci acı çekmekten ve acı çekeni görmekten hoşlanıyor olabilir mi?

Elif Aktuğ

Karakterlerin neredeyse tamamının mutsuz olduğu, asla yüzünün gülmediği, hayatlarından dramların, entrikaların, aldatmaların, aldanmaların eksik olmadığı ve dilim varmıyor ama söylemeden edemeyeceğim, orijinali mis gibi olan dizilerin “kötü kopyaları” neden çekilir, daha önemlisi neden izlenir? Seyirci acı çekmekten ve acı çekeni görmekten hoşlanıyor olabilir mi?

Yok bunun cevabını aramıyorum, arasam da bulamam, tez yazanlar, akademisyenler ilgilensin soruyla, ben Sadakatsiz’e yükleneceğim bu hafta, çok bekledim bitecek diye, baktım bitmiyor, el atma zamanı geldi dedim. Çünkü güzelim köftesiyle gönüllerimizde yer eden Tekirdağ, Tekirdağ olalı bu kadar yıpranmamıştı. Ki şahane seçim Tekirdağ, setleri İstanbul dışına taşımak kadar akıllıca bir şey olamaz, dizinin en ve tek güzel tarafını yazarak başladım. Devamında, aman tutmayın beni. 

Neredeyse askere gidecek çocuğa, boyamalı ev ödevi vermişler ya, ben artık ne diyeyim? Karşında altı yaşında çocuk olur sorarsın, “Boyamaların bitti mi yavrum?”. Ali’ye sorulmaz ki! Ali koca adam, bıyıkları var artık, bıraksan evlenecek, karısını aldatacak, sevgiliden çocuk yapacak. Diziyi çekenlere göre Ali, o kadar minnoş ki, arabada arka koltuktaki bebek arabasına oturtacaklar, arkadaş; oyuncu seçimini belirlerken aklınız neredeydi, bir de elinizde en baştan sonu belli koskoca hikaye var! Ana babası boşanan, aile dramaları yaşayan ve seyircinin içine sokası gelmesi gereken çocuğu nasıl olur da savsaklarsınız! Aman, Cansu Dere okey dedi, Caner de tamam, bunlar esmer, esmer erkek çocuk bulalım yeter, mi dediniz.

Bütün karakterlerinin Kırmızı Oda ziyareti yapması gereken Sadakatsiz’e başlanırken, sanırım işin başındaki herkes benim gibi düşünüyordu: “Dizinin orijinali Dr. Foster 10 bölümdü, biz uzatsak sağsak sağdan soldan, beş bölüm daha eklesek, uzun bakışmalar, boş diyaloglar, eh on beşte falan final yaparız”. Çocuk oyuncuyu bu kadar umursamamanın başka açıklaması olamaz, anası ipek gabardin pantolon ceketle, stilettolarla işe giden, türlü marka çanta kullanan, kırmızı ojesi ve saçı asla bozulmayan Ali’mizin saçları nedir öyle; tas koyarak keserlermiş ta yıllar önce güneydoğuda, arkadaş götürün çocuğu bir zahmet tıraşa! Tamam çocuğa fazla yüklendim ama kendime engel olamıyorum; bir de tutuyor ya bu diziler, rating sonucunu başarı görüyordur tüm ekip! 

Gerçek hayatta başına türlü bela gelmiş, türlü kötü insanla karşılaşmış kişilerin bile “valla iyi yırtmışım hayattan, beterin beteri var” diyerek ibretle izlediği Sadakatsiz, aldatan kocaların bile “Volkan, bu kadar da salak olunmaz” mottosunda birleştiği bir iş. Dünyada birçok ülkede uyarlandı Dr. Foster, orijinalini daha ortada Sadakatsiz söylentileri yokken BBC’de izlemiştim. Bir aile hekimi olan Dr. Foster’ın hikayesi; basit sade bir hayatı olan ve kocasının ilişkisi sebebiyle hayatı darmadağın olan bir kadının hikayesi, hepsi bu! Türk işi hikaye olsun, seyirciye gerçekçi görünsün ve elbette dizi yıllarca sürsün diye eklenen karakterlerden kayınvalide Gönül en doğru seçimlerden biri, Burak Sergen gibi bir dev oyuncuyu bağırtıp çağırtmaktan medet ummak da anlaşılır elbette, neticede tiyatro üstatları kurtarıyor dizileri.

Bakın daha aldatan erkek Volkan’a, sonu Gone Girl’e bağlanan Derin’e ve aldatıldığını öğrendikten sonra “tamam affettim” diyen başhekimlerin en güzeli ama neticede “gidecek yerim yok, affetmeyeyim de ne yapayım beyimi” diyen çaresiz kadınlar gibi davranan Asya’ya gelemedim, çünkü hepsi de başı başına ansiklopedi fasikülü olacak tipler. Volkan her şeyi eline yüzüne bulaştırırken mutlu olmadım dersem yalan olur, erkekler ikiye ayrılır derler ya; aldatan erkek ve yakalanmayan erkek olarak! Aldatan erkeğin, iki tarafa da söylediği yalanları, hezeyanları, dengesizlikleri, sahtekarlıkları görmek, özellikle aldanan kadınları pek rahatlatmıştır; Volkan’a küfrederken, yan koltukta oturan kocaya da mesaj yollanıyordur diye düşünüyorum. Volkan genç güzel seksi ikinci hanımıyla mutlu olmayınca, birinci hanımların yüreklerinin yağı eriyordur. Belki de dizinin ikinci güzel yanı budur, seyirci kadın için; Asya gibi üzerindekilerin asla buruşmadığı, sabahtan akşama hastanede ayakları şişmeden topuklu giyebilen, evi tertemiz mis gibi, kendi cillop gibi kadın aldatılırsa, sıradan kadın neden aldatılmasın? Dizi sektörü mesajı, mutlu sağlıklı aileler üzerinden vermeyi de deneyecek, hatta bununla reyting de alacak, evet bir gün gelecek, bunu göreceğiz. İşte o zaman ne olur bıyıklı çocukları minnoş bebe diye sokmayın gözümüze. Taktım, Ali’ye taktım demek, elimde değil. Taro Tekin’e o kadar takmadım, iki de bir Avustralya’ya gidelim diyen antipatik Issız Adam’a takmadım, düşünün artık.